Fakat Emma'nın ihtiyacı olan şey bir terapist değil onu gerçekten umursayan biriydi. | TED | لكن ما كانت إيما تحتاجة حقاً ليس معالجة نفسية تهتم كثيراً، كثيراً لأمرها. |
Ve bu gerçekten, zihnin avantajı nasıl anlamlandırdığının olağanüstü bir içgörüsüdür. | TED | وهذا هو حقاً بصيرٌ، لا يصدق في كيفة العقل لتفسير الميزة. |
Trafik gerçekten çok yakın zamana göre büyük ölçüde kötüleşti. | TED | حركة السير حقاً أصبحت أسوء عما كانت عليه من قبل |
- Hayır ama bundan hoşlandığını söyledi. - Öyle mi? | Open Subtitles | كلا , لقد قال أنه يحب العادة السرية حقاً ؟ |
- Sahi mi? Benim bir şey hissetmem senin icin zor. | Open Subtitles | حقاً ؟ أنه صعباً عليكِ , عندما أشعر بشيئً ما |
Her şey göz önüne alındığında, bence, Cidden çok hoş bir gece geçiriyoruz. | Open Subtitles | الآن ، أعتقد اننا قضينا أمسية جيدة حقاً ، على اعتبار كل شئ |
gerçekten vücudunuzun içinde güneşin sıcaklığını veya radyoaktif nükleer santral istiyor musunuz? | TED | وهل تحتاج حقاً إلى حرارة الشمس أو محطة نووية مشعة داخل جسمك؟ |
Yani kısaca şimdi zaman, gerçekten sıkı bir kaka şakasını anlatma zamanı. | TED | لذلك أعتقد أنه حان الوقت كي نجرب ونقول طرفة خرائية جيدة حقاً. |
Yapmanız gereken insanların gerçekten ne istediğini bulmak ve bunu onlara vermek. | TED | ما ينبغي عليك هو أن تعرف ما يريده الناس حقاً وتعطيه لهم. |
Bu bir biyo-taklit örneği, bizim gerçekten daha çok aramaya başladığımız bir şey. | TED | هذا هو مثال للتقليد الحيوي، الذي هو شئ بدأنا حقاً بالنظر إليه أكثر. |
gerçekten olmamız gereken noktaya bir gelelim ve sonra ara ürüne bakalım. | TED | حسناً، لنذهب الى حيث ينبغي حقاً أن نذهب، ثم ننظر الى الوسيط. |
Bu projede gerçekten hoşuma giden insanların bu sözlerini gündeme getirmek, | TED | ما أمتعني حقاً حول هذا المشروع هو إحياء كلمات هؤلاء الناس، |
Nazizm'in ne anlama geldiğini gerçekten bilip bilmediğinizi merak ediyorum. | Open Subtitles | أتساءل فيما اذا كنتِ حقاً تعلمين ما تدافع عنه النازية |
- Ona gerçekten kızgınsın. - Yerimde olsan sen ne yapardın? | Open Subtitles | أنت غاضب منه حقاً ألن تكونى أنتِ لو كنتِ مكانى ؟ |
Askerler savaşma cesaretlerini bulmak için onları kullanıyorlarsa bu iş gerçekten bitmiş demektir. | Open Subtitles | لو رجال الحرب سيبدؤا باستخدامها لأستجماع الشجاعة، فهذا يعني أنها جميعا فاضت حقاً. |
Hiç alamadığın o ünvanı gerçekten istedin. Bunu sadece para için yapmıyorsun. | Open Subtitles | لقد أردت حقاً هذا المنصب أنت لا تفعل هذا من أجل المال |
Öyle mi yoksa siz senden beş dakika sonra gelmesi... ..işini mi yapıyorsunuz? | Open Subtitles | حقاً, أم أنكما تقومان بحركة خداع حيث تأتي هي 5 دقائق متأخرة عنك |
- Bu gerçek sen değilsin. - Öyle mi? Değil miyim? | Open Subtitles | يا رجل هذا ليس حقاً أنت حقاً هل ذلك صحيح ؟ |
gerçekten Lucas ve diğerleriyle ormanın çevresinde dolaşıyordum Öyle mi? | Open Subtitles | وأنا حقاً كنت أمشي في الغابة مع لوكاس والجميع ؟ |
Sahi mi? Zenginler tramvaya binmez sanırdım. | Open Subtitles | حقاً لم أعرف أن الرجال الأغنياء يركبون الترام |
Yerinde olsam bunu yapmazdım. Cidden sevgiline güvenmek istiyor musun? | Open Subtitles | لن أفعل ذلك لو كنت مكانكِ أتريدين حقاً الوثوق بصديقكِ؟ |
- Zaten rengi beni pek açmıyordu. - Evet. Uygunsuz espri. | Open Subtitles | ليست حقاً لوني,علي أية حال أوه , نعم, نكتة غير لائقة |
- İyi aklına geldi. Sen sorguya çek. - Sahiden mi? | Open Subtitles | -إنها نقطة جيده , يجب أن تستجوبيه حقاً , أنا ؟ |
Biz ayın sonunda faturayı ödüyoruz, fakat gerçekte faturayı ödeyecek insanlar bizim torunlarımız. | TED | نحن ندفع الفاتورة في نهاية الشهر، لكن من سيدفعون الفاتورة حقاً هم أحفادنا. |
Büyük, kötü görünen morluklar oluşur, ama aslında acımazlar, eğer doğru yapmayı becerirsen. | Open Subtitles | ويصابون بكدمات فظيعة ولكنّها غير مؤلمة حقاً بشرط أن يقوموا بها بطريقةٍ صحيحة |
Öyleyse anımsayan benliğimiz ve deneyimleyen benliğimiz birbirinden oldukça ayrıdır. | TED | إذاً فنحن لدينا نفسية الذكرى ونفسية التجربة، وهما حقاً مستقلتان. |
asıl güzel yanı ise, bu şeyleri yapmak çok da zor değil. | TED | ما هو مُطمئِن هنا حقاً هوأن صنع هذه الأشياء ليس بالأمر الصعب |
Ciddi misin? Bu işte benim ne suçum olduğunu duymak isterim. | Open Subtitles | حقاً , أود حقاً أن أعرف كيف لهذا أن يكون خطأي |
Haraççı ve gangster Rocky Sullivan davasının ardındaki gerçek ne? | Open Subtitles | ماذا حقاً الحقيقةُ في قضية المبتز والرجل المسلح روكى سوليفان؟ |
"Belki bugün gelir hayatım da gerçek anlamda başlar" dedim kendime. | Open Subtitles | لكنى قد قلت لنفسى ربما ستأتى اليوم و ستبدأ حياتى حقاً |