ويكيبيديا

    "كما كان" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • eskisi gibi
        
    • eski haline
        
    • öyle
        
    • Tıpkı
        
    • normale
        
    • yaptığı gibi
        
    • hep
        
    • gibi bir
        
    • aynı kişi
        
    • eski hâline
        
    • eskisi kadar
        
    • zamanki gibi
        
    • olduğu gibi
        
    • eskiden olduğu
        
    • olduğu kadar
        
    Annen olgun bir kadındı ve 22 yaş eskisi gibi değil. Open Subtitles أمك كانت ناضجة و سن 22 لم يكن كما كان سابقاً
    Ve her şeyin eskisi gibi olduğunu düşünüyorum. Orada öylece duruyorum. Open Subtitles وأتخيل أن كل شئ كما كان من قبل أقف هناك هكذا
    Öte yandan baban, eskisi gibi kurşunlara karşı dayanıklı değil. Open Subtitles لكن من جهة أخرى والدك لا يحتمل الرصاص كما كان
    İçten duygu ve neşelerle, her şey eski haline döndü. Open Subtitles إنه من دواعي سروري حيث عاد كل شيء كما كان
    Her şeyin bir anda eskisi gibi olmasını bekleyemezsin ki? Open Subtitles لا تتوقعين أن يعود كل شيء كما كان على الفور.
    Oktavlarım eskisi gibi değil gerçi, senin için önemli değil tabii bu. Open Subtitles ولكن طريق عزفي لم يكن كما كان ولكن هذا لا يشغل بالك
    Eserleri değişmemiş, eserleri eskisi gibi karanlık olmaya devam etmişler. TED ليس العمل، كان العمل ما يزال في معظم الأوقات مظلم كما كان.
    O hiç aramıza girmemiş gibi her şeyi telafi edebilirsem, bir şeyler çalmak için tezgah kurmadığımı sana kanıtlarsam, aramızdaki her şeyin eskisi gibi olması için bunu yaparsam beni yeniden seversin, değil mi? Open Subtitles اذا استطعت ان اقرب بيننا و كأنه لم يأتى اذا أثبتت لك اننى لم أنوى سرقة شئ و ليبقى كل شئ كما كان بيننا
    Yaşarsa, asla eskisi gibi olmayacak! Open Subtitles حتى اذا عاش فلن يكون كما كان قبل ذلك مره اخرى
    -Ben eskisi gibi değilim. Hiçbir şey aynı değil. -Eskisi gibi olması için uğraşsan iyi edersin. Open Subtitles لست كما كنت ، لا شئ بقى كما كان الافضل ان تحاول لتكون كما كنت
    Ama ona, devrim konusunda ne düşündüğünü sorarsanız devrim olmadığını ve her şeyin eskisi gibi olacağını söyleyecektir. Open Subtitles ولكن إذا سألته عن رأيه في الثورة، سيقول لك إنه لا توجد أية ثورة، وكل شيء سيعود كما كان يا لها من مصيبة كبيرة
    Senden ricam, Garcia eve döndü. Bırak eskisi gibi yaşasın. Open Subtitles أتوسل إليك , اسمحوا لغارسيا العودة الى دياره للعيش كما كان من قبل
    artık asla tüm plastiği toplayıp okyanusu eski haline getiremez. TED لن يتمكنوا من جمع كل البلاستيك وإعادة المحيط كما كان سابقاً
    Perşembe. Et Gecesi. Öyleydi, öyle, ve hep öyle kalacak. Open Subtitles يوم الخميس، ليلة ملفوف اللحم، كما كان ويكون وسيكون دائماً
    Her ikisi de Tıpkı büyükbabanın kullandığı gibi hemokromatoz ürünüdür. Open Subtitles كلاهما من نواتج زيادة نسبة الحديد كما كان يصنع الجد
    1955'te almanağı yakınca zaman dizisi normale döndü. Open Subtitles عندما أحرقت الإحصائية في عام 1955, خط الزمن الطبيعي عاد كما كان.
    Neredeyse Bay Wilson'ın ölmeden önce hep yaptığı gibi depoda uyuduğunu sanacağım. Open Subtitles حتى أنني أكاد أتوقع أن يكون السيد ويلسون نائماً في غرفة البضائع كما كان يفعل دائماً قبل موته
    Bir kızım var ve ona, babam gibi bir baba figürü olmaya çalışıyorum: yaptığı her şeye dâhil olmaya çalışıyorum, bazen rahatsız derecede bile olabiliyor. TED لديّ طفلة، وأحاول أن أكون لها كما كان لي والدي. أهتم بكل شي تقومُ به، ويكون هذا أحياناً مزعجا لها.
    Sizi temin ederim ki, döndüğünde aynı kişi olmayacak. Open Subtitles أضمن لك أنّه لن يكون كما كان عندما غادر.
    Dünyayı eski hâline getirmesek de olur! Open Subtitles ليس بالضرورة أن يصبح العالم كما كان في الماضي
    Zaman eskisi kadar çabuk geçmiyor ve tekrar bencilleşiyorsun. Open Subtitles إن الوقت لا يمر سريعاً كما كان ثم إنك تصبح أنانياً مرة أخرى
    Her zamanki gibi iyi. Open Subtitles إنه جيد كما كان دائماً ولكن بعد سنوات عديدة،
    Aynı 1985'te olduğu gibi olacaktı, bir Apple Macintosh 512 aldığınızdaki gibi. TED سيكون الحال كما كان عليه عام 1985، حينما اشتريت آبل ماكنتوش 512.
    Eskiden olduğu gibi haftanın geri kalanını orada oturarak geçirebilir. Open Subtitles ربما يبقى هناك لنهاية الأسبوع كما كان معتاداً أن يفعل
    Göğsünü dinledim. Sanırım o anda bunun, kendisi için gerekli olduğu kadar benim için de hayati önemi olduğunu biliyordu. TED أعتقد أنه كان يعلم حينها أنه كان ضروري بالنسبة لي تماماً كما كان ضروري بالنسبة له.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد