ويكيبيديا

    "فم" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ağzından
        
    • ağzı
        
    • ağız
        
    • ağzın
        
    • ağzında
        
    • ağzını
        
    • ağızlı
        
    • ağzının
        
    • ağzım
        
    • ağzındaki
        
    • ağızdan
        
    • boğaz
        
    • ağzıyla
        
    • çene
        
    • çenen
        
    Ugşşşşşşşşşş. O adamın ağzından çıkmış herhangi bir şeyi duymak istemiyorum; Open Subtitles لا أريد أن أسمع أي شيء خرج من فم ذلك الرجل
    O adamın ağzından çıkan lafa göre hareket edecek insan değildim ben. Open Subtitles أنا أعرف أفضل من أن أصدق كلمـة واحدة من فم ذلك الرجل
    Çok iyi gözleri ve kulakları, ve dokunma duyusu vardır. ağzı, burnu var. Çok karmaşık davranışları vardır. TED لديه حواس نظر و سمع و لمس جيدة لديها فم و أنف.
    ağız ağızdır. Ama kimsenin seni götten sikmesine izin verme. Open Subtitles الفم مجرد فم لكن لا تدع أحداً يقترب من خلفك
    Öyle sikik bir ağzın var ki, onu kesip atman lazım... Open Subtitles يجب عليك أن توقفي هذا القرف لأن لديك فم لعين مثل
    "Onu aramaya zorladığı için kocasının ağzında bir Koca Ayak görülür." Open Subtitles وبعد إلحاحه عليها لتتصل به تُكتشف قدمٌ كبيرة في فم زوجها
    Ama çocuğun ağzını burnunu kapatan koli bandını nasıl açıklarlar? Open Subtitles لكن كيف سيفسّرون وجود الشريط اللاصق على فم وأنف الطفلة؟
    Scott hücre kapısından geri adım attı ağzından tükürükler saçarak "siktir git". Open Subtitles رجعت سكوت عن باب الزنزانة عندما بدأ البصاق يخرج من فم كيلي
    Eğer savcılık sizin şartlarınızı kabul ederse yapmanız gereken müvekkilinizin ağzından çıkan her şeyi onları savunurken kullanabileceğinizden emin olmak. Open Subtitles إن وافق المدعي العام على شروط الإقرار بالذنب عندها إنه عملكم أن تتأكدوا أن أي كلمة تخرج من فم موكلكم
    Bir insanın ağzından dökülürken neredeyse şeklini görebilirsiniz. TED يمكن أن ترى تقريبا شكل فم الشخص عندما ينطق به.
    ama izleyemezsiniz çünkü bir fener balığının ağzı hemen açıldı ve sizi canlı canlı yedi. TED لكنك لا تستطيع ذلك لأن فم سمكة أبو الشص ينفتح أمامك بسرعة ويأكلك وأنت على قيد الحياة
    Özellikle anne karakterine bayıIdım önüne gelenle flört eden ağzı bozuk bir alkolik. Open Subtitles أحببت خصوصاً شخصية الأم مغازلة، كبيرة سن، مع فم قذر
    Bir bebek dünyayı kafamıza yıkıyor, 3 tane yetişkin adam yirmi kiloluk, ağzı olan pembe bir et parçasına karşı. Open Subtitles جعلنا الجحيم ينال منا عن طريق طفل ثلاثة رجال كبار ضد 15 رطل من اللحم الوردى لة فم
    Bunu söylemek için psikoloğa ihtiyacınız yok, bir ağız dolusu yağlı, çıtır çıtır, tuzlu, lezzetli abur cubur yerseniz odanın öte tarafında ne olduğunun aldığınız tadın üzerinde bir gıdım etkisi bile olmaz. TED حسناً، أنظروا، لا تحتاجون لعالم نفسي ليخبركم أنه حينما تتحصلون على فم ملئ بوجبة خفيفة مالحة، دهنية، متموجة و لذيذة، ما يوجد في ناصية الغرفة لا يصنع أي فرق حول تجربتك لتذوق الطعام.
    1957 yılında bir sabah, beyin cerrahı Walter Penfield kendini böyle gördü, kocaman elleriyle tuhaf acaip bir yaratık, kocaman bir ağız, ve küçük bir popo. TED ذات صباح ، في العام 1957 جراح الاعصاب والتر بينفيلد رأي نفسه هكذا مخلوق شاذ غريب بايادي ضخمه فم ضخم وعجيزة صغيره
    İnsan görünümündeler... Teriyle, ağız kokusuyla, her şeyiyle. Tespit etmek çok zor. Open Subtitles ويبدو بشرياً، العرق، رائحة فم كريهة كل شيء يصعب كشفه
    Büyük bir ağzın var. Benden bir şey mi saklıyorsun? Open Subtitles لديك فم كبير سيدي ، هل تخفي شيئاً عني ؟
    "Dünya'nın kıyısında, azgın denizin ortasında yılanın ağzında başka bir kilit daha bulunur." Open Subtitles فى نهاية العالم حيث البحر الهائج فى فم ثعبان البحر هناك مفتاح اخر
    Akşamın geri kalanını o palyaçonun ağzını zorla açmaya çalışarak mı geçireceksin? Open Subtitles هل ستظل طوال الليل تعبث فى فم ذلك المهرج؟
    Hala, ona neden kurbağa ağızlı kaplumbağa dediklerini merak ediyorum. Open Subtitles هل تساءلتَ لم يُدعى غيلم فم الضفدع غلى أيّ حال؟
    "Dilimi, Jason Street'in ağzının ne kadar içine uzatabilirim" provası yapacak. Open Subtitles سوف تكون مشغولة كم تستطيع جعل لسانها داخل فم جايسون ستريت
    Hayatım boyunca, haber spikeri olmak istedim ama... çok kuru bir ağzım var. Open Subtitles طوال حياتي كنت أريد أن أكون مذيعة أخبار ولكن لدي فم جاف للغاية
    Bir serserinin ağzındaki sigaraya bir fiske vurursun... beş dakika sonra "polis zulmü" diye belediye başkanına koşar... ve yufka yüreklileri de ayağa kaldırır. Open Subtitles فلو نزعت سيجاراً من فم مجرم فسيكون بعد خمس دقاءق بمكتب العمده صارخاً من وحشية الشرطة وحاشدا أصحاب القلوب الدامية
    İlk ağızdan duyasın diye buraya gelip, şahsen söylemek istedim. Open Subtitles أردت أن آتي وأخبرك بنفسي يخرج مباشرةً من فم الحصان
    Ama ne kadar boş boğaz biri olsam da, bunu sana asla söylemem. Open Subtitles بالرغم من أن لدي فم كبير إلا أني لن أخبرك أبداً
    elindeki yaranın başkasının ağzıyla oluştuğunu gösteriyor. Open Subtitles لأنه يثبت أن قطع على يدك جاء من فم شخص ما. فم شخص ما.
    Buraya düşük bir çene ile değil, büyük bir adamla konuşmaya geldim. Open Subtitles لكنني لم أت لاجراء محادثات مع فم كبير لقد جئت إلى هنا للتحدث إلى رجل كبير
    Seni gördüğümden bu yana çenen düşmüş, Gri Kurt. Open Subtitles لقد نمت لك فم كبير منذ رأيتك المرة الاخيرة، ايها الذئب الرمادي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد