ويكيبيديا

    "صالة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • salonunda
        
    • salonuna
        
    • salonundan
        
    • salonunun
        
    • salonunu
        
    • odasında
        
    • odası
        
    • salon
        
    • salonundaki
        
    • Lounge
        
    • salonda
        
    • odasına
        
    • Palm
        
    • pisti
        
    • Hall
        
    Çocuklar, Duyduğuma göre bowling salonunda bu geceki lig maçını iptal etmişler. Open Subtitles مرحبا يا أولاد ، سمعت أنهم ألغوا ليلة المنتخب في صالة البولينغ
    Hayır ama bir randevum var, bovling salonunda bir oğlanla. Open Subtitles لا و لكن لدي موعد في صالة البولنغ مع شاب
    Alpha Takımı spor salonuna gidiyor. Bravo Takımı doğu tarafında kalıyor. Open Subtitles فريق الفا متوجهين إلى صالة الرياضة فريق برافو ابقوا في الشرق.
    O nedenle kendinize bir eş bulabilirseniz lütfen bizimle bir balo salonuna geçin. Open Subtitles لذا أرجو أن يجد كل منكم شريكاً له انضموا إلينا في صالة الرقص
    Bowling salonundan eve geldiğini, yıkandığını ve White Spot'ta akşam yemeği yediğini söylüyorsun. Open Subtitles تقول انك عدت للبيت من صالة البولينج اغتسلت، ثم تناولت العشاء لدى وايت سبوت
    Güzel bovling salonunun balonu tek arkadaşım sensin. Open Subtitles بالون صالة البولينغ اللطيف، أنت صديقي الوحيد
    Bu yüzden o ve kocası oraya gittiler ve ortaokuldaki çocukları için modern spor salonunu inşa etmek için tahvil çıkardılar. TED لذا، خرجت وزوجها وأصدرا سند مطالبة لبناء صالة رياضية جديدة وحديثة للأطفال في المدرسة الإعدادية.
    Anne, oturma odasında seninle konuşmak isteyen iki adam var. Open Subtitles أمي ، هناك رجلان في صالة الإستقبال يريدون الكلام معك
    Konferans odası, özel akşam yemek duşlu yatak odaları, spor salonu mutfak. Open Subtitles غرفة الإجتماعات, مكان خاص لتناول الطعام حمامات مع الدش, صالة الرياضة, والمطبخ
    Lanet olası hippilerle dolu bir bowling salonunda olsa bile. Open Subtitles والآن سأعزف في صالة بولينج لعينة مع مجموعة من الهيبيين
    Biraz daha para lazımdı, ben de bir bovling salonunda gece vardiyasına başladım. Open Subtitles احتجنا إلى مالاً أكثر قليلا اذا, أممم, إخترت مناوبة ليلية في صالة بولينج
    Anladın mı? Rahip Hamilton çarşamba günü okul salonunda toplantı verecek. Open Subtitles هاميلتون سيجري لقاء تأهيلي يوم الأربعاء . في صالة الرياضية المدرسية
    Kayıp mı oldun?" derler. Ama yine de bazen tam da Qantas bekleme salonunda, hiç beklemezken hayat kapınızı çalıverir. TED لكن على أي حال، قد تحدث بعض الأمور في صالة كانتس عندما لا تتوقع حدوثها أبداً.
    Paranın kaynaklarından birinin izini Tower Spor salonuna kadar sürdük. Open Subtitles نحن تتبع أحد المصادر من النقود إلى صالة تاور الرياضية
    Şimdi hemen bir spor salonuna gidip acayip seksi olacaksın. Open Subtitles الان ستذهبين الى صالة الرياضة و تدخنين بحرارة
    Jimnastik salonundan. O benim yeni aerobik hocam. Open Subtitles إنه من صالة الرياضة خاصتي هذا مرشدي الجديد
    Biri fen binasını tamamlıyor. Diğeri spor salonunun kolon ve kirişlerini güçlendiriyor. Open Subtitles الأول هنا أنهي مبني العلوم وواحد هنا يدعم صالة الألعاب لرياضية
    - Belediye salonunu da kapat. - Baş üstüne başkan. Hayır, üzgünüm. Open Subtitles وإبقي صالة الإتحاد الملعونة تلك مغلقة حسنا، حسنا، أيها العمدة
    Güvenlik ihlali var. 10 dakika içinde herkes toplantı odasında olsun. Open Subtitles إنه خرق الأمني. الجميع سيكون .في صالة المؤتمرات بعد 10 دقائق
    Okuma odası denizi görebilmelidir. Yönetmeliklere göre ana girişin önünde TED غرفة القراءة يجب ان تكون مطلة على الماء والمدخل الرئيسى يجب ان تكون امامه صالة عامة
    O bağırdı. Onun ne yaptığımı düşündüğü ile ilgili o kadar meşguldüm ki ters tepti, yüzüme gözüme bulaştırdım ve bir daha salon dansı kulübüne uğramadım. TED صرخت الفتاة. لقد كنت قلقاً جداً من تصورها لما كنت أفعل، بحيث انفجرت في وجهي ، لا تعد بتاتاً الى صالة نادي الرقص.
    Pekala. Ama bovling salonundaki gibi bir olay daha olursa Open Subtitles حسناً ، حادث واحد فقط مِثل التي في صالة البولينغ
    Hayır, bu hafta boyunca her gece görüldüğü Swarga Lounge'da o fark etmeden yakalaman daha iyi olur. Open Subtitles لا، من الأفضل الإمساك بها في صالة سوارجا هي تقيم هناك كل ليلة من هذا الأسبوع حسنا، عظيم.
    Seni aramak için salonda dönüp dururken, halimi görüp acıdı. Open Subtitles لقد كنت أدور في صالة الرياضة باحثا عنك وأشفقت علي.
    Yemekten sonra sandalyelerin daha rahat olduğu oturma odasına geçtik. Open Subtitles وبعد ذلك ذهبنا للجلوس في صالة المعيشة لنرتاح على الأريكة
    Yarın akşam hiçbir masraftan kaçınmadan Palm Court'u kapatacağız. Open Subtitles سنحجز صالة الطعام, ضغوا مايمكنكم لجعلها جيدةً
    Ne var ki orada, ortaçağdan kalma bir bowling pisti mi? Open Subtitles ما الذي يمكن أن يكون لديهم؟ صالة بولينج من العصور الوسطى؟
    City Music Hall radyosunun bayanlar tuvaletine kapatmış. Open Subtitles قابع في صالة السيدات في قاعة راديو سيتي ميوزيك.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد