Çok uzun yıllar önce kaybettiğim onurumun geri geldiğini hissediyorum." | TED | أشعر أن لدي كرامة كنت قد فقدتها منذ زمن طويل |
uzun bir süre benimle konuşmadı, çünkü ailemi küçük düşüreceğimi düşünüyordu. | TED | ولم تكلمني لوقت طويل جداً لأنها أعتقدت بأني سأخيب آمال عائلتي |
Habsburg İmparatorluğunun bu politik yapısı daha fazla devam edemezdi. | Open Subtitles | أن هذا البناء السياسي لإمبراطورية هاسبورغ لن تصمد لوقت طويل. |
Daha fazla malzemeye ihtiyacın varsa... Çok fazla araştırma yaptın. | Open Subtitles | .. إذا كنت لاتملك أي موضوع لقد عملت بحث طويل |
İlgi uyandıracak kadar kısa, ancak meseleyi örtecek kadar da uzun olması. | TED | يجب أن يكون قصيراً كفاية ليجذب الإنتباه، ولكن طويل كفاية ليغطي الموضوع. |
Ona karşı hislerimi anlattığım bir mektup üzerinde uzunca bir süre çalıştım. | Open Subtitles | قضيت وقت طويل في كتابة رسالة والتي أخبره فيها عن مشاعري تجاهه |
büyük bir peruk, bir sürü püskürme ben ayrıca istediğin kadar enfiye. | Open Subtitles | شعر مستعار طويل , الكثير من مساحيق الجمال وكل ما ترغب فية |
Sonuçta adam gibi korsanlık yapmayalı epey bir zaman geçti. | Open Subtitles | يبدو أنه مضى وقت طويل ولم نقم بعملية سرقة حقيقية |
Delici-emici ağız parçası gaga denilen, uzun, tüpe benzer bir yapıdan oluşur. | TED | الجزء الفموي الثاقب الماص يتكون من تركيب طويل يشبه الأنبوب يسمى المنقار. |
uzun süredir bu sulardalar ve sahil şeridindekiler için hayati konumdalar. | TED | كانت في الجوار منذ وقت طويل, وكانت مهمة جداً للمجتمعات الساحلية |
dedi. 15 saat daha vardı, bu birçok yüzücü için uzun bir zamandır. | TED | كان قد تبقى 15 ساعة، مدة ستبدو وكأنها وقت طويل بالنسبة لمعظم السباحين. |
Feda edebileceğim en değerli şeyin kendi sesim olduğunu anladım ama bundan uzun zaman önce vazgeçmiş olduğumu fark etmemiştim. | TED | حسبت أن أثمن ما أستطيع التضحية به هو صوتي، لكن كان وكأنني لم أدرك أني تخليت عنه منذ زمن طويل. |
Psikologlara göre öğrenme, davranışta meydana gelen deneyime bağlı uzun süreli değişimdir. | TED | يعتبر علماء النفس التعلم تغييراً طويل المدى في السلوك ومبني على الخبرة. |
Vampir avcıIığı zor iştir. Çok fazla yalnız kalmak sağIıklı değildir. | Open Subtitles | القتل كحفلة فى العراء وقت طويل مع الوحدة ليس شيئا صحيا |
Sayın Yargıç, ev hapsini uygun bulmakla birlikte iddialar ispatlanana kadar Bay Soprano'ya daha fazla eziyet edilmemesini talep ediyoruz. | Open Subtitles | يا طويل العمر اذا احنا وافقنا على الحجره بالبيت احنا نطالب لعدم استقصاد واضدهاد السيد سبرانو حتى تتم اثبات الادعائات |
Eğer herkese bu şekilde şok olmuş gibi bakıyorsan, fazla uzun yaşamazsın. | Open Subtitles | لن تستمر لوقت طويل اذا كنت تظهر دائما بهذه الصدمه مع الجميع |
Sonuna kadar bekleyemem. Ben en kısa sürede ve nakit olarak ödemek istiyorum. | Open Subtitles | النهاية طريقها طويل ، و اٍننى أفضل أن أدفع الثمن بأسرع ما يمكننى |
..ve uzunca bir süre sadece ben vardım.. ..sırt çantam ve kurupastalarım.. | Open Subtitles | لوقت طويل و إقتصرت عليّ و حقيبة الظهر و كيس من المعجّنات |
Bunlardan önce de hatırladığım kadarıyla uzunca süre valilere ev olmuştu. | Open Subtitles | قبل أي من ذلك، كانت منزلاً لطابور طويل من الحكام سيتذكرونه |
O tabii, ben kurtulmadan önceydi varlığımın büyük bir kısmında günahlarımdan Tanrı'nın ve Yüce İsa'nın istediklerini yaparak arındım. | Open Subtitles | ذلك بالطبع كان قبل أن إنقاذى أمد طويل كان لزاماً علىّ التطهر من الآثام من دماء الربّ والمسيح مخلصنا |
Sen de epey uzun süredir Danny'yle birlikte çalışıyormuşsun demek. | Open Subtitles | بوم. بوم؟ أنت وداني كانت العمل معا الطريق طويل جدا. |
Koca koca arazili malikaneler vardı. Garaj yolları cadde kadar uzundu. | Open Subtitles | وكنت امشي خلال القصور والمنازل الفخمة فقلت لنفسـي ان الطريق طويل |
bayağı önceydi. bayağı alet emme işlemi önce. Yıllar önce. | Open Subtitles | ,أعدتني لزمن طويل منذ عدة لعقات مضت من الآن, سنين |