Yani DNA yaşayan organizmaları nasıl yapma konusunda bilgi taşıyor. | TED | فالحمض النّووي يحتوي على معلوماتٍ حول كيفية إيجاد الأنظمة الحية. |
Bu bize buz tabakasının zamanla nasıl değiştiğine dair hiçbir ipucu vermiyor. | TED | وهي لا تزودنا بأي مؤشر حول كيفية تغير الصفيحة الجليدية مع الوقت. |
Bir sonraki video klipte, biyoluminesensi nasıl harekete geçirdiğimizi göreceksiniz. | TED | في ملف الفيديو التالي شوف نريكم كيفية تحفيز الضوء الحيوي |
Yani insanların anlamasını istediğim şey, bir etkileşimin, ne zaman iyi ne zaman kötü olduklarını bilmeleri ve buna göre yargılamaları. | TED | لذا اسمحوا للناس أن يفهموا أن الأمر متروك لهم لمعرفة كيفية الحكم على التفاعل كي يعرفوا أضحى كانت جيدة أو سيئة. |
Ve ekonominin nasıl işlediği hakkında çok fazla şey duyduk. | TED | وسمعنا الكثير عن محاولة معرفة كيفية نمو الاقتصادات العالمية .. |
-- her an. Ve son olarak, zekâyı nasıl sınayabileceğimizi düşünelim. | TED | في كل لحظة. و أخيراً دعونا نفكر في كيفية قياس الذكاء. |
Bu harekete nasıl eriştiği konusunda gerçekten hiçbir fikrimiz yok. | TED | نحن في الحقيقة لا نملك اي فكرة عن كيفية حركتها |
10.000 sene önce nasıl gıda yetiştireceğimizi bulduğumuzdan beri fevkalade şeyler başarmış olabiliriz. | TED | قد حققنا إنجازات عظيمة منذ معرفة كيفية زراعة الغذاء قبل حوالي 10,000 سنة. |
Ve serotoninin nasıl çalıştığını anlayabilmek için, serontonin mekanizmasının nerede olduğunu anlamak gerekir. | TED | ومن أجل فهم كيفية عمل السيروتونين، من المهم أن نعرف مكان آليات السيروتونين، |
İsterseniz bunun nasıl faydalı bir şekilde çalıştığına dair birkaç örnek vereyim. | TED | دعونى أقدم لكم عدد من الأمثلة حول كيفية عمل ذلك بشكل إيجابى. |
Mevzu şehirde yaşayıp yaşamamak değil, önemli olan şehrinizin nasıl planlandığı. | TED | ليس سواء كنت في المدينة أو لا، إنه كيفية تصميم مدينتك؟ |
Bu örnek Uganda'da yaptığımız bir çalışmadan, haberleşme cihazlarını ortak kullanan insanların bu cihazları nasıl kullandığı hakkında daha karmaşık bir örnek. | TED | هذا المثال معقد إلى حد ما، وهو من دراسة قمنا بها في أوغندا عن كيفية استخدام هذه الأجهزة بين الأشخاص الذين يتشاركونها. |
Siz bu kadar fazla projenin nasıl yürütüleceğine bakar mısınız? | TED | هل يمكنكم بدأ مسار عمل حول كيفية إدارة عدة مشاريع؟ |
Şu anda TransCanada gibi şirketler polisin şiddet içermeyen eylemleri nasıl terörist gibi gösterdiği hakkında kısa bilgilendirmeler veriyor. | TED | لكن الآن، شركات مثل ترانس كندا تحيط الشرطة في عروض مرئية مثل هذا عن كيفية محاكمة المتظاهرين السلميين كإرهابيين. |
nasıl gerçekleştireceklerini öğretemem, çünkü bunun birçok farklı yolu var. | TED | لا يمكنني تدريس كيفية ذلك لأن هناك عدة طرق مختلفة |
İnsanların bazı konularda ne kadar güvenilir olabileceğini ölçüp tartmak. | TED | الحكم في كيفية كون النّاس جديرين بالثّقة في بعض الجوانب. |
Ben parayı harcamanın bir yolunu bulmak için şekerleme yapacağım. | Open Subtitles | سآخذ قيلولة قصيرة ثمّ أفكّر في كيفية صرف هذا المبلغ |
böyle olunca Daasanach dili konuştuğum kadar keçi dili de öğrenmem gerekti. | TED | فكان الدرس آنذاك أن أتعلم كيفية التحدث مع الماعز كالتحدث الى الداسانك |
Bak, asıl olay ben vazgeçiyorum çünkü babam bana devam etmeyi öğretmedi. | Open Subtitles | انظر، المغزى هو انا منسحب لأن والدي لم يعلمني كيفية متابعة الأمر. |
Ve de benim gibi yapacak hiçbir işi olmayan öğrenciler, programlama yapmayı öğrenirdik. | TED | فكان الطلاب من الذين ليس لديهم ما يقومون به مثلي يتعلمون كيفية برمجته |
İşler nasil yürüyor ve neler oluyor görmek istiyorum. | TED | لذا أرغب في معرفة كيفية عمل الأشياء وماذا يحدث |
Babam erkekliğin kapıma dayandığını anlayarak, bana kılıç kullanmayı öğretti. | Open Subtitles | ،أبي ،مدركاً بزوغ الرجولة بداخلي .بدأ يعلمني كيفية استخدام السيف |
GF: Louisville Oteli bir kişinin hayatının yoluna girmesine dair tüm sistem üzerine düşünmek adına çok iyi bir örnek. | TED | جي إف: فندق لويسفيل مثال رائع عن كيفية التفكير في النظام بأكمله الحصول على شخص مرة أخرى على المسار الصحيح. |
Şimdi, insan zihninin nasıl çalıştığıyla ilgili araştırmadan biraz bahsedeyim, açıklamak için. | TED | الآن دعوني أحدثكم قليلًا عن البحث حول كيفية عمل عقل الإنسان للتوضيح. |
Yardım ederim. Oh be! Kasetçalardan civcivin nasıl çıkarılacağını biliyor musunuz? | Open Subtitles | جيد هل تعرفون يا رفاق كيفية اخراج فرخة من جهاز الفيديو |
Son zamanlarda Google kendi YZ'sine bilgisayar oyunlarının nasıl oynanacağını öğretti. | TED | قامت جوجل مؤخرا بتعليم ذكائهم الاصطناعي كيفية تعلم لعب ألعاب الفيديو. |
Evet, böyle bir ruhla daha önce karşılaşmadık. onu neyin öldüreceğini bilmiyoruz. | Open Subtitles | و نحن لم نلق مثله من قبل، فلسنا متأكدين من كيفية قتله |