ويكيبيديا

    "ظلال" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Gölge
        
    • gölgesi
        
    • gölgeler
        
    • gölgesinde
        
    • gölgeleri
        
    • Karanlık
        
    • gölgesinden
        
    • farı
        
    • gölgesinin
        
    • gölgesindeki
        
    • farını
        
    • gölgeli
        
    • gölgelerin
        
    • gölgelerle
        
    • gölgelerini
        
    Eğer Gibby'yi bu işten kurtaracaksak bir Gölge oyunundan daha fazlası gerekiyor, Abby. Open Subtitles علينا أن نخرج جيبز من هذا المأزق لا أريد أن أريه ظلال أشـخاص
    gölgelerin ardından çalışamayız. Artık Gölge falan da kalmadı zaten. Open Subtitles لا يمكننا مواصلة العمل في الظلال، فلم تعُد هناك ظلال
    Bu tip şeyleri Mars'tan biliyoruz zaten ama, bu kuyruklu yıldızın atmosferi yok yani kumda rüzgar dalgalanması gölgesi olması biraz zor. TED لقد شاهدنا ذلك من قبل على المريخ، لكن هذا المذنب لا يمتلك غلافًا جويًا؛ لذا فإن من الصعب تشكّل ظلال بفعل الرياح.
    Veya, bulut şekilleri ya da uçsuz bucaksız manzaralar... veya belirli belirsiz gölgeler, uzayda süzülen geometrik objeler. Open Subtitles أو أشكال سحابية أو مناظر رائعة أو ظلال مبهمة ، أو أشكال هندسية تحلق في الفضاء
    Yoksa her zaman dahinin gölgesinde yaşıyormuş gibi mi hissedesin? Open Subtitles أم أنك من يشعر دائماً أنه يعيش في ظلال العبقري؟
    Şuna benzer şeyler de gördük: kum tepecikleri, ve sağ tarafta rüzgar dalgalanmalarının gölgeleri. TED كما شاهدنا أيضًا أشياء كهذه: كثبانًا رملية، وكما يبدو إلى يمين الصورة، ظلال أحدثتها الرياح.
    "Karanlık ölüm vadisinden geçsem bile kötülükten korkmam. Open Subtitles أجل، على الرغم من أنني أمشي خلال. وادي ظلال الموت. فلن أخشي الشرّ، لأنك معي.
    Hiç bir Seelie şövalyesinin nasıl dövüştüğünü gördün mü Gölge Avcısı? Open Subtitles صائد ظلال ، هل رايت من قبل قارس سيلي في معركة؟
    Sol tarafta hâlâ küçük bir Gölge var. Görebildiniz mi? Open Subtitles لا تزال ثمّة ظلال رقيقة بجنب النصف المخي الأيسر، أترين؟
    ama altta, bir manyetik Gölge, yani, geride kalmış veri parçacıkları bulmayı başardım. Open Subtitles ولكن هنا هناك المغناطيسي ظلال تحتها , قطعة من البيانات تركت وراءها إن كنت قادرا على العثور عليها.
    Ölüm gölgesi vadisinde gezsem bile, şerden korkmam çünkü sen benimle berabersin. Open Subtitles نعم، ظننت أنني سأعبر ظلال وادي الموت لن أخشى الشر لأنك معي
    Doğruca aşağı doğru çekilmiş, yani bunlar develerin gölgesi. TED الصورة من الأعلى تماماً، لذا فهذه ظلال الجمال
    Bu gösterdiğin şeyler olacak şeylerin gölgesi mi yoksa olabilecek şeylerin mi? Open Subtitles هل هى ظلال الأشياء التي ستكون أو من الأشياء التي ربما تكون ؟
    Daima beraber olmalıyız, sırlar olmadan, gölgeler olmadan. Open Subtitles لابد أن نكون معاً دائماً بدون أسرارِ ولا ظلال
    Daima beraber olmalıyız, sırlar olmadan, gölgeler olmadan. Open Subtitles لابد أن نكون معاً دائماً بدون أسرارِ ولا ظلال
    Kırmızı çadırın serin gölgesinde anılarını, miras bırakır gibi bana bıraktılar. Open Subtitles في ظلال الباردة للخيمة الزرقاء، كانا ينقلن ذكرياتهن إليّ مثل الهدايا،
    Yüce Firavun, adaletinizin gölgesinde duruyorum. Open Subtitles أيها الفرعون العظيم إننى أقف فى ظلال عدالتكم
    Burada gördüğünüz gibi, dijital gölgeleri yansıtıyor. TED إنها تقوم بإسقاط ظلال رقمية، كما ترونها هنا.
    Ama Karanlık bir adamın gölgesinde kalarak bunu göstermen çok zor. Open Subtitles لكنه يصعب أن تلاحظي أنك قد علقت في ظلال مظلمة لرجل أكثر ظلمة.
    Dünyanın en iyi yazarı olmak istiyordu, ama Dostoevsky'nin gölgesinden asla kurtulamayacağına kendini ikna etmişti. Open Subtitles أراد أن يكون أفضل كاتب بالعالم لكنه أقنع نفسه أنه لا يمكنه أبداً أن يخرج من ظلال دوستويافسكي
    Dün iki göz farı almıştım ama bitirdim şimdi de iki tane alacağım. Open Subtitles بالأمس أشتريت علبتين من ظلال العيون و نفذت منّي الآن لذا أريد أخذ اثنتين إضافيتين
    "Ölümün gölgesinin dolaştığı vadide gezsem bile... "şerden korkmam..." Open Subtitles نعم بالرغم انني اسير خلال وادي ظلال الموت
    "Ve ölümün gölgesindeki vadide yürüyorum, kötülükten korkmuyorum. Open Subtitles وأنا أسير في وادي ظلال الموت، لا أخاف الشر
    Göz farını sürerken aynadan benimle konuştuğunu ya da bana şu nefis erimiş kaşar peynirli kabuğu alınmış ekmeklerden yaptığını düşünürdüm. Open Subtitles مثل انها كانت تضع ظلال حول عيونيها و تتكلم لنفسها في المرآة .. أو أني اتخيل و هي تعد لي الجبن اللذيذ بالقشور المشوية
    Ölümün gölgeli vadisinden yürüyüp geçerken Tanrı benimleyken şerden korkmam. Open Subtitles على الرغم من خلال المشي... أرى ظلال وادي الموت. لن أخاف من الشيطان، لأنك معي.
    Ya hastalar buraya, onları ele geçiren gölgelerle beraber geldiyse. Open Subtitles ماذا إن آتى لهنا المرضى على هيئة ظلال شيطانية ؟
    Evet, doğru. Gerçekliğin gölgelerini gerçek sanabilirler. Open Subtitles نعم قد يخطئون بخصوص الحقيقة ظلال الحقيقة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد