Sizi Bu saatte rahatsız ettiğim için özür dilerim. Eşinizi görebilir miyim? | Open Subtitles | مرحبا، آسف على ازعاجك في هذا الوقت المتأخر هل يمكنني رؤية زوجتك؟ |
Sabah Bu saatte, insanlar bir gazete ya da kahve alırlar. | Open Subtitles | في هذا الوقت من الصباح الناس فقط يشترون قهوه او صحيفه |
Şu anda memura ihtiyaçları yok, ama yer açılır açılmaz memurluk sözü verdiler. | Open Subtitles | ليسوا في حاجة لكتبة في هذا الوقت لكنهم وعدوني بوظيفة حالما تتوفر واحدة |
şu an için yok. Malesef, bütün adamları saldırı sırasında öldü. | Open Subtitles | لسوء الحظ، ليس في هذا الوقت فكل رجاله قُتلوا أثناء الهجوم |
Hwang Tae Kyung bu sefer gerçekten yardım etmek istemiştim. | Open Subtitles | هوانغ تاي كيونــغ أردت حقــا أن اساعد في هذا الوقت |
Ruthie, benim, Bu saatte aradığım için özür dilerim... ama bir iyilik isteyeceğim. | Open Subtitles | أهلا ريسي, إنها أنا أسفة لإتصالي في هذا الوقت لكني احتاج لخدمة منكي |
Bu saatte dışarıda olmak aptallık. - Annem merak edecek. | Open Subtitles | أنه غباء أن تخرج في هذا الوقت المتأخر، أمي قلقة |
Bu saatte burada oldugumu bildigi halde niye hala beni ariyor? | Open Subtitles | إنه يعلم أنني هنا في هذا الوقت لماذا يتصل بي هنا؟ |
Bu saatte geldiğim için özür dilerim ama hayat memat meselesi. | Open Subtitles | أعتذر عن مجيئي في هذا الوقت ولكنها مسألة حياة أو موت |
Yok öyle bir fiyat. Bu saatte gidecek başka yerin yok. | Open Subtitles | مستحيل في هذا الوقت ، ليس لديك من تبيع له غيرنا |
Şu anda buna, senin benden daha çok ihtiyacın var. | Open Subtitles | أظن انه في هذا الوقت .. تحتاجين هذا أكثر مني |
Ve dürüst olmak gerekirse Şu anda hoş sohbet havamda değilim. | Open Subtitles | و لأكون صادقة لا اعتقد بأني صحبة جيدة في هذا الوقت |
- Şu anda Rio Grande'ye varmış olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | وأنا سوف أفكر انه الان على وشك عبور ريو غراندي في هذا الوقت |
Ortada bir kavga varsa, biz şu an tek kişi dövüşüyoruz efendim. | Open Subtitles | إذا كانت هذه معركة خاسرة سيدي في هذا الوقت نحن نحارب لوحدُنا |
Bay Northcross, bu sefer kaçış yok. | Open Subtitles | لن يكون هناك عطب في هذا الوقت مستر نورثكروس |
- Gözümle görmeden inanmam. - Marc Bu kez geleceğine yemin etti. | Open Subtitles | سأصدق هذا عندما أراه مارك يقسم بأنّه سيكون هناك في هذا الوقت |
Güpegündüz neden Bu kadar sarhoş olduğunu sormamın sakıncası var mı? | Open Subtitles | هلتسمحينلي أن أسئلك.. لماذا أنت ثمله جداً في هذا الوقت المبكر؟ |
Durun bakalım! Gecenin bu saatinde kimse o bölgeye gidemez. | Open Subtitles | لا أحد سيتجول في المنطقة في هذا الوقت من الليل. |
Bu arada bilmenizi istiyorum sizin için ücretsiz kahve ve kurabiyemiz var. | Open Subtitles | في هذا الوقت أود أن أعلمكم أنه لدينا قهوة مجانية وبسكويت هناك |
Eminim yarın bu saatlerde ne kadar adi olduğunu hatırlamayacak. | Open Subtitles | أنا متاكد أن بحلول الغد في هذا الوقت لن تتذكر |
Ve çok yağmur yağmaması, yılın bu zamanı için oldukça alışılmadık bir şey. | Open Subtitles | ولا توجد الكثير من الأمطار كما هو معتاد في هذا الوقت من السنة |
Bu defa insanlarımın kurtulabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَعلم إذا كان بإمكان أهل قريتي النجاة في هذا الوقت |
Biz de Bu sırada yeni bir cepheye bakacağız. | Open Subtitles | في هذا الوقت,يمكننا انا و انت ان تتقدم في هذا, واجهتنا الجديدة |
Bu da, Bu noktada anlayışımızın ötesinde bir şey değil. | TED | وهذا ليس بشيء صعب الإدراك في هذا الوقت. |
Gecenin bu vaktinde burada olmak iyi bir fikir mi sence? | Open Subtitles | أتظنين أن وجودك هنا في هذا الوقت من الليل فكرة جيدة؟ |
Yılın bu zamanında benim için anlamlı olan bir şarkı ile başlıyorum. | Open Subtitles | اريد ان ابدأ بأغنية تعني الكثير لي في هذا الوقت من العام |