Neden üstünde "McCain Feingold" yazan bir servis tabağı tutuyorum? | Open Subtitles | ولماذا انا احمل طبق الطعام هذا؟ المكتوب عليه ماكين كالذهب |
"Önümde duran acılı kanat dolu devasa tabağı fark etmişsinizdir. | Open Subtitles | لا بد وأنكم لاحظتم طبق أجنحة الدجاج العملاق الذي أمامي |
Bu da ördek yağıyla sotelenmiş bezelye filizi. Bir ördek, iki çeşit yemek. | Open Subtitles | و هذا طبق براعم البازيلاء المقلية بزيت البط، بطة واحدة أعددتُ بها طبقين |
Dert etme Eddie. 25.000 dolar için onu sana gümüş tepside bile getiririm. | Open Subtitles | لا تقلق , لأجل 25 الف سأحضرة على طبق من الفضة |
Komünist bir yemeği totaliter bir şarapla sunmanın incelik olacağını düşündüm. | Open Subtitles | ظننت انه سيكون من الجيد أن أقدم طبق شيوعى ونبيذ أستبدادى. |
Onların arasında dolaşıp şifa dağıtmak için içerisinde lapa bulunan altın bir kase ve mücevherle kaplı bir kepçe taşıyan yeni bir avatar kılığına büründü. | TED | ولأجل أن تسير بينهم وتسترجع قواهم، تقمصت بصورة إلهية أخرى، حاملةً معها الثريد في طبق من الذهب وملعقة مكسوة بالجواهر. |
Ben de şuradaki bir kâse dondurmayı 2 aydır bekliyorum. | Open Subtitles | حسنٌ .. إنني أنتظر منذ شهرين لتناول طبق المثلجات ذاك |
Ve ozamanlar Gowanus kanalında yemek tabağı büyüklüğünde istiridyeler bulunduğunuda öğrendik. | TED | وعلمنا أيضا في هذا الوقت هل يمكن أن يأكل المحار في حجم طبق عشاء في القناة نفسها |
Yani "odada bir fil var" dediğinizde, masada fıstık tabağı arayan gerçek bir fil yoktur. | TED | فإذا قلت بوجود فيلٍ في الغرفة؛ فذلك لا يعني بالضرورة وجود فيل يتجول باحثاً عن طبق فول سوداني على الطاولة. |
Ekmek tabağı düzenin sol üst köşesine ve tereyağı bıçağı özel bir açıyla, tekrar ağzı içeriyi gösterecek şekilde, tabağın içine konur. | TED | طبق الخبز يوضع أعلى يسار التجهيز، وسكين الزبدة يوضع على الطبق بزاوية، مرة أخرى، و شفرتها تشير إلى الداخل. |
Öyleyse bir tepsiye biraz yemek koy da odada yesin Babam. | Open Subtitles | إذاً أعدِّي لهُ بعض الطعام في طبق .. ليأكلهُ في الغرفه |
Size gümüş tepside sunuldu ama hayır, siz haylazlar arabayla oynamak zorundaydınız. | Open Subtitles | كل شيء كان مقدم لك على طبق . لكن لا. كان عليكم ان تلعبوا بسخافة على السيارة |
Size bu davayı gümüş tepside sunabilirim. | Open Subtitles | انا اضع تلك القضية فى يدى على طبق من فضة |
Bugünün özel deniz ürünleri yemeği, karides, patates kızartması ve bira. | Open Subtitles | طبق مميز من الطعام البحري والجمبري الكبير مع بطاطس مقلية وبيرة |
Arka bahçede karahindiba toplayarak saatler geçirebilmelerini seviyorum ve Şükran Günü yemeği için onları masanın ortasına güzelce yerleştirebilmelerini. | TED | واحب الطريقة التي يقطف بها الاطفال الهندباء من فناء المنزل .. ومن ثم يضعونها في طبق مرتب لأجل عشاء عيد الشكر |
Yemekhaneye gelin az sonra Size büyük bir kase etsuyu yapacağım. | Open Subtitles | تعال لقاعة الطعام لاحقا لتناول طبق من الحساء |
Kaçmak kavramını bile anlamamıştım ama geceleri Çin'den gelen ışıkları görebiliyordum ve ışığın olduğu yere gidersem bir kâse pirinç bulabilir miyim diye merak ettim. | TED | لم أكن أدري حتى مفهوم الفرار، لكن كان يمكنني رؤية الأضواء من الصين ليلاً، وتساءلتُ لو أني ذهبتُ لتلك الأنوار، ربما أعثر على طبق أرز. |
Kokulu, lezzetli bir yemektir ve annem soğuk bir günde beni sıcak tutacağını düşünmüştü. | TED | إنه طبق شهي ولذيذ كانت أمي تظن أنه سيوفر لي الدفء خلال اليوم البارد. |
Bay Stevens Sr.'ın tabağını ocağa koyup, ısıt. | Open Subtitles | ضعي طبق السيد ستيفينز الأكبر عند الطاهي ليظل دافئاً |
Oh, biliyor musun, Belki tüm köyün kafalarını kesip başlarını bir tabağa koyabilirdim. | Open Subtitles | هل تعرف، ربما كان لابد أن أذبح قرية كاملة وأضع رؤسهم على طبق |
Dünyayı gümüş tepsi üzerinde sunarak senle nasıl kafa bulabilirim ki? | Open Subtitles | من يعبث بك حين يضع لك العالم على طبق فضة ؟ |
Bir tane "chilaquiles" ve bir tane de süzme peynir tabağı hemen geliyor. | Open Subtitles | بيضمقلي, و طبق من حلوى الجبن سيأتيان حالاً |
Bu iki gönüllü bu yardım yemeğini, bir intihar tabağına dönüştürdü. | Open Subtitles | هذان المتطوعان حولوا وجبة طعام إلى انتحار مقدم فى طبق |
Martha Stewart tabağında "Şişmiş baba" ile karşılaşmıştı. | Open Subtitles | مارثا ستيوارت يلتقي النفخة الأب على طبق من ذهب. |
-İşin doğrusu burada uyuşturucu üretildiğine dair hiç bir kanıt yok fakat pek çok ateşleme düzeneği var elektrikli ocak, eritme kabı gaz sobası ve mumlar | Open Subtitles | لا يبدو هناك مؤن تصنيع مخدرات لكن كثير من مصادر الإشتعال , طبق ساخن أبريق خفق الجبن .. |