*Daldırma terapi tankı ve LSD diyecektim ama bir dilime hayır demezdim. | Open Subtitles | كنت سأقول خزان انبثاق علاجي أو أدوية هلوسة، ولكن يمكنني القبول بقطعة |
Bir F-14 Tomcat'e ait 370 galonluk bir atılan yakıt deposu. | Open Subtitles | آه خزان يحمل حتى 370 جالون وهذه طائرة اف 14تومكات الحربية |
Peki, muazzam büyük bir Tank dolusu sıvı deterjanınız var. | TED | ما ستفعله هو انك سوف تبني خزان كبير فيه المادة المنظفة السائلة |
Ne de olsa kafasını kırmak, yakıt deposuna niçin kum doldurduğunu anlatmaktan kolay. | Open Subtitles | تحطيم جمجمته أسهل من شرح سبب وضعه للرمل في الطائرة في خزان الوقود |
Eagle kontrol, yatı parçalarına ayırdılar. Benzin tankını vurmuş olmalılar! | Open Subtitles | قيادة النسر , لقد فجروا اليخت لفتات لابد أنهم أصابوا خزان الوقود |
Ben bir çanta çaldım ve su tankına sakladım. | Open Subtitles | لقد سرقت حقيبة المال ووضعتها في خزان الماء |
Güvenlik düğmesi oldukça küçük bir hedef ve hemen yakıt tankının yanında yer alıyor. | Open Subtitles | زرّ الأمان هدفٌ دقيقٌ للغاية، ويتموضع بجانب خزان الوقود |
İşten 8'de çıkıyorum. O halde Cadillac'ımın deposunu doldurduğumdan emin olayım. | Open Subtitles | عند الساعة الثامنة اذآ علي ملء خزان الوقود في سيارتي الكاديلاك |
depoyu doldur Herbie. Kasabaya dönüyorsun. | Open Subtitles | املأ خزان السيارة بالوقود ستعود إلي البلدة |
5. Helyum tankı tıngırdadıktan ve gravitometre döndükten kısa bir süre sonra kontak patlıyor ve oksijen seviyesi tükeniyor. | TED | 5. بعد وقتٍ قصير من اهتزاز خزان الهيليوم ودوران مقياس الجاذبية، ينفجر المحرك ومستويات الأوكسجين تتدهور. |
Shawrelle Berry'nin bir tankı bile devirecek kuvette sol kroşesi vardı ama yüreği bir bezelye büyüklüğündeydi. | Open Subtitles | لدى شيرويل قبضة يسرى يمكنها إزاحة خزان من مكانه لكن قلبه في حجم خردلة |
Anaokulu, altında da sızıntı yapan bir benzen tankı var. | Open Subtitles | مدرسة ابتدائية وهناك خزان بنزن يسرب تحتها |
. Orada Staples Center büyüklüğünde bir su deposu duruyor. | Open Subtitles | لديّ خزان من الماء بحجم ملعب كرة سلة في الأستوديو |
Her ikisi de hazır olunca, bir tuvalet, bir duş odası inşa ediyorlar ve elbette bir su kulesi, yüksekte bir su deposu. | TED | وعندما يكون الطرفان جاهزان، يبنون المرحاض والحمام وكذلك يتم بناء برج ليحمل خزان المياه المرفوع. |
Oksijen kapağı kapatıldı. İç Tank, uçuş basıncında. | Open Subtitles | تم سحب خزان الأوكسجين الخزان الخارجي تم وضعه على ضغط الطيران |
Yakıt hücre pompaları kapalı. Oksijen fanları ve Tank 2 kapalı. | Open Subtitles | مضخة خزان الوقود توقفت خزان الأكسجين الثاني توقف |
Fugōri, 45'ini profesörün deposuna aktarır ve geri dönmesi gereken 90'ı bırakır. | TED | ينقل فوجوري 45 إلي خزان طائرة البررفيسور، تاركًا طائرته ب 90 كيلولتر اللازمين لعودته. |
Kucağında dans edebilmek için, oksijen tankını kenara çekmem gerekirdi. | Open Subtitles | كان لا بُدَّ أنْ أُخرجَ خزان الأوكسجينَ الطريقِ لإعْطائه رقص مستدير. |
Ona morfin verdin ve bayıImasını bekledin, daha sonra da onu su tankına attın. | Open Subtitles | أنت ضخت لها كامل من المورفين لك حدث لديك الكذب في جميع أنحاء الشقة، ثم ألقيت لها في خزان المياه. هذا ليس صحيحا. |
Bir restoranın erkekler tuvaletindeki su tankının içine bağlayacak. | Open Subtitles | سيقوم بألصاقه داخل خزان المرحاض في دورة مياة مطعم |
Ne de olsa, yakıt deposunu sen boşaltmadın ya. | Open Subtitles | بعد كل ذلك، أنت شخصيا لم تستنزف خزان البنزين بنفسك. |
Çörek yağını biyodizele çevirdiğimden beri depoyu her dolduruşumda, çok hızlı kullanmamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | على هذا الوضع, علي أن أغير المحرك التالف الى محرك بيولوجي في كل مرة أملئ خزان الوقود أنا فقط أحاول ألا أقود بسرعة كبيرة |
Şu sıvı nitrojen tankında bulduğumuz deri parçasından parmak izi çıkarmayı başardım. | Open Subtitles | حصلت على بصمات من الجلد الذي كان على خزان النيتروجين المسال |
Hatta mevcut bir su deposunun iç kısmını kaplayabilir, toplulukların uzun süreli kullanımları için çok miktarda suyu arıtabilirsiniz. | TED | يمكننا أيضاً دهن خزان مياة من الداخل لتنقية كميات أكبر من المياه للمجتمعات لفترة طويلة. |
Hızlı hızlı nefes almaya başladı sonra oksijen tüpü olduğunu sandığı tüpe ulaştı ama o tüp pediatrinin helyum tüpüymüş. | Open Subtitles | أصيبت بنوبة خوف ثم أرادت أخذ جرعة من خزان الأكسجين واتضح فيما بعد أنه خزان لغاز الهيليوم من قسم الأطفال |
Benzin deposunda su olabilir. | Open Subtitles | هل أنت متأكد ؟ ربما تكون مياه فى خزان الوقود |
Bu ortakyaşamın bir tankın içinde büyümüş olması, bu komaya benzer durumu açıklayabilir mi? | Open Subtitles | حقيقة أن المتكافل يتم تربيته في خزان يمكنه تفسير حالة شبه الإغماء |
-Hadi, yapalım şunu. -Her tankta 6 saatlik oksijen var. | Open Subtitles | لنبدأ العمل كل خزان منهما يحوى ستة ساعات من الأكسجين |