Ve neredeyse aynı fikrin daha zengin bir sürümünden bahsediyorsun gibi. | TED | ويبدو الأمر وكأنك تتحدث عن نسخة أكثر ثراءً من الفكرة ذاتها |
Yeğenim hakkında konuşuyorsun ve ben ona yardım etmek için elimden geleni yaparım. | Open Subtitles | أنت تتحدث عن ابن أخي هنا، و أنا سأفعل كل ما بوسعي لمساعدته. |
Evet, ama bu tonda konuşma. O senin gibi kıskanmaz. | Open Subtitles | نعم، ولا تتحدث بهذه النغمة ليس انت من يحمل الحقد |
Neden? Çünkü bu teknolojiler Silikon Vadisi'nin dilini konuşuyor ve doğal biyolojik duyu organlarıyla aynı ağız olmuyor bu dil. | TED | لماذا؟ لأن هذه التقنيات ذات طابع متفرد إنها تتحدث بلغة وادي السيليكون وهي ليست نفس لهجة أعضاء الحس الحيوية لدينا |
Onlarla bu şekilde konuşmak için... ne alıp veremediğin var? | Open Subtitles | ما بك تتحدث هكذا ؟ يجب ان أتحدث معهم هكذا؟ |
Hayır, ben senin bundan bahsettiğini hiç duymadım, hepsi bu. | Open Subtitles | لا، لم أسمعك فقط تتحدث عنها هذا ما في الأمر |
Bu herifler hangi asırda yaşadığımızı bilmiyorlar, sense hala zamanlamadan mı bahsediyorsun? | Open Subtitles | هؤلاء الأشخاص لا يعرفون في أي قرن نحن وأنت تتحدث عن الوقت؟ |
Buraya geldiğim o ilk dakikadaki yakın...o olaydan mı bahsediyorsun? | Open Subtitles | هل تتحدث عن هذا التصادم فى أول لحظه وصلت هنا |
- Onları alt ettin. - Hey, Neden bahsediyorsun sen, Howard? | Open Subtitles | ـ لقد دمرتهم ـ ماذا , ما الذى تتحدث عنه ؟ |
Eğer o i.ne gelirde saygı gösterirse hey sen kimle konuşuyorsun oğlum ya? | Open Subtitles | وإذا أتى اللوطيّ ليظهر إحترامه.. سنكون هناك من أجله إلى من تتحدث ؟ |
Bok götüren sokaklarında yürüyor, soyu karmakarışık dilini konuşuyorsun ama Romalı değilsin. | Open Subtitles | , تمشي في شوارعها القذرة . تتحدث لغتها المهجنة, ولكنك لست روماني |
Sürekli lanet bir oyun gibi konuşuyorsun, dostum. biliyor musun? | Open Subtitles | نعم انت دائما تتحدث مثل لعبه كبيره لعينه يا رجل |
Herkesin içinde benimle bu şekilde konuşma diye yüz kere söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرتك 100 مرة لا تتحدث معي بهذه الطريقة أمام الناس |
Ama ödül töreninde bütün okul karşısında konuşma imkanın olacak. | Open Subtitles | لكن سيتوجب عليك ان تتحدث المدرسة بكاملها وهؤلاء الحكام خصوصا |
Yabancılarla konuşuyor, sokak köpeklerini besliyor ve evine girmek de inanılmaz derecede kolay. | Open Subtitles | إنها تتحدث للأغراب تدلل كلاب غير مألوفة ومن السهل بطريقة سخيفة لإقتحام شقتها |
Kısa bir konuşmanın ardından kız bu delikanlıya... bir daha konuşmak istemediğini söyledi. | Open Subtitles | تحادثا لدقيقة واحدة ثم أخبرته .بأنها لا تريد أن تتحدث اليه مرة أخري |
- Neden bahsettiğini bilmiyorum. Türünüz ısıya karşı dayanıksız, değil mi? | Open Subtitles | لا أدرى عما تتحدث إنكى من الكائنات التى تخاف من الحراره |
- Bu bir bulanıklık her tür. - Ne diyorsun? | Open Subtitles | إن الأمر مشوش نوعاً ما ما الذي تتحدث عنه ؟ |
"Bu söz ettiğin kişi kız kardeşim de olabilirdi, şakalarını başka bir konuda yapsan veya başka bir şey hakkında konuşsan olur mu? | TED | تعلمون، يمكن أن تكون تلك أختي التي تتحدث عنها، وهل لك أن تمزح عن شيء آخر؟ أو هل يمكنك الحديث عن شيء آخر؟ |
Apaçiler adına konuştuğunu düşünüyorsun ama yalnızca bir korkak ve katilsin. | Open Subtitles | اتظن انك تتحدث باسم قبيلة الأباتشي ولكنك لست سوى جبان وقاتل |
"demek istediğim" Ayni gece Kaptan ile evinden web cam ile görüşüyorlardı. | Open Subtitles | أقصد، كانت تتحدث إلى النقيب تلك الليلة على كاميرا الحاسوب من منزلها. |
şarap hakkında konuşmaya başladığında, keşke bir silahım olsaydı diyorum. | Open Subtitles | عندما تتحدث عن النبيذ أحيانا أتمنى لو كان معي مسدساً |
Annem o zamandan beri onunla konuşmuyor ve şimdi ceketi geri istiyor. | Open Subtitles | لم تتحدث معه منذ ذلك الوقت والآن يقول إنه يريد إستعادة السترة |
Hey dostum, dur biraz. 200$ mı? Neden bahsediyor böyle? | Open Subtitles | إنتظر يا رجل 200 دولار ما الذي تتحدث عنه ؟ |
Ve daha sonra, ona Moss Hart hakkında konuşurken, dedim ki,... ...tanıştığınız zaman onun kim olduğunu biliyor muydunuz, | TED | ومن ثم قلت أنا، آه، لقد كانت تتحدث عن موس هارت، تعلمين، عندما قابلتيه كنت قد عرفتي أنه هو، |