"تتصرف" - ترجمة من عربي إلى تركي

• davranıyorsun
• davranıyor
• davranma
• hareket
• davrandığını
• davranıyordu
• davranmaya
• yapıyorsun
• yapma
• davrandın
• davranmak
• gibi
• tepki
• davranmıyorsun
• harekete

Yeni yetme bir hırsız gibi davranıyorsun! Ben profesyonelce davranıyorum!
أنت تتصرف كلص في سنته الأولى ، أما أنا فكالمحترفين

Tolstoy, Amerikalı kadın üstünde özel hak sahibi gibi davranıyorsun.
تطلب مني هذا؟ انت تتصرف كمن يملك تلك المرأة الامريكية

Sanki ben almışım gibi davranıyorsun. Gider biraz daha alırız.
تتصرف كأنى أنا الذى أخذته يمكننا الحصول على المزيد منة

Yani bir anlamda, kendini korumaya çalışan canlı sistemler gibi davranıyor.
إنها تتصرف إذن كخلية حية، نوعاً ما، محاولة الحفاظ على نفسها.

Bana karşı bir şey hissetmiyormuş gibi davranma. Belki sana bir şey öğretebilirim, öğretmen.
لا تتصرف هكذا لا تفعل أي إحسان ربما أنا يمكن أَن أَتعلم منك قليلاً، معلمة

Karmaşık sistemler basit, kendine özgü kurallara göre hareket eden birçok etkileşimli parça barındırır ve bu yeni özellikler doğurur.
إن الأجهزة المركبة لها العديد من الأجزاء المتفاعلة التي تتصرف وفقاً لقواعد بسيطة، فردية، و هذا يؤدي إلى خصائص ناشئة.

Bir hafta bile olmadı ama eski bir mahkum gibi davranıyorsun.
لم يمض أسبوع على وجودك هنا و تتصرف كأنك مجرم قديم

Üç kez çıktık ve sen mükemmel bir beyefendi gibi davranıyorsun.
لقد تواعدنا ثلاثة مرات وما زلت تتصرف على أنك رجل مستقيم

Bilerek mi böyle ahmak gibi davranıyorsun ahmak gibi davranmaya hakkın olduğunu göstermek için mi bilmiyorum her halükarda ahmak gibi davranıyorsun.
لاأعلم إن كنت تتصرف بحقارة عن قصد أو فقط لتُبين أنه من حقك أن تتصرف بحقارة في كلتا الحالتين فأنت تتصرف بحقارة

Orada çalışmana izin verdikleri için iyilik yapmışlar gibi davranıyorsun.
انك تتصرف و كأنهم يؤدون لك معروفا بتركك تعمل هناك

Yapmak istediğin bu, niye bu konuda böyle çocukça davranıyorsun ki?
هذا ما تريد القيام به لذا، لماذا تتصرف بصبيانية بشأن هذا؟

Birbirimizi çok az tanıyoruz. Daha şimdiden ruh ikiziymişiz gibi davranıyor.
بالكاد نعرف بعضنا البعض و هي تتصرف مثل ما نكون أحباب

Şu günlerde çok garip davranıyor. İşini bırakıp gitti. Kimse onu görmedi.
لقد كانت تتصرف بغرابة لقد تركت عملها و لم يعد أحد يراها

Böyle cesur davranma. Başımın etini yemediğinde çıldıracağını biliyorum.
لا تتصرف بشجاعة، أعلم أنك ستجن من غير أن تودعني

Ayrıca senin bilgi gizlemek konusunda yalnız hareket ettiğini iddia ediyor.
هذه مهزلة قال أيضاً أنك كنت تتصرف لوحدك في إخفاء المعلومات

Evet sana tuhaf davrandığını söyledim ama bir şey yapmadın.
أجل، أخبرتك أنّها كانت تتصرف بغرابة، لكنّك لم تفعل شيئاً.

Şu an biraz ayrı düşmüş durumdayız ama biraz tuhaf davranıyordu.
نحن منفصلين قليلاً في الوقت الراهن لكنها تتصرف بغرابة بعض الشيء

Işıkları gören bir çok insan var ve hayvanların acayip davranmaya başladığını söylüyorlar.
الكثير من الناس رأوا أضواءً و يشتكون من حيواتهم التي تتصرف بطرق غريبة

- Daha önce bunu hiç yapmamış gibi davranıyorsun. Ne yapıyorsun?
أنت تتصرف كأنك لم تفعل شيئاً كهذا من قبل

İşleri yoluna koymak istiyor. Sen de istiyorsun, hıyarlık yapma.
إنه يريد تصحيح هذا وأنت تريده كذلك، لا تتصرف بغباء

Odasında manyak gibi davrandın, şimdi de üstünlük kurduğunu mu sanıyorsun?
أنت تتصرف في غرفته كمختل واضح والآن تؤكد حقك الإستعلائي ؟

Bu böyle davranmak için bir sebep değil.
إن هذا ليس عذراً كي تتصرف مثل الأطفال هكذا

Sonuç olarak -- bu yöntemin işe yaramasının sebebi -- insanlar robotlarla iletişim kurarken yine insan gibi davranıyorlar.
وخلاصة القول السبب في ان هذا يعمل لأنه تبين الناس تتصرف تماما مثل الناس حتى عند التفاعل مع روبوت

Ancak yanıt verirlik, her yeni bir şey çıktığında tepki vermek demek.
ولكن أن تكون مستجيباً هو أن تتصرف دوماً عندما يطرأ شيء ما.

Ama öyle davranmıyorsun. Her şey sana yarış gibi geliyor.
حسنا, الأمر ليس بأنه كيف تتصرف دائما ما نتنازع على كل شيء

O zaman şimdi neden harekete geçeceğinden bu kadar korkuyorsun?
اذا لمَ أنت خائف جدًا من أنك قد تتصرف به؟