- Akıllı küçük kızlar değillerse. - Merak etme, almam. | Open Subtitles | ليس أذا لم يكونوا بنات صغار أذكياء لا تقلق .. |
Meraklanma. Bu lateleri üç numaralı masaya götürürsen seni affederim. | Open Subtitles | لا تقلق لهذا، هل تعوض تأخيرك بأخذ هذه للطاولة 3 |
- Endişelenme,hiçbir ismi bu kaçışta açıklamayacağım sadece gerçekleri | Open Subtitles | اوه, لا تقلق , فلن اعطى اسماء من اشترك فى الهروب |
-Evet. Yanlış otobüse binmişsiniz. Sorun değil, merak etmeyin. | Open Subtitles | أولا انت في الباص الخطأ لا تقلق ستكون بخير |
Sorun yok. Bir satıcı ve hizmetlisi yollarda, kimse şüphe etmez. | Open Subtitles | لا تقلق ، بائع و خادمه على الطريق لن يشك أحد |
Korkma. Bu soruları sormak onun işi. | Open Subtitles | . لا تقلق إنه يقوم بواجبه في توجيه الأسئلة |
- Flört etmiyordum. - Merak etme seni idare ettim. | Open Subtitles | ـ لم أكن اُغازل ـ لا تقلق, فقد سترتُ عليك |
- Geç kalmıyorsun değil mi? - Merak etme, dostum | Open Subtitles | لا تقلق حيال ذلك الأمر, يا صاح أحتفظ بهاتفك الرديء |
- Merdivende oturunca... - Merak etme. | Open Subtitles | ..ـ وإذا جلست على العتبات طويلا فسوف ـ لا تقلق |
- Meraklanma,sırada o var. - Ona gidin, ona, tamam mı? | Open Subtitles | هو التالى , لا تقلق اذهب له , اذهب له, موافق؟ |
İyi olacaksın. Her şey yoluna girecek. Meraklanma. | Open Subtitles | ستكون على ما يرام , كل شئ سيكون على اكمل وجه لا تقلق على شئ |
Meraklanma göt herif. Başka bir şansın daha olacak. | Open Subtitles | لا تقلق أيها الأحمق ستحصل على فرصتة أخرى |
Yolda dikkatli ol. - Endişelenme, alışığım. Pekala, ben ciddiyim. | Open Subtitles | كن حذرا و انت خارج من هنا لا تقلق عندي خبرة |
- Endişelenme, ...gücünü sınırladım, Wraithlere yerimizi bildirmesin diye. | Open Subtitles | لا تقلق لقد حددت الطاقة لا أريد إرسال موقعنا للريث |
Eleştiriler hoş değildi. - Endişelenme. | Open Subtitles | كوني صريحة ,المقابلة لم تكن رائعة حسناً ,لا تقلق |
Sorun değil, merak etme. | Open Subtitles | الأمرُ على ما يرام لا تقلق أنا سأظل معك فترة طويلة |
Sorun değil. Özür dilenecek birşey yok. Umurumda değil. | Open Subtitles | لا تقلق , ليس هناك شيء يدعو للإعتذار , أنا لا أمانع |
Sorun değil. Hala kızı ele geçirebiliriz. | Open Subtitles | لكن لا تقلق لازال عندنا فرصة في قتل الفتاة |
Sıkma canını, Sorun yok. Belki sen de beni motive ediyorsun. | Open Subtitles | لا تقلق لا بأس ربما أنت ايضا مجرد وسيلة تحفيز لي |
Sorun yok. Hasat aracı normal işlemlerini sürdürüyor. | Open Subtitles | لا تقلق فإن محرك الدراسة يستمر فى عمله العادى |
Korkma. Bunu istesen bile yapamazsın. | Open Subtitles | لا تقلق يا جورج أنت لا تقدر على الضغط عليَّ حتى إذا حاولت |
Korkma, aynı anda hem dans edip hem kur yapamam. | Open Subtitles | لا تقلق انا لا يمكنني الرقص ثم الدوران في نفس الوقت |
Bir otobanda kendi halinde duran, terk edilmiş bir araba değiliz. Ama eğer bir şekilde öyleysek bile, endişelenmeyin. | TED | نحن لسنا سيارات متروكة مركونة وتجلس فارغة في احد الطرق السريعة، وإذا كنا كذلك بطريقة أو بأخرى، لا تقلق. |
Tüm yollar kar nedeniyle kapalı Ama beni dert etme. | Open Subtitles | لا تقلق بشأني ، يوجد الكثير من الأشخاص هنا معي |
endişe etme, ona çok iyi bakacağız. | Open Subtitles | أنني أراه يتكلم معي لا تقلق سوف نعتني به |
Hiç Üzülme lan. Aptal kadın, kendi etti kendi buldu. | Open Subtitles | لا، لا تقلق بشأن هذا جلب الغبي المرض على نفسه |
merak etmeyin. Kasabaya döner dönmez sizin için o bebek bakıcısını bulurum. | Open Subtitles | لا تقلق بمجرد ما أعود إلى المدينة سوف أجد لكم جليسة الأطفال |