ويكيبيديا

    "فريد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • eşsiz
        
    • benzersiz
        
    • özel
        
    • Farid
        
    • Fred
        
    • Freed
        
    • has
        
    • tek
        
    • eşi
        
    • eşsizdir
        
    • benzeri
        
    • özgü
        
    Nijer nehri boyunca bunun gibi pek çok köyün üzerinden uçmuş olmalıyım, ve her biri benzersizdi, eşsiz bir dokusu vardı, TED كان يجب أن أطير على ارتفاع من القرى على طول نهر النيجر، وكان كل واحد فريد من نوعه، وله نمط مختلف.
    Biri bana her Meleğin eşsiz olduğunu hatırlatmıştı ve bunu senin yaptığını anladım. Open Subtitles شخص ما ذكـَّـرنى بأن كل ملاك فريد فى نوعه وكنت أعرف أنه أنتِ
    Bu yüzden birçok şirket veya kolluk kuvvetinin kullandığı bir yöntem var. Her bir dosyayı, benzersiz sayı dizilerine çeviriyorlar. TED لذلك، معظم الشركات أو وكالات إنفاذ القانون الذين يملكون هذا المُحتوى يمكنهم ترجمة كل ملف إلى تسلسل فريد من الأرقام.
    Ama eğer benim için özel olan kişi tam şurada yanımda durmazsa olmayacak... Open Subtitles ولكنة لن يكون كاملا بدون وجود شخصا فريد من نوعة. ويقف بالقرب مني.
    Farid, senin için giysi getirdim. Yoksa soğuktan öleceksin. Open Subtitles فريد , هاك بعضاً من الملابس لك و إلا ستتجمد للموت
    Bert Cooper özellikle sizinle çalışmanın eşsiz bir keyif olduğunu söylüyor. Open Subtitles يقول بيرت كوبر بأنه سرور فريد من نوعه جرّاء العمل معك
    Karım eşsiz bir soydan geliyor. Aslında bunu dersimde de anlatacağım. Open Subtitles نسب زوجتي فريد من نوعه تماماً كنت أريد مناقشته فعلاً بالصف
    eşsiz daha önemlisi doğal bir şekilde boyandı. TED لذلك فهو فريد من نوعه، والأهم من ذلك أنه مصبوغ بمواد طبيعية.
    Ama buna sahip çıkacağım, çünkü genellikle varsaydıklarımızın aksine, birini taklit etmek eşsiz birşey çıkarabilir ortaya. TED و لكني ماض في هذا العمل لأنه خلافا لما قد نفترض عادة، تقليد شخص ما يمكن أن يكشف لك عن شيء فريد من نوعه.
    Ve ben O'yum: Seçilmiş, eşsiz, Vazgeçilmezim, yerine koyulamazım, 'İşte O'yum' TED وهذا أنا ، أنا مختار أنا فريد من نوعه أنا من لا غنى عنه أنا من لا بديل له لا مثيل لي
    Bu su kaynağını buldum ve her şey aynı kalırsa, eşsiz bir şey yakalamak için gerçek bir şansım olduğunu düşündüm. TED وجدت حفرة الماء هذه، وشعرت إذا بقي كل شيء بنفس الطريقة التي يحدث بها، كان عندي فرصة حقيقية لالتقاط شيء فريد من نوعه.
    Bizim endüstrimizde, burada farklı ya da benzersiz bir şeye bakıyor değiliz, toplumumuzu ve yaşam tarzımızı daha normal yapmak için hazırlıklı olmalıyız. Open Subtitles في صناعتنا , نحن لانبحث عن شيء مختلف أو فريد هنا علينا أن نكون مستعدين لجعله أكثر طبيعية في مجتمعنا وفي طريقتنا للعيش
    Kongredeki tek yalnız anne olarak ağır işlerde çalışan milyonlarca ailenin yaşadıklarıyla ilgili benzersiz bir bakış açım var. Open Subtitles بصفتي الأم العزباء الوحيدة في الكونغرس، لدي منظور فريد بشأن ما يبدو عليه الواقع بالفعل بالنسبة لملايين العائلات الكادحة
    Ve böyle bir ürün yarattığınızda, ne olduğu farketmez, parmak izi gibi benzersiz bir şey olmalı. TED وتصنع منتج مهما يكن، سيصبح فريد كبصمات أصابعهم.
    - Bir yabancıya yardım etmek için özel biri olmak gerekir. Open Subtitles الأمر يتطلب شخص فريد من نوعه ليفعل ذلك لشخص غريب كليا
    Size çok özel bir şey göstereceğim, Bu 25 haftalık bir insan kalbi. TED سوف اريكم شيء فريد قصير هاكم قلب الانسان بعد 25 اسبوع
    Farid ve korumalarına başına gelenlere karışmam. Open Subtitles ولكني لا اضمن لك سلوك فريد وبقية الحراس
    Fred, yapabildiğin kadar çabuk kasabaya git. Singapur'da Joyce'a telefon et. Open Subtitles فريد, اذهب الى القرية بأسرع ما يمكنك, واتصل بجويسى فى سنغافورة
    "İç Güvenlik'ten, Jack Freed, ve eski FBI başkan muavini." Open Subtitles "رجل الأمن القوميّ (جاك فريد) نائب المدير السابق، مكتب التحقيقات"
    Asıl sorun, bombayı yapan kendine has bir imza bırakmamış. Open Subtitles المشكلة أن صانع القنبلة لم يترك خلفه أي توقيع فريد
    Tam da Suriye'de eşi benzeri görülmemiş bir çok ilginç anlaşma yapmak üzereydim. Open Subtitles أنا في خضم مناقشة شيء مهم جدا شيء فريد من نوعه في سوريا
    Herkes eşsizdir. Bu eşsizlik kendini ifade etmek için vardır. Open Subtitles كلّ شخص فريد من نوعه هذا التفرد يجب أن يعبر عن نفسه
    Sırtındaki kendine özgü parçalı katmanlar başka bir türden ziyade, avcıların öncüsü akreplerle çok yakın akraba olduğunun bir göstergesi. Open Subtitles حقيقة أنّ لديها صفائح مقسّمة على نحو فريد على ظهرها تُظهر أنها أقرب من غيرها للصّيّادين الأوائل:

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد