Bu yaratıcılığın geldiğini düşündüğümüz yol için büyük bir meydan okumadır. | TED | لذا هذا تحدي ضخم للطريقة التي نأتي إليها من تفكيرنا الإبداعي |
Reklamcılar bunu asla yapmaz demiştin ve bunu bir meydan okuma olarak gördüm. | Open Subtitles | حسنا، لقد قلت ان المعلنين لايمكن ان يفعلوها.. وقد رأيت ذلك كـ تحدي |
Tamam, George. Sırada Festival'in cesaret gerektiren güç bölümü var. | Open Subtitles | حسناً، جورج، حان وقت تحدي فيستفوس البدني. |
Bugünlerde insanlar çocuk yetiştirmenin uğraştırıcı ve zor olduğunu söylüyor, | Open Subtitles | يقال في الوقت الحاضر أن تربية الأطفال تحدي و صعوبة |
Çok şakacı. Buraya bir şehirden taşınmak, zorlu olan ilk şeydir. | Open Subtitles | إنها خفيفة ظل الانتقال إلى هنا من المدينة تحدي هذا أولاَ |
Afrika ile ilgilenen herkesin karşı karşıya bulunduğu mücadele, yoksulluğun azaltılması mücadelesi değildir. | TED | التحدي الذي يواجه كل المهتمين بأفريقيا ليس هو تحدي الحد من الفقر. |
Küresel Medya Gözetleme Projesi kadınlar tarafından hazırlanan haberlerin klişelerle mücadele etmeye erkeklerin hazırladıklarından daha yatkın olduğunu belirtiyor. | TED | و قد وجد مشروع رصد الأعلام العالمي أن القصص التي ترويها المرأة أكثر تحدي للقوالب النمطية التي يرويها صحفيون ذكور |
Typhon, Zeus'a meydan okuyan son derece güçlü, kuvvetli bir canavardır. | Open Subtitles | التيفون هو وحش ضخم وهائل للغاية و يعتبر تحدي لزيوس نفسه |
Ayrıca bir daha arkadaşlarına meydan okumaya kalkarsan dolabımı bu işten uzak tut. | Open Subtitles | والمرة القادمة التي تريدين تحدي أصدقائك لفعل أشياء غبية أبقي خزانتي خارج الأمر |
Liderlik için uygun görmüyorsan beni meydan oku bana, görelim. | Open Subtitles | لو تظنين أنني لا أناسب القيادة، فلتقترحي تحدي وننهي الأمر |
meydan okuyucu bir şey olduğu sürece hiç fark etmez. | Open Subtitles | ما الذي تريد تعلمه؟ حقا لا يهم، طالما انه تحدي |
Bir kez hareket halindeki araçtan işediği için tutuklanmış. Ne cesaret ama! | Open Subtitles | تم القبض عليه للتبول من سيارة متحركة، يا له من تحدي |
Deliği kim kaçırırsa doğruluk ya da cesaret seçer. | Open Subtitles | لمن يخسر الحفرة، إنها إما حقيقة أو تحدي. |
Çünkü bugün dünyada böyle bir yer bulmak çok çok zor. | TED | لأن البحث عن مكان مثل هذا اليوم على وجه الأرض هو حقا تحدي ، صعب للغاية. |
Bu ayarlanmış yapılar, zor yüzeylere tırmanmak için dikenlere, sürtünme pedlerine ve son olarak yapışkan kıllara izin veriyor. | TED | هذه الهياكل المتجانسة تسمح للأشواك، ومنصات الإحتكاك، وأخيراً الشعر اللاصق بالتمسك على أسطح صعبة جداً وتشكل تحدي. |
Robogaminin teknik bakımdan en zorlu yanı, süper ince ve esnek olmalarına rağmen hâlâ fonksiyonelliklerini koruması. | TED | أكبر تحدي فني في صناعة الروبوغاميات هو إبقاؤهم نحيفين جداً، مرنين، ولكن فعالين. |
Şimdi başlık zorlu bir iş çünkü öyle bir ayarlamak istiyorsunuz ki uysun, işte uzun bir çocukla kısa bir kıza. | TED | مساند الرأس بحد ذاتها هي تحدي لانك تريدها ان تضبط بشكل كاف لتلائم مختلف الاجسام ,رجل طويل, فتاة قصيرة |
Yani benim sanat eserlerim, kimlik ve lisan ile ilgili, nasıl göründüğümüz veya nereden geldiğimizle, cinsiyet, ırk, sınıf ile ilgili genel varsayımlara karşı çıkmakla ilgili, | TED | إن فني هو حول الهوية و اللغة و تحدي الافتراضات الشائعة استناداً إلى شكلنا و مسقط راسنا أو نوع الجنس أوالعرق أوالطبقة. |
Aslında karşılaştığım en büyük zorluk o gün birini ezmeden yük rampasına çıkmaktı. | TED | في الحقيقة، أكبر تحدي ذاك اليوم كان عدم انزلاقي من على حامل الأغراض. |
Yavrularını buzun sınırına kadar getiren annenin sonraki mücadelesi bir fok yakalamak. | Open Subtitles | بعد أن قادت دياسمها لحافة الجليد، يتمثل تحدي الأم التالي بصيد فقمة |
görev işini bana bırak. | Open Subtitles | عد الى غرفتك و اترك تحدي الياقوتة هذا لي |
Ancak Einstein'ın zamanın gizemi için çözümü daha da zorlayıcı delice bir fikire yol açıyor. | Open Subtitles | عن الزمن في الأرض بالنسبة للناس لكن حل إنشتاين لغموض الزمان يفتح حتى غموض و تحدي أكبر |
Doğaçlama sahte kimlik uydurmak her zaman zordur. İşim mi? | Open Subtitles | إختيار شخصية لتتنكر بها وفي لحظة معينة دائما تحدي صعب |
Bazen zorluyor gerçekten. | Open Subtitles | إنه تحدي أحياناً |