| Geçen gün ben gittikten sonra, ormanda davullar çalmaya başladı... | Open Subtitles | بعد مغادرتي لها بيوم واحد بدأت قرع الطبول في الغابة |
| Kibarca isteyin, çünkü kötü bir gün geçirdim. Kız arkadaşım... | Open Subtitles | عليك أن تطلب ذلك بلطف لأنني مررت بيوم قاس جدا.صديقتي |
| Ama Yen'in gelmesinden önceki gün bir dağ kazasında öldü. | Open Subtitles | ولكن قبل عودة ين بيوم ماتت فى حادثة تسلق للجبال |
| Yine de kutlarlardı, ama Çorba günü'nün yanında Noel hiçbir şeydi. | Open Subtitles | حسنا، ما زالوا يحتفلون به، لكنه ليس مـهم قارنه بيوم الحساء |
| Çok yaşa Flash. Dünyayı kurtardın. İyi günler. | Open Subtitles | حياة طويلة فلاش انقذت أرضك تمتع بيوم لطيف |
| Neredeyse iflas ediyordu, ve bir gün kapağa Miss Transistor'ü koydu. | Open Subtitles | أفلس تقريبا، وبعد ذلك بيوم واحد وضع الآنسة ترانسستور على الغلاف |
| Hayır. Babası onun 9. doğum gününden önceki gün enselendi. Hapishanede öldü. | Open Subtitles | لا, فأبوها قُبض عليه قبل عيد ميلادها التاسعِ بيوم ومات في السجن |
| Geçen gün düşündüm sen de ordaydın di mi ? | Open Subtitles | كنت أفكر بيوم أمس كنت هناك أليس كذلك ؟ رائع |
| İyi bir menajerle ve iyi bir şansla bir gün çıkabilirsin. | Open Subtitles | حسنًا، ربمّا بقليل من الحظ وبمدير جيّد، فستكون هناك بيوم ما. |
| Harika bir gün geçirdim ve söylemek istediğim ilk kişi sendin. | Open Subtitles | لقد حظيت بيوم رائع وأنت أول شخص خطر ببالى أن أكلمه |
| Onunla bir gün daha geçirebilmek için her şeyini verir. | Open Subtitles | و كم يتمنى لو أن يحظي بيوم واحداً أخر معها. |
| Sonra birdenbire, bir gün pat diye meme kanseri olduğumu öğrendim. | Open Subtitles | ثما فجأة بيوم .. ما دون سابق انذار أصبت بسرطان الثدي |
| Zor bir gün olduğunu biliyorum. Döndüğümde bu konuyu konuşacağız, tamam mı? | Open Subtitles | أعرف أنكِ مررتي بيوم شاق، ولكننا سنتحدث بأمر إنتكاستك عند عودتي، اتفقنا؟ |
| Yoksa nasıl birilerinin milyonlarca yılı olurken, diğerleri günü gününe yaşar? | Open Subtitles | كيف يكون مع البعض ملايين السنين بينما يعيش الكثيرون يوم بيوم |
| Neden Bay ve Bayan Lincoln ile Başkanlık günü tatilini kutlamıyoruz. | Open Subtitles | لماذا لا تحتفل بيوم الرئيس مع الرئيس لينكولن و الرئيس واشنطن |
| Sadece kasaya götürün yeter, size iyi günler dilerim. | Open Subtitles | حسنا فقط حذي هذه واذهبي للمحاسب واحظي بيوم جميل |
| 40 frank. İyi günler. | Open Subtitles | أربعون فرنك ، شكراً إلى اللقاء تمنياتي لكِ بيوم سعيد |
| Kendine "aziz" diyen tanıdığım azizlerin... hiçbiri, bunun hepsini bir günde yapmaz. | Open Subtitles | أي رجل ورع صدقا أعرف أنه لن يقوم بكل ذلك بيوم واحد |
| Geldiğimiz Günün ertesinde akvaryumdan iki kişi, 2 numaralı odanın sorumlusu olarak görevlendirildik. | TED | وبعد وصولنا بيوم تولى اثنان من فريق رعاية البطاريق مسؤولية غرفة 2 |
| Elektrikli Aldatma Makinan olsa bile.... ...hayatının en enayi gününde anneni bile aldatamazsın sen. | Open Subtitles | لن تستطيع حتى فعل مقلب بأمك بيوم المقالب ولو كانت معك آلة مقالب |
| Sonuç olarak, her sene, aynı salonda Uluslararası Kadınlar gününü kutlamak için harika bir konsere ev sahipliği yapıyorum. | TED | لذلك وفي كل عام في نفس القاعة، أستضيفُ حفلة موسيقية رائعة للإحتفال بيوم المرأة العالمي. |
| Hayır, sen ne zaman kuru fasulye yesen günüm iyi geçmiyor. | Open Subtitles | لا، مجرّد أنني لم أحظى بيوم جيّد عندما تأكل الفلفل الحار |
| O kadar kötü bir gündü ki hiçbir işimi yapamadım. | Open Subtitles | لقد مررت بيوم فظيع لم أتمكن من انجاز أي شيء |
| Acını bir kenara atma zamanı Yoldaş Oh Jung Beom. | Open Subtitles | حان الوقت لتخليصك من "بؤسك أيها الرفيق "او جونج بيوم |
| Yaşlı adamdan özür diledim. Herkesin kötü günleri olabilir. | Open Subtitles | اعتذرت إلى الرجل العجوز يمرّ الجميع بيوم عصيب، تباً |
| Hepimiz biliyorduk ki sadece bir günlük bir erteleme makûldü. | Open Subtitles | كنا نعلم جميعاً أنه مسموح بيوم واحد تأخير فى الأبحار |
| Ben de Bugün işler kesat diyecektim. Ne de olsa Cumartesi. | Open Subtitles | وأنا من كان يتمنّى يوماً غير مضنٍ، بما أننا بيوم السبت. |
| Doğum günümü, kurtuluşumu yeni arkadaşlarımızı kutlayacağız. | Open Subtitles | اننا سنحتفل فقط بيوم ميلادي، ناجٍ، اصدقاء جدد. |