Belki de bilmiyorsun, çünkü birbirimize dair korkularımız eşzamanlı değil. | TED | ربما لا تعرف، لأن خوفنا من بعضنا البعض ليس متناسقاً. |
Belki günahlarını affeder, Belki de etmez biliyorsun. Böylece seni Tanrı'ya emanet ediyorum. | Open Subtitles | ،ربما سيغفر ذنوبك كما تعلم، ربما لا .فقط عليك أن تستودع إلى الرب |
Ama kızın sana iyi bakıyor Belki de annesinin burnunu sokmasını istemez. | Open Subtitles | لكن إبنتك، يمكنها الإعتناء بك، و ربما لا تريد تواجد أمها قلقةً. |
Muhtemelen hayır, geri döndüğümde onun için bir şeyler yaparız, tamam mı? | Open Subtitles | ربما لا سنفعل شيئاً عندما أعود |
- Belki ilaçları vardır. - Belki de hiçbir şeyleri yoktur. | Open Subtitles | ـ ربما لديهم العلاج ـ ربما لا يكون هناك اى شىء |
Kendisi balodaki en genç kız olmayabilir, fakat hala bir iki dönüş yapabilir. | Open Subtitles | ربما لا تكون اصغر سفينة على الميناء, لكن هى سوف تسير فى المحيط |
Ben yazmış olsam koymayacağım bazı ifadeler olabilir, fakat bunun her kelimesini savunacağım. | Open Subtitles | ربما لا تكون أن تدخلت أنا و أسحبها وسأدافع عن كل كلمة فيها |
Belki değil ama hâlâ yararlı başka becerilerim de var. | Open Subtitles | ربما لا , لكن لدىَ مهارات آخري ربما تكون مفيدة |
Belki de birlikte yolculuk yapmamalıyız, çünkü bu noktada kendimi şapşal durumuna düşürdüm. | Open Subtitles | ربما لا يجب علينا ان نركب سوياً لانى بسبب هذا جعلت لنفسى صديق |
Eğer buraya geri gelmek zorunda kalırsam, işler kanlı bir hale gelecek. Belki de bunu şimdi halletmeliyim. Charlene'i bulmalıyız. | Open Subtitles | لو اضطررت للمجيء ثانيه ستصبح الأمور دمويه ربما لا بد من انهاء الأمر الآن لا بد أن نعثر على شارلين |
Belki de savcının tıbbi iddiasında delikler açarak çürütmeye çalışmakla yetinmemeliyiz. | Open Subtitles | ربما لا يجب علينا التعامل مع القضية من الجانب الطبي فقط |
- Belki de bunu sana vermemeliyim. - Hayır, hayır. | Open Subtitles | ـ حسنا، لا، ربما لا يجب أن يكون لديك هذا. |
Azıcık ellememin mahsuru yok diye düşünmüştüm, ama Belki de vardır. | Open Subtitles | ظنت أنه يمكنني الحصول على ممارسة سريعة للجنس لكن ربما لا |
Ama Belki de kimse beni taciz etmedi çünkü kimsenin umurunda değil. | Open Subtitles | و لكن ربما لا أحد يضايقني هذا الأسبوع لأن لا أحد يهتم. |
Belki de sana söylememeliydim ama her şeyi söyledim artık. | Open Subtitles | ربما لا ينبغي لي أن أخبرك وأنا أفهم هذا تماما |
Belki de, bunları zaten kendin yazdığın ve ne olduğunu bildiğin için okumuyorsundur. | Open Subtitles | ربما لا تحتـاج لقرأته لأنـك تعلم ماذا يقول مسبـقا لأنك أنت من كتبـه. |
Evden kaçmış hamile bir genç kız için, Muhtemelen hayır. Belki ilk ismi gerçektir. | Open Subtitles | "بالنسبةلـ"مراهقةحبلىهاربة، ربما لا ، ربما يكون الأسم الأول صحيحاً. |
- Muhtemelen hayır. - Baskı başyazını soruyor. | Open Subtitles | أجل ربما لا - مطلوب نسخة كلمتك الإفتتاحية - |
Gecenin sonunda paranızı ödemeye yetecek kadar nakit param olmayabilir. | Open Subtitles | نحن ربما لا نملك مال كافى لتسديد دينك طوال الليلة |
Hayır, bu bir kandırmaca olabilir. Orada olmama ihtimalleri bile var. | Open Subtitles | .لا. ربما يكون هذا تضليل هم ربما لا يكونون هناك حتى |
Belki değil ama itiraf etmeliyim ki bu konuda da onu teşvik ediyorum. | Open Subtitles | ربما لا, ولكننى أعترف بأننى أشجعه على هذا أيضا |
Belki değildir, ama daha fazla ilgimi çekmiyor şu andan itibaren o sizinle yaşıyor. | Open Subtitles | ربما لا, لكن هذا لا يقلقني بعد الآن لأنه سيعيش معكم |
Brad Pitt: Şöyle ki, annnem ile Tizzy'nin fısıldaştıklarını duydum ve yakında öleceğimi söylediler, ama... belki ölmem. | TED | جواب : سمعت أمي وتيزي يتهامسن ، وقلن بأني سأموت قريبا. ولكن... ربما لا . |