Yağmur ayini sebepten sayılırsan yapmak için bir sebebi vardı. | Open Subtitles | لديه الدافع اذا اخذته في الاعتبار دافع طقوس المطر القديمة |
Temiz bir sicili vardı, geçmişte yaptığı bir yanlışı yoktu, sırları satmak için bir sebebi yoktu. | TED | كان لديه سجل لامع، لم يرتكب أخطاء في الماضي، أو أي دافع واضح لفعل هذا |
Önemli kayıtların yetersiz, olayı gören şahit yok, itiraf yok, sebep yok. | Open Subtitles | لا تسجيلات, لا شهود عيان لا إعتراف بالجريمة ولا دافع لها أيضاً |
Senin gibi zavallı bir çocuğu sevmem için hiçbir neden yok! | Open Subtitles | أي دافع كان يمكن أن يجعلني أحب طفلة مثيرة للشفقة مثلك؟ |
Benimle konuşması için bir nedeni yok. Henüz yok yani. | Open Subtitles | ليس لديه دافع ليتحدث معي ليس بعد على أي حال |
Daima bir gerekçe olması gerektiğini bilecek kadar detektif hikâyesi okudum. | Open Subtitles | لقد قرأت العديد من القصص البوليسية لأعرف أن هناك دافع دائماً |
O zaman gidip, onlarla konuşalım, ve hangisinin gerekçesi olduğunu öğrenelim. | Open Subtitles | لذا دعنا نذهب إلى هناك، ونتكلّم معهم لنعرف أيّهم يملك دافع |
Katilin öldürme sebebi her ne ise mücevher dolusu bir çantayı bırakması, aptallık olurdu. | Open Subtitles | أياً كان دافع القاتل لقتلها كان سيكون أحمقاً لو ترك علبة مجوهرات ثمينة تفلت منه |
Vay canına! Bu, neresinden bakarsan bak iyi bir cinayet sebebi. | Open Subtitles | اظن انها دافع قوى لارتكاب القتل لكل واحد |
Oyunumuzun adı "cinayet sebebi". Savcılık henüz bunu bilmiyor. | Open Subtitles | لعبتنا ستكون مبنية على الدافع للجريمة و موكلنا ليس له أى دافع لهذا |
Boşluklara yazdığınız bütün uygunsuz yorumlar suça iten sebep olarak görünüyor. | Open Subtitles | جميع هذه التعلقيات البغيضة التي كتبتها على الهوامش تشير إلى دافع |
Size kızların ölümlerinden Dr.Stevenson'un sorumlu olduğunu söyleten sebep nedir? | Open Subtitles | مايدفعك لقول هذا دكتور ستيفنسون هو دافع المسؤولية عن موت الفتيات ؟ |
Bay Salle'nin, Bay Kimball'ı öldürmesine neden olabilecek bir gerekçe biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعرف أي دافع كان على السيد سال ربما قتل السيد كيمبل؟ |
Parasız kalmamak için Dicey Hot'tan kurtulmak bana iyi bir neden gibi geldi. | Open Subtitles | وتخلص من هدّافة الفريق ليتجنب خسارة جميع أمواله يبدو دافع جيد بالنسبة لي. |
Eğer oysa öldürmek için iyi bir nedeni var demektir. | Open Subtitles | إذا كان هذا ما حدث ، فهذا دافع قوي للقتل |
Şey, sizin gibi bir kaç zeki insan için cinayet nedeni bulmak çocuk oyuncağı olmalı. | Open Subtitles | حسناً إيجاد دافع شيء سهل على زوج ذكي مثلكم |
Daima bir gerekçe olması gerektiğini bilecek kadar detektif hikâyesi okudum. | Open Subtitles | لقد قرأت العديد من القصص البوليسية لأعرف أن هناك دافع دائماً |
Ethan benle birlikteydi ve zaten bilgisayarı çalması için hiçbir gerekçesi de yok. | Open Subtitles | حينما تم اقتحام المنزل و ليس لديه أي دافع ليسرق الحاسوب |
Beni sürekli teşvik etmesi çok motive edici bir şey sürekli beni destekliyor ve daha iyisini yapabileceğime inanıyor. | Open Subtitles | هذا دافع إضافي أن يقوم بتحفيزي طوال الوقت ويشجعني دائمًا ويؤمن أنّه بمقدوري دائمًا أن أقدم ما هو أفضل |
Bana o kadar çok yalan attı ki, gizli bir amacı olmadığına inanmıyorum. | Open Subtitles | كذب علي كثيراً ويصعب التصديق بعدم وجود دافع خفي |
Buna karşı konulmaz dürtü diyebiliriz. Savunmanı bu şekilde yapabiliriz. | Open Subtitles | يطلق عليه دافع لا يقاوم , وهذا هو دفاع قانوني |
Sözlerini geri alması veya açıklaması istendiğinde de aynı görüşü savundu. | TED | بل دافع عن رأيه عندما طلب منه مرة أخرى توضيح موقفه أو التراجع عنه. |
"Kurtar beni yüce Tanrım. Kudretinle benim davamı koru. | Open Subtitles | أنقذني، يا الهي، بإسمك بقوّتك، دافع عن قضيتي |
Kâr etme güdüsü bu dünyadaki sağlık sonuçlarını dönüştürüyor. | TED | سيتحول دافع الربح لنتائج صحية في هذا العالم. |
Onu öldürmek için sebebim vardı. | Open Subtitles | كان لدي دافع لقتلِه، الذي من الممكن أن يؤخذ |
İtiraf etmeleyim ki, üçüncü bir motivasyon daha var. | TED | يجب أن أعترف، يوجد هناك دافع ثالث كذلك. |
İkisinin de öldürmek için nedenleri olmadığını anlayana dek yaparlar ve yakalanmazlar. | Open Subtitles | ويفكرون طالما لا أحد منهما لديه دافع للقتل فلن يمسك بهم |