"تستمر" - ترجمة من عربي إلى تركي

• devam
• sürekli
• duruyorsun
• duruyor
• sürer
• hala
• hâlâ
• sürecek
• hep
• sürüyor
• sürebilir
• kadar
• devamlı
• sürmez

CA: Peki hayatının gidişatını düşününce, şu anda 19 yaşındasın -- bu rüyayı devam ettirmeyi düşünüyor musun, enerjiyle çalışmayı?
ك.أ. : وهل تفكر بمستقبلك أنت في التاسعة عشر الآن، هل هل تتصور أن تستمر بهذا الحلم، بالعمل في الطاقة؟

Bir şeyler değişmeye devam ediyor, giyinişim, hissiyatım, davranış şeklim.
إن الأمور تستمر بالتغير، طريقة لبسي، طريقة شعوري، طريقة تَصَرُّفي.

derdiniz ki, bu çok kötü ve hayatınıza devam ederdiniz.
وأنت ستقول، حسنًا هذا سيء جدًا، وسوف تستمر في حياتك.

İşte başladık. Aynı bozuk bir kaydı dinliyormuşsun gibi ama sözler sürekli değişiyor.
ها قد بدأنا، إنه كالاستماع إلى اسطوانة معطوبة و لكن الكلمات تستمر بالتغيير

"Ama hala bir örneğin olmadığını söyleyip duruyorsun, çok inatçısın. "
لكنك تستمر في القول بأنه ليس لديك مثيل, لما أنت عنيد

ve kanda dolaşmaya devam edecekler. Tümörü bulmak için daha fazla zamanları olacak.
وبالتالي سوف تستمر في السريان خلال الدم وتتيح مزيداً من الوقت للوصول للورم

Yapman gereken çok şey olduğunu biliyorum ama oyunumuz devam etmeli.
أعرف بأن لديك العديد من الاعمال لكن لعبتنا يجب أن تستمر

Sonra devam et, devam et. Kitap insanların yaşadığı yere kadar.
ثم تستمر فى السير حتى تصل إلى حيث يعيش الناس الكتاب

Sadece inandığınız şeyi yapmaya devam edersiniz, ne kadar çılgınca olduğu önem taşımaz.
أنت تستمر في فعل ما يبدو عليك أنك تفعله, مهما بدا الأمر جنونياً

Artık kız arkadaşını gözetlemeyi bırak ve hayatına devam et.
عليك ان تتوقف عن التجسس عليها وان تستمر بعيش حياتك

Şimdi, bu trajedinin devam etmesine izin vermeyecek yeni, güçlü bir şansölye seçilecek.
و الآن هم سينتخبون مستشاراً جديداً. مستشاراً قوياً. مستشاراً لن يدع مأساتنا تستمر.

Neyse ki, tavşanlar kat be kat üremeye devam ediyor.
الشيء الحيد.. الشيء الجيد أن هذه الارانب تستمر بالتوالد والتكاثر

Hele ki, kimsenin mantıklı bir açıklamasını yapamadığı devam eden kaos ortamında.
في فوضى مثل هذه تستمر دون أن يستطيع أحد اعطاء تفسير منطقي

Ben amaçsızca am denizinde boğulurken, ailem bensiz yoluna devam ediyor.
أسرتي تستمر بدوني بينما أغرق في علاقات جنسية لا طائل منها

sürekli başkalarını suçluyorsun ama elinde silah olan kim bir bak.
تستمر في لوم الجميع، ولكن انظر من يحمل المسدس في يده

sürekli sikeceksin usta. Ne istersen yaparlar işte o zaman.
تستمر في فعل هذا إلى أن يفعلوا أي شيء لك

Ne planından bahsediyorsun? Plan falan konuşmadık ama planımız var deyip duruyorsun.
نحن لم نناقش ابداً أي خطة وانت تستمر بقول انه لدينا خطه

Bir şeyler değiştirir umuduyla çocuk odasının şeklini değiştirip duruyor.
تستمر بتغيير ديكور غرفة الطفل تتمنى بأن هذا سيغير الحظ

- Verdiğin sözler kalacak. Kan davaları ömür boyu sürer.
الوعود التي قطعتها ستصمد لكن النزاعات الدموية تستمر لمدى الحياة

Ama aslında apandisin hâlâ neden yok olmadığını bilmiyoruz.
لكن الحقيقة هي أننا لا نعلم حقًّا لم تستمر الزائدة الدودية بالبقاء.

Bu durum bu geceden sonra da, sonsuza dek sürecek.
وسوف تستمر بدءًا من هذه الليلة وللمستقبل .حتى نهاية الوقت

Eğer bunu bir kenara bırakmazsan, hep bir tarafta kalır.
عندما تنتهي هذه الزيارة بمشاعر سيئة تستمر معك هذه المشاعر

Bundan medet uman insanlara az da olsa bir rahatlık verebilir, ama bu rahatlık kısa sürüyor, 20 dk kadar
الآن، فإنها قد تجلب مقدار معين من الراحة، ولكن هذه الراحة تستمر فقط حوالي 20 دقيقة او نحو ذلك.

Sevgi ve nefret ilişkisi çok uzun bir zaman sürebilir.
علاقة الحب والكراهية يمكن أن تستمر لفترة طويلة جدا.

Atlıkarıncaya bir kez bindin mi durana kadar inmek olmaz.
إذا ما ركبت الارجوحة في الملاهي فلابد ان تستمر للنهاية

İki solucanı dövüştürmeye çalışıyorum. Sol taraftaki devamlı kaçıyor. Haydi, Homes.
تلك التي على اليسار تستمر في الهرب، هيا صديقتي، اركلي ذيلها

Yeterince uzun değil. Balayıları hiçbir zaman yeterince uzun sürmez.
،ليس كافياً بالمرة شهور العسل لا تستمر لفترة كافية قطّ