"تفقد" - ترجمة من عربي إلى تركي

• bak
• kontrol
• kaybetme
• kaybediyor
• kaybediyorsun
• bakın
• kaybedersin
• kontrolü
• kaybeder
• kaybetmenin
• kaybedebilirsin
• baksana
• kaybettin
• kaybetmeden
• kaybetmeye

Sen buralara bak. Ben arka tarafa gidip güvenli mi diye bakacağım.
أنت تفقد المكان هنّا، وأنا سوف أخرج لأتأكد بأن كل شيء آمن.

- VIP listesine bak o zaman. Ve gözlerime bakma.
إذن تفقد قائمة الشخصيات المهمة، ولا تنظر إلي في عيني

Evet, yapmak, daha düşündüğünüzden daha. Listenizi kontrol edin. O açık değil.
أجل أعرفها أفضل مما تظن تفقد القائمة ، إنه ليس في القائمة

Şimdi tek yapmamız gereken Komutan Foley'nin kayıtlarını kontrol etmek.
كل ما علينا فعله هو تفقد سجلات القائد فوليي الطبية

Eğer nereden biliyorsun o bir kardeş kaybetme korkusu erecek?
ما الذي يجعلك تفكر بأنها ستخاف أن تفقد شقيقة ؟

Çok maddiyatçı görünebilir, Ekselansları ama yeni papa ürünleri piyasaya sürülmeden geçen her gün Vatikan hazinesi ne kadar kaybediyor biliyor musunuz?
الخطر الذي يبدو ماديًّا أيضًا هل تعرف كم تفقد خزائن الفاتيكان عن كل يوم يمر دون أي تسويق بابوي جديد في السوق؟

Sanki aklını kaybediyorsun.
لقد تماديت كثيراً الآن لقد تماديت كثيراً و كأنك تفقد عقلك

- Panoya bakın. - Baktım ve burada olduğunu gösteriyor.
ـ تفقد اللوحات ـ لقد فعلت ذلك ، إنها هُنا

Eğer evreni bombalamaktan yorulursan, dışarı bak, neler kaçırdığını göreceksin.
انت لن ترى ابداً جمال الكون انت تفقد الكثير من المناظر الطبيعية

509, malzemeleri çıkartmada ona yardım et 502, Bilgisayara bak, ve sen, timi kontrol et.
يا 509, إفتح معداتك و ساعده ,يا 502, عليك بالكومبيوترو أنت تفقد الأمور مع الفريق

Radyasyona bak.
تفقد جهاز الإشعاع ثانيةً فلا يمكن أن يكون خاملاً

Şimdi Rod, her gece dolabında Rita Rudner olup olmadığını kontrol ettiriyor.
الآن رود يجبرني على تفقد الخزانة كل مساء بحثاً عن ريتا رادنر

Sandalyeye otur. Her sabah uyurken korneamı çizmişmiyim diye gözlerimi kontrol etmek zorundayım.
كل صباح عليّ تفقد عينيّ للتأكد من أنني لم أجرح قرنيتي أثناء النوم

Kamyonetini kontrol edin. Temizlik yapacak kadar akıllılık etmiş olabilir.
تفقد سيارته حينما تستطيع لربما يكون ذكياَ ما يكفي لتبديله

Umudunu kaybetme Peder. Tövbe etmek için hala vaktin var.
لا تفقد الأمل أيها الأب ما زال ثمة وقت للندم

Ne yaparsan yap, sakın adres defterini kaybetme.
مهما فعلت, لا تفقد أبدا الدفتر الأسود الصغير للعناوين

Telomerlerimiz aşınma savaşını daha hızlı kaybediyor.
التيلومترات خاصتنا، تفقد الحرب ضد هذا الاستنزاف بسرعة

Kan kaybediyorsun, ama organlarına isabet etmemiş.
تفقد دمــّــك ولكنه لم يُصب أى أعضاء حيوية فى جسدك

bakın, bana verdiğiniz hapların bir ineği bile bayıltacağını söylemiştiniz.
اه .. ما الذى يمكن أن تعطينى أياه لو أنك أردت أن أن تفقد

Bilirsin, bazenleri önemli bir şeyini kaybedersin, öyle bir şey ki senin hayatının tam ortasındadır, ...onsuz yaşamayı düşünemeyeceğin bir şeydir.
أحياناً، عندما تخسر شيء مهمّ لك، شيء يكون مركزك، شيء تشعر أنّه لا يمكنك العيش من دونه، فإنّك تفقد كيفيّة العيش

Şimdi, wiffleball'u anlatmaya başlamadan önce sırayla ekipman kontrolü yapalım.
قبل ان نبدأ باستكشاف الكرة اعتقد علينا تفقد المعدات بالترتيب

Ama herkes bilir ki kesik bir kulak rengini kaybeder.
لكن أي شخص يعرف ذلك تفقد الأذن المقطوعة لونها لا

Kızgınlığını biliyorum. Söze olan inancını kaybetmenin, nasıl olduğunu biliyorum.
اعرف غضبك اعرف كيف هو الشعور بأن تفقد ايمانك بالكلمه

Bu dağlar hain. Bütün ordunu kaybedebilirsin.
ان تلك الجبال غادرة من الممكن ان تفقد جيشك بالكامل

Dikiz aynasına baksana n'oluyor öyle?
تفقد من هذا على تلك الدراجة البخارية في المرآة الخلفية

Wellington savaş alanını seçebiliyorsa, kazandığım her şeyi kaybettin demek.
إذا تم ترك ولينجتون حر في اختيار أرضه ، قد تفقد كل شيء

Sağduyusunu iyice kaybetmeden evvel kendisi de aynı şeyi söyledi.
وقبل أن تفقد عقلها بالكامل، قالت أنها ندمت على ذلك

Aslında olmadığın biri olmaya çalışırsan, gerçek kimliğini kaybetmeye başlıyorsun.
إذا حاولت أن تكون شخصاً لست عليه تفقد جوهرك الحقيقي