Programının bu kadar boş zamana elverişli olması çok iyi. | Open Subtitles | أنا سعيدة لأن جدول أعمالك يترك لك وقت فراغ كبير |
Dostum, bir an boş kalsa hemen birini bulur o. | Open Subtitles | أيها الرجل عندما يكون لديها دقيقة فراغ تَختطفُ أي شخص |
boş zaman diye bir şeyi unut. Ya da özel hayat falan. | Open Subtitles | أعني، انسَ أمر أيّ وقت فراغ أو أيّ حياة خاصّة بكَ، صدقاً |
İçinde bir boşluk hissiyle, kasvetli ve yalnız yaşamına dönecekti. | Open Subtitles | وستتركه وحده فى فراغ كبير ليعود إلى الكآبة والوحدة الدائمة |
Bundan üç yıl sonra onu tekrar düşündüğünde içinde bir boşluk hissedeceksin. | Open Subtitles | نعم بعد ثلاثة أعوام من الان عندما تتذكره سيكون هناك فراغ كبير |
Cronus ve Apophis'in ölümleri diğer Düzen Efendileri'nin sömürebileceği bir güç boşluğu oluşturdu. | Open Subtitles | موت أبوفيس كرونوس خلق فراغ في السلطة حكام النظام الآخرون يحاولون استغلال الموقف |
Cezamı çektiğim süre boyunca bira, sigara ve boş vakit istiyorum. | Open Subtitles | أريد جعّة, و سيجار و وقت فراغ حتى أنتهي من عقوبتي. |
Artık çift vardiya yok, bu yüzden daha boş zamanım var | Open Subtitles | لا مزيد من ضعف الدوام لذلك حصلت على وقت فراغ أكبر |
Günleri titizlikle planlanmıştı ve tüm boş zamanları Büyük Lider'i onurlandırmaya adanmıştı. | TED | وكانت ايامهم مخططة بشكل دقيق وان كان لديهم اوقات فراغ كانت مكرسة لإجلال واحترام قائدهم العظيم. |
boş zaman faaliyetlerinin, boş zaman faaliyetlerinin yapılmaması gereken zamanlarda yapıldığı bir yer. | TED | مكان تحدث فيه نشاطات أوقات الفراغ في وقت ليس وقت فراغ فعليًا . |
İlki, doğal olarak dünyanın boş zamanı ve yetenekleri. | TED | الأول بالتأكيد هو وقت فراغ العالم ومواهبه. |
Biraz boş zaman bulur bulmaz ben de bir kız çocuğu istiyorum. | Open Subtitles | عندما يكون لدي وقت فراغ أريد أن يكون لدي ابنة أيضًا. |
Bunu yapmaya mecbur değildim ama ufacık bir çocuktun, baban yoktu, umutsuzdun ve kalbinde koca bir boşluk vardı. | Open Subtitles | لم أكن مرغماً على ذلك لكنّك كنت طفلا يتيماً بلا أب ، بلا أمل و فراغ كبير في قلبك |
boşluk. Diğer resmi 240 milisaniye boyunca göster. | TED | فراغ و استمر كذلك , حتى يضغط المتابع على الأزرار و يقول |
O alanı eşit parçalara bölmek istiyomuşum, ama hiç boşluk kalmadan. | TED | وأريد أن أغطيه بقطع متساوية بدون ترك فراغ |
Programımda bir boşluk oldu güzel karımla yemek yeriz dedim. | Open Subtitles | حصلت على وقت فراغ بجدول .. اعمالي و فكرت في أن تناولت الغداء مع زوجتى الجميلة ستكون دلالة طيبة |
Hayat büyük bir boşluk.Her zaman öyle oldu ve öyle olacak. | Open Subtitles | الحياة مجرّد فراغ كبير. لطالما كانت و ستكون كذلك دائماً. |
Sayın avukat, tüm bahislerin kapandığı ahlaktan yoksun bir boşluğu... | Open Subtitles | المستشار، أنت تَشتغلُ الآن في فراغ خالي مِنْ المبادىء الأخلاقية |
Hakikat var ve gerçek var. Tam ortalarında da küçük bir yer var. | TED | لدينا الصدق والكذب هناك فراغ بسيط. الحافة، التي في المنتصف. |
Sana boşuna Kurnaz Balkan demiyorlar. | Open Subtitles | أستطيع أن أرى لما هم يدعونك بثعلب البلقان ليس هذا من فراغ , أليس كذلك؟ |
Garip bir günahkarın itiraflarını dinlemek için müsait misiniz, peder? | Open Subtitles | هل لديك فراغ يا أبتِ لسماع اعتراف عبد فقير ؟ |
Parkta, bomboş bir öğleden sonra. | Open Subtitles | انها مجرد فترة فراغ بالعصر في الحديقة |
Ve tüm bunların gerçekte en korkunç yanı, aşırı avlanmai kirlilik ve iklim değişikliği, bunlardan hiç biri bir boşlukta olmuyor | TED | والشيء المخيف حقا عن هذا كله الإفراط في الصيد, والتلوث , وتغير المناخ هو أن تلك الاشياء لاتحدث في فراغ |
Ama bir boşluktan ibarettim hayatı, alanı ve havayı boşa harcayan. | Open Subtitles | لكنني كُنت مُجرد فراغ إضاعة في الحياة والمساحة والهواء |
Sence Britanya İmparatorluğu yönetimi devralıp güç boşluğunu dolduracak mı? | Open Subtitles | الامبراطورية البريطانية سوف تتولى السيطرة وتملا فراغ السلطة |
Ya uzay boşluğunda ölün ya da şiirimi nasıl bulduğunuzu söyleyin. | Open Subtitles | إما أن تموتوا فى فراغ الفضاء أو تخبرونى عن رأيكم فى شعرى |
Nasıl demiştiniz? Bu, estiği hiçbir yere iyilik getirmeyen, kötü bir rüzgar. | Open Subtitles | كما تقولون, انها رياح سيئة تلك التى تهب على فراغ |
Sen ve karanlık birbirinizden ayrısınız çünkü karanlık bir hiçliğin parçası, bir Vakum. | Open Subtitles | أنت والظلام تتميزان عن بعضكما لأن الظلامَ هو غياب شيء هو عبارة عن فراغ |