"غامض" - ترجمة من عربي إلى تركي

• gizemli
• esrarengiz
• gizem
• karanlık
• bulanık
• gizemlisin
• sır
• gizli
• muamma
• şüpheli
• tuhaf
• mistik
• garip
• gizemi
• anlaşılmaz

ve üçüncüsü: penceresindeki çubuklara sıkışıp kalmış gizemli bir yabancı.
والثالثة: كائن غريب غامض عالق والقيام بالضغط على قضبان النافذة.

Hubie Marsten'in kız kardeşi ve eşi gizemli biçimde öldü.
أخت هوبي مارستون وزوجتة ماتَوا بشكل غامض. إشاعات السمِّ،مَا أثبتَت.

Yoksa gizemli bir şekilde takımdan vazgeçen yıIdız oyuncu gibi mi?
مثل لاعب خلف الوسط الذي بشكل غامض تْركُ فريقُ كرةَ القدم؟

Bununla birlikte dinsel kimliklerine ait bilgilerde, esrarengiz bir biçimde kaybolmuş.
هناك ، مهما يكن، تسجيلات لترنيمات دينية قد إختفت بشكل غامض

Sorduğun iyi oldu. Aklımda iki perdeli bir şey var, gizem ve müzikal.
أنا سعيد لأنك سألتِ , أقوم بتمثيل دور مزودج في عرض موسيقي غامض

Uzaya yolculuk yapacaksınız, ve gizemli bir yere ama eve çok yakın.
وعليكم أن تسافروا إلى الفضاء، وإلى مكان غامض ولكنه قريب من المنزل.

Ama nedense inşa etmeye devam Onları seviyor. Ve yeni bir gizemli.
لكن بطريقةً ما، تظل الناس تعتقد بإنه يحبهم، الآن هذا شيء غامض.

Yetkililer bu gün erken saatlerde gerçekleşen gizemli uçak kazası yüzünden şaşırmış durumdalar.
السلطات مازالت فى حيرة من حادث تحطم غامض لطائرة حيث إحتلت مكاناً اليوم

Son konuşmamızda, bir tür bilgiyi izlemek hakkında gizemli bir şey söylemişti.
في آخر مرة تحدثنا، قال شيء غامض عن انه يتبع أثراً ما

Sanırım bu sabah kurbanımızı ziyaret eden gizemli ziyaretçiyi buldum.
أعتقد بأنّي وجدت ضيف غامض قام بزيارة الضحيّة هذا الصباح

gizemli bir şey, belki incir çekirdeği kadar önemsiz gözükse de bu şey bilinen evrendeki en marifetli kodlama.
إنه شيء غامض ربما يكون شيئاً عادياً أن ننظر إليه لكن هذا الشيء هو أذكى شفرة في الكون المعلوم

Bir o, bir de gizemli bir adam bir şüphelinin evinde belirirse defetmeden önce ona bir kaç soru sormalıyız.
واذا كان رجل غامض دخل بيت مشتبه به ينبغى علينا ان نسئلها بعض الاسئلة قبل ان نرسله الى عيد ميلاده

Eğer içinizi rahatlatacaksa, bana da biraz gizemli birisi gibi geliyor.
إنه غامض قليلًا بالنسبة لي، أيضًا لو كان هذا سيشعركِ بالتحسن

Bir sürü arkadaşı varmış ama hiçbiri gizemli adamımıza benzemiyor.
لديها الكثير من الاصدقاء, لكن لم يبدو أحد كرجل غامض

Michael Westen ile birlikte açtıkları, esrarengiz bir banka hesabı yüzünden.
عن مال غامض في حساب مشترك هي فتحته مع مايكل ويستين

Ateşli mi ateşli bir erkeklikle sarmalanmış, gizem kokan bir bilmece.
انه لغز مغطى بأمر غامض ملفوف بدرجات من القوة المثيرة جداً

İçimden bir ses, ölümün karanlık yüzüne gidip geldiğimizi söylüyor.
هناك شيء ما يخبرني بأننا على طرف غامض من الموت

Bu çok bulanık bir çizgi, ve yaptığımız gözlemlerle zamanla daha da bulanıklaşıyor.
إنه خط غامض جدا، ويزداد غموضا في كل وقت ونحن نسجل ملاحظات أكثر.

Düşünsene. Sen, başka bir diyardansın. gizemlisin, ilgi çekicisin.
فكّر بالأمر، أنت مِنْ بلد آخر وأنت غامض وفاتن

Onun suçunu biliyordun ve sır tutan bir adam güvenilmez biridir.
لقد علمت بذنبها و الرجل الذي يحتفظ بالأسرار هو رجل غامض

Bir şiirin nasıl göründüğüyle ilgili gizli ve muhteşem bir şey var.
هنالك شيء غامض ورائع حول الطريقة التي تبدو عليها القصيدة.

Tam bir muamma, sen de hatırlamadığına göre, asla bilemeyeceğiz.
الأمر غامض تماماً وبما أنكِ لا تتذكرين فلن نعرف أبداً

Buna rağmen dışarıdaki en hafif şüpheli ses bile onu uyandırır.
رغم ذلك أن أقل صوت مريب أو غامض فى الخارج .. يوقظه على الفور

Geldiğinizden bu yana açıklayamadığınız ağrı ya da tuhaf bir şey hissettiniz mi?
لم يصيبك أي ألم غامض آخر أو شعور غريب منذ عودتك؟

Elindeki birşeyi el çabukluğu ile mistik bir şekilde kaybeden türden ... ikinci sınıf bir sihirbazdı.
لقد كان ساحراً من الدرجة الثانية في العروض حتي حدث آمر غامض بشكل شرعي

Bu garip durumun çok zaman geçmeden açıklanacağına eminim. Yüce İsa.
أنا واثق بأن كلّ شىءٍ غامض الآن سوف يُعرف بعدَ قليل

Ama bir gizemi çözersen geriye ne kalır?
ولكن لو حللت شىء غامض ما الذى سيبقى لديك؟

O her zaman sessiz ve anlaşılmaz yalnız kurt tavırlarını üstüne geçirmiş...
إنه دائماً هادئ و غامض, و يبدو كما لو كان ذئباً وحيداً.