ويكيبيديا

    "تتصرفين" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • davranıyorsun
        
    • yapıyorsun
        
    • davrandığını
        
    • davranmaya
        
    • davranıyordun
        
    • hareket
        
    • davranmıyorsun
        
    • davrandığın
        
    • davranıyorsunuz
        
    • davranma
        
    • böyle
        
    • konuşuyorsun
        
    • davranacaksan
        
    Daha çok bir üst kat hizmetçisi gibi davranıyorsun evin hanımı gibi değil. Open Subtitles تتصرفين كأنكِ خادمة أو شئ من هذا القبيل وليس سيدة المنزل على الإطلاق
    Çok tuhaf davranıyorsun. Piyangodan para falan mı çıktı, Darla? Open Subtitles تتصرفين بغرابة يا دارلا ربحت يانصيب او شيىء كهذا ؟
    Sen de buraya gelip gülücükler dağıtarak her şey yolundaymış gibi davranıyorsun. Open Subtitles وعندها تأتين إلى هنا كل ابتسامات و تتصرفين كأن شيئا لم يحدث
    Çünkü harika bir eşlik yapmıyorsun, harika bir dadılık yapıyorsun. Open Subtitles هذا لأنّك لا تتصرفين كزوجة عظيمة أنت تتصرفين كمربّية جيدة
    Ayrıca kusursuzmuşsun gibi davranıyorsun ve hesap vermemen gerektiğini sanıyorsun. Open Subtitles وأنتِ تتصرفين بغرور وكأنه ليسَ عليك أن تجيبي على شيء.
    Sanki hep burada kalmamı istiyormuş gibi davranıyorsun. Open Subtitles تتصرفين كما لو كنتِ تريديني أن ابقى هنا إلى الأبد
    Küçük, aptal, öldüren cazibe gibi davranıyorsun! Open Subtitles تتصرفين كامرأة قاصر, مثيرة للشفقة تغوي الرجال
    Onların istediği gibi davranıyorsun. Open Subtitles أنتِ تتصرفين بالطريقة التي يرغبونها منكِ
    Georgina, biliyor musun, bazen bir erkek gibi davranıyorsun? Open Subtitles أتعلمين، في بعض الأحيان أعتقد بأنكِ تتصرفين كرجل
    Sana her dokunmaya çalışmamda bana sanki boka batmışım gibi davranıyorsun. Open Subtitles كل مرة أحاول أن ألمسكِ، تتصرفين وكأني مقزز
    - Sinirli gibi davranıyorsun. - Şey, evet. Öyleyim. Open Subtitles ــ تتصرفين كأنِك متوترة ــ نعم أنا متوترة
    Garip davranıyorsun. Piyango falan mı kazandın, Darla? Open Subtitles تتصرفين بغرابة يا دارلا ربحت يانصيب او شيىء كهذا ؟
    Çünkü çocukça davranıyorsun, sanki hiç gelişme yokmuş gibi. Open Subtitles أنّكِ تتصرفين مثل الطفلة، كما لو ليس هناك عواقب.
    Yani, sanki seninle aynı evde yaşamıyormuşum gibi davranıyorsun. Open Subtitles أَعْني، تتصرفين وكأني لا أعيش معكم بنفس البيت
    - Çocuk gibi davranıyorsun, Buffy. Open Subtitles أنتى تتصرفين حقا تصرفات غير ناضجة ، بافى
    Tae Gong Shil fındıkkıran hayalet kadın bana sırrını söyledi diye mi böyle yapıyorsun? Open Subtitles تاي غونغ شيل هل تتصرفين هكذا بسبب السر الذي اخبرته للشبح؟
    Bu benim için bir uyanış çağrısıydı, senin böyle davrandığını görmek. Open Subtitles كان هذا نداء الاستيقاظ بالنسبة لي رؤيتك تتصرفين بهذه الطريقة
    Madem bu kadar inciniyorsun neden böyle davranmaya devam ettiğini anlayamıyorum. Open Subtitles إذا كان يؤلمك، فلا أفهم لماذا تتصرفين بالطريقة التي تتصرفين بها
    Bunca zamandır bunu biliyordun... ve onu benim uydurduğum birşeymiş gibi mi davranıyordun bana? Open Subtitles أنك تعرفين عنه كل هذا الوقت و تتصرفين كأنه شئ اختلقته
    Bu senin hareket tarzını hissediyorum,demek--beni kandırma. Open Subtitles يعني ، أن الطريقة التي أشعر أنك تتصرفين بها معي لا تعجبني
    Madem bizimle olmak istiyorsun, neden normal davranmıyorsun? Open Subtitles أتريْن، أنت تريدين أن تظلي معنا، فلماذا إذن لا تتصرفين بشكل طبيعي؟
    Tek bildiğim çok garip şekilde davrandığın. Open Subtitles كل ما أعرفه أنك تتصرفين بطريقة في غاية الغرابة
    İnsanlara çok iyi davranıyorsunuz ve böylece sizden yararlanmak istiyorlar. Open Subtitles إنّكِ تتصرفين بحسن مع الأشخاص وبعد ذلك يفرضون إنفسهم عليكِ.
    Asla bu şekilde davranma. Katiyen hiçbir yerde. Open Subtitles أبدا لا تتصرفين هكذا أبدا لا تتصرفين هكذا في أي مكان
    Sanki bu yaptığım ilk aptallıkmış gibi konuşuyorsun Open Subtitles توقفي لويس, انتي تتصرفين و كأنها المرة الأولى التي افعل فيها شيء سخيف
    Ama böyle davranacaksan tüm kutuyu göz bebeklerine sıkarım! Open Subtitles لكن إن ظللت تتصرفين على شاكلة مؤخرة الحصان فليس أمامي من خيار إلى أن أقوم برش هذه العبوة بكاملها فى عينيك مباشرة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد