Asıl bu lanet dükkanda beni siz takip ediyorsunuz dediğimi anlıyor musunuz? | Open Subtitles | انتم تتبعوني في كل مكان في هذا المحل اللعين هل تفهم كلماتي؟ |
İçindeki o şeyden kurtulmak için ne yapman gerektiğini anlıyor musun? | Open Subtitles | تفهم ما يجب عليك فعله للتخلص من ذلك الشيء الذي بداخلك؟ |
"Oh,niye anlamıyorsun?" Git şimdi ölene kadar beraber olalım çok güzelsin. | Open Subtitles | لماذا لا تفهم ؟ إبعد الآن أنت جميلة حتى يفرقنا الموت |
Yardımlaşarak harika bir şarkı yaptın, ama bu işlerden anlamıyorsun. | Open Subtitles | قمت بالتعاون لكتابة أغنية رائعة لكنك لا تفهم تدار الأعمال |
Ne demek istediğimi anlamadın mı? Ukalalık etme o zaman. | Open Subtitles | إذا كنت تفهم ما أقوله , فلا داعي لأن تصححني |
Hapisten bedava çıkış kartının ne anlama geldiğini anlıyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تفهم ما معنى البطاقة المجانية التي ستخرجك من السجن، صحيح؟ |
Bana kalırsa onu hiç Anlamıyorsunuz, o tıpkı sizin gibi. | Open Subtitles | إن سمحت لي، أنت لا تفهم أبنك هو مثلك تماماً |
Senin neden öldürmek zorunda olduğumu şimdi anlıyor musun, Chase? | Open Subtitles | هل تفهم هذا الآن يا تشيس؟ لم يجب أن أقتلك؟ |
Yanıma gelecek bir yol bulmalısın. - Dediğimi anlıyor musun? | Open Subtitles | يجب أن تجد طريقة لتكون معي هل تفهم ما أقوله؟ |
Ve bunun daha fazla uzamasına gerek yok, anlıyor musun? Bryan. | Open Subtitles | لا داعي لدفع الأمور لأبعد من ذلك هل تفهم برايان .. |
Şu EST olayını anlıyor bazı şeyleri anlamlandırmama yardım ediyordu. | Open Subtitles | انها بالفعل تفهم هذا كله وكانت تساعدني بشرح بعضه لي |
Sen beni anlamıyorsun. Keşke gerçekten hislerinin olmasının nasıl hissettirdiğini, hissedebilseydin. | Open Subtitles | أنت لا تفهم أتمنى فقط أن تحس بشعور الحصول على مشاعر |
anladınız mı? Asıl sen anlamıyorsun beyaz surat. Saatlerdir sırada bekliyoruz. | Open Subtitles | إنّكَ لا تفهم يا ذا الوجه الأبيض، لقد انتظرنا ساعاتٍ طوال |
"anlamıyorsun, yani böyle filmler falan çekmek istiyorum. | TED | أنت لا تفهم. هذا .. مثل.. ، كما تعلم ، أريد أن أقوم بصناعة الأفلام. |
anlamadın diye hepimiz tekrar mı izleyeceğiz yani, şaka mısın? | Open Subtitles | حقاً، ستجعلنا نستمع إليه مرة أخرى لأنك لم تفهم.. حقاً؟ |
anlıyorsun, öyleyse, eğer bu konuda anlaştıysak, bu sandviçi yiyeceğim. | Open Subtitles | انت تفهم, لذا سأكل هذه الشطيره اذا كان لدينا اتفاق |
İşin ucunda 1 milyon dolar olduğunu Anlamıyorsunuz. | Open Subtitles | يبدو أنك لا تفهم هناك مليون دولار مهدده بالضياع |
Biliyor musun, belki bunu anlaman zor fakat her şey şaka değil. | Open Subtitles | ربما يصعب عليك أن تفهم ذلك ولكن ليس كل شيء هو مزحة |
Bu ilacın geliştirilmesine ne kadar zaman ve emek harcadığımı anlamalısın. | Open Subtitles | يجب أن تفهم قدر الوقت والجهد الذين بذلتُهما لصنع هذا الدواء |
Yüksek performanslı bilişim ağları ile ve yakınlarınızda olan diğerleriyle niyetlerini anlamak için sürekliye yakın şekilde iletişiminizin olması gereklidir. | TED | يجب أن يكون لديك اتصال شبه مستمر مع شبكات الحوسبة ذات الأداء العالي والشبكات الأخرى القريبة لكي تفهم ما يقصدون |
Oğlum, babana biraz inan, Lütfen. anlamaya çalış. Anlayım mı? | Open Subtitles | بني, فليكن لديك بعض الإيمان بأبيك رجاءاً, حاول أن تفهم |
Sana bunları anlatıyorum çünkü ona borçlu olduğumu anlamanı istiyorum. | Open Subtitles | وأنا أخبرك بهذا لأني أريدك أن تفهم أني مدين لها |
Onu arayıp onu ve birkaç arkadaşını daha buraya çağıracağım, anlarsın ya? | Open Subtitles | سوف أتصل بها، هي و اثنتان من صديقاتها هل تفهم ما أريد؟ |
Sen bunu anlayamazsın. Sen hiç bir insana aşık olmadın. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع أن تفهم ذلك أنت لم تحب أنساناً |
anladığını sanmıyorum... bir kız arkadaşa sahip olmaktan gelen duygusal yükümlülükler. | Open Subtitles | أنا فقط لا أظنك تفهم المسؤولية العاطفية التي تأني من صديقة. |
Zeka gerektiriyor ve uzun yıllar süren çalışmalarla... ve sen bunun hiçbir kısmını anlamazsın bile. | Open Subtitles | إنه يأخذ تألق وسنوات من العمل الشاق. وانت لن تفهم أي جزء من ذلك. |