- Kimse yok ama mum hala sıcak. - Çabuk, saraya! | Open Subtitles | لا أحد هنا ، الشمعة لا تزال دافئة أسرع الى القصر |
- Kimse bu çocuk kadar iyi kek servis edemez. | Open Subtitles | لا أحد يقدّم كعك على صحن أفضل من هذا الشاب. |
Bu da sizi değişik bir kariyer yapmaya zorlayabilir, ama aslında büyük de bir avantajı vardır: iş rekabeti yok. | TED | ربما هذا .. صادم قليلاً .. اقصد هذا التخصص ولكن في الحقيقة انه تخصص مميز اذ لا أحد ينافسك به |
Belki bir ya da iki aykırı kişinin dışında bunu öneren yok. | TED | لا أحد, بإستثناء شخص أو إثنين من الأشخاص الغريبة يقترحون هذا حقا. |
İnsan ya da sentor, hiçbiri böyle bir ateşe dayanamaz. | Open Subtitles | أناس أم قناطير لا أحد منهم لا يخاف من النار |
O öldükten sonra, farkettim ki Kimse bana artık yazmıyor. | TED | وبعد موته، أدركت أنه لا أحد يكتب لي بعد الآن |
Şimdiye dek hiç Kimse beni dinlemedi, hiç. Şimdi ise tabii ki dinliyorlar. | Open Subtitles | لا أحد يستمع لي أبداً ، أبداً والآن ، طبعا ، يستمعون إلي |
"Keyif" aldım derken, ki orası için tuhaf bir kelime, çünkü hiç kimse başkasının acısı veya sıkıntısından keyif almayı düşünmez. | TED | وحين أقول أني استمعت إنها كلمة غريبة يمكن استخدامها لأنه لا أحد يريد التفكير في أي شخص وهو في ألم شديد |
Kimse seni annenden piyano dersi almak istemediğin için suçlamıyor. | Open Subtitles | لا أحد يلومك على رفضك لأخذ دروس البيانو من أمك |
O mekanik bir hat. İmkansız. - Kimse o hatta pilotluk yapamaz. | Open Subtitles | هذا خط ميكانيكى، هذا مستحيل لا أحد يستطيع التحليق فى خط ميكانيكى |
- Kimse değerinden şüphe etmiyor ama Almanlar önemli birinin kellesini istiyor. | Open Subtitles | لا أحد يشكّك في قيمتك لكن الألمان يريدون رأس أحد رأسا مهما |
- Ver, ben açayım. - Kimse sırf bunu denemiş olmak için adam öldürmez. | Open Subtitles | لا أحد يرتكب جريمة فقط من أجل الحصول على الشعور بارتكابها. |
- Hediye almak için çok yaşlıyım. - Kimse hediye almak için yaşlı değildir. | Open Subtitles | أنا كبرت على تلقى الهدايا لا أحد يكبر على تلقى الهديا |
- Kimse bu bokları yemez, yahu. - 2015 yılında yiyorlar. | Open Subtitles | لا أحد يأكل هذا الهراء في عام 2015 يأكلونه |
Geçen yıl yerel ürünlerimizin yaklaşık yüzde 18'i sağlık harcamalarına gitti ama kimsenin neyin ne kadar olduğu hakkında fikri yok. | TED | تكاليف الصحة ابتلعت حوالي 18 بالمائة من إجمالي الناتج المحلي السنة الماضية، لكن لا أحد لديه أي فكرة عن تكلفة الأشياء. |
Suçlarından sorumlu tutulamayacak bir adamı öldürmeye kimsenin hakkı yok! | Open Subtitles | لا أحد يمكنه أن يقتل رجل ليس مسؤلاً عن أعماله |
Viyana'da olmanı bekleyen kimse yok, ve seni burada kimse görmedi. | Open Subtitles | لا أحد يتوقع أن تكون في فينا ولا أحد رآك هنا |
Pek çok insanı hapse attım ve hiçbiri beni takip etmedi. | Open Subtitles | لقد وضعت العديد من الأشخاص بالسجن لا أحد منهم جاء ليلاحقني |
Bana sakin olmamı söyleme! Artık Kimse bana sakin olmamı söyleyemez! | Open Subtitles | لا تقل لي إهدأ لا أحد يقول لي إهدأ بعد اليوم |
Ve bir gün uzaklara çekip gidersem Kimse beni özlemeyecek. | Open Subtitles | وإذا يوماً ما شردت فيه بعيدا لا أحد سوف يفتقدنى |
Tabii ki hiç kimse Venezuela'ya resmi yollarla para göndermiyor. | TED | بالطبع لا أحد يحول المال إلى فنزويلا عبر الأقنية الرسمية |
Canının istediğini yapabiliyorsun, ve Kimse seni suçlu hissettirmiyor çünkü kimsenin umrumda değil. | Open Subtitles | يمكنك فعل ما تريده دون أن يشعرك أحد بالذنب لأن لا أحد يهتم |
Onunla ilgili bir şey duydum. hiçbir şey onu öldüremiyormuş. | Open Subtitles | يقولون أن فيه شئ مميز ، لا أحد يستطيع قتله |
Brüksel'de çaresizce tekrar tekrar ortak çözümler bulmaya çalışırken hiç kimsenin, hem de hiç birimizin daha önce böyle bir krizle uğraşmadığını farkettim. | TED | في بروكسل عندما حاولنا بشدة مراراً وتكراراً أن نوجد حلولاً مشتركة أدركت أن لا أحد منا قد تعامل من قبل مع أزمة مماثلة |
Herkes sonuç istiyor ama kimse bunun için gerekeni yapmak istemiyor. | Open Subtitles | لكن لا أحد يريد فعل ما يجب علية فعلة للحصول عليها |
hiçbirimiz karşılıklılık etiğini evrensel biçimde düzenli dağıtarak gerçekten genişleterek kullanmıyor. | TED | لا أحد منا يستطيع أن يمد القاعدة الذهبية مهما انتشرت عالمياً |
Öyle mi? başka kimse kaçırmadı ama. Kasabanın yarısı oradaydı. | Open Subtitles | أجل لا أحد آخر فاته الأمر نصف المدينة كانت هنا |
Sesinizi Kimseler duymayacak. | Open Subtitles | لا أحد سيسمعكي النجــــــــــــــــــــــــــــــــــدة النجــــــــــــــــــــــــــــــــــدة |
Bütün sınıf karmaşa içinde. hiç kimse bir şey öğrenmiyor. | Open Subtitles | الصف بكامله في حالة اضطراب لا أحد يتعلم أي شيء |