Bu çocuğun hayatına malolabilir. Doğru olduğunu düşündüğü şeyi yaptı. | Open Subtitles | لقد فعل ما ظنه صواب أنت، علي الجانب الآخر، فشلت |
Yeşil Bölge'deki kadın ve çocukları öldürmekten daha fazlasını yaptı. | Open Subtitles | لقد فعل أكثر من قتل النساء والأطفال في المنطقة الخضراء |
Bunu yaptı ve Internet Explorer sayfa değiştirdi. | TED | لقد فعل ذلك، وقام مستكشف الإنترنت بتغيير الصفحة. |
Biri sana bir şey yapmış bir şekilde zihnini karıştırmış. | Open Subtitles | لقد فعل شخصاً ما شيء بك لوث عقلك بطريقة ما |
Zaten bir kere intihar etti. - Şimdiki sadece formalite. | Open Subtitles | لقد فعل ذلك فعلا الآن سيكون مجرّد سلوك شكلي |
Evet, Söyledi. | Open Subtitles | أجل , لقد فعل إنه في مكتبه بالوقت الحالي |
Ondan önce de kardeşimi kurtarmak için her şeyi yapmıştı. | Open Subtitles | وقبل هذا لقد فعل كل شييء ممكن كى يُنقذ أخى. |
Burada işi bitti. Yapmaya geldiği şeyi yaptı. | Open Subtitles | لقد انتهى من هذا المكان لقد فعل ما جاء من أجله |
Rabban, hayatından endişeli bir halde, Baron amcasından bu gerçeği saklamak için elinden geleni yaptı. | Open Subtitles | خاف على حياته لقد فعل رابان افضل مالديه ليخفى هذه الحقيقه عن عمه والبارون |
Bak, bu Cady denen herif... benzerini daha önce de yaptı. | Open Subtitles | الأن ، أنظري ، هذا الشخص كادي لقد فعل هذه الجريمة من قبل |
Kendi kendine yaptı, takım haklıydı. | Open Subtitles | لقد فعل هو هذا لنفسه لقد كان الفريق على ما يرام |
Ve bunu anayasanın koruması altındaki dini inançları doğrultusunda yaptı. | Open Subtitles | لقد فعل ذلك حقاً بينما نلاحظ أنه حقه الدستورى المعتقدات الدينية |
Beni mutlu etmek için yaptı, ben de sizi mutlu etmek için ve çok üzgünüm. | Open Subtitles | لقد فعل ذلك لارضائي وأنا فعلت هذا لإرضائك وأنا آسفه |
Numarası çekin üstünde. Onu arayayım diye böyle yaptı. | Open Subtitles | رقمه على الشيك لقد فعل هذا اذا اردت الاتصال به |
Doğru. Acil durumda yaptı, suikastçiden kaçmak için. | Open Subtitles | هذا صحيح ، لقد فعل هذا فى حالة طارئة للهرب من قاتل محترف |
-Onuncu adam, sizin Rangoon'da yaptığınızı yaptı. | Open Subtitles | هذا صحيح لقد فعل رجل الصفيح ما فعلته أنت في ـ رانغوون ـ |
Maskesini düşürdü, aslında, yaptı. | Open Subtitles | وجب عليه أن يتصل بي ، حسناً ، لقد فعل ذلك |
Elinden geleni yaptı ama Marilyn'in gerçek sorunlarını gördü ve onu ayakta tutmaya çalıştı. | Open Subtitles | لقد فعل كل ما هو ممكن لكن عندما علم المشاكل الحقيقية التي كانت تعاني منها مارلين و حاول جعلها تعمل فحسب |
Tanrı'm, korkunç şeyler yapmış. Öldürdüğü insanları doğrayıp küçük parçalara ayırmış. | Open Subtitles | يا إلهى , لقد فعل أشياء مروعة . لقد قتل الناس و قطعهم إلى قطع صغيرة |
Lars bugün siyah giyinmememizi rica etti. | Open Subtitles | لارس طلب مننا الا نلبس اسود اليوم لقد فعل هذا ليذكرنا |
O yaptı! Geldiklerini Söyledi! Bizi almaya geldiklerini Söyledi! | Open Subtitles | لقد فعل هذا بي ، لقد قال أنهم آتون لينالوا منا |
Bir kez daha böyle yapmıştı, dokuz gün içeride kalmıştı. | Open Subtitles | لقد فعل ذلك مرةً قبل ذلك بقي هناك لمدة تسعة أيام |
Evet Öyle, ama hikayeyi takip ettim ve 25 yıl önce kızın ailesi bir karavanda yaşıyorken, şimdi Arlington'un en büyük toprak sahiplerinden biri olmuş. | Open Subtitles | أجل، لقد فعل ذلك، ولكنّي أجريت بحثاً ,وفي الــ 25 عاماً المنصرمة إنتقلت عائلة الفتاة من العيش في مقطورة متنقلة |
Kumandanlar her şeylerini Verdi, Orléans halkı da. | Open Subtitles | لقد فعل القائد ماعليه فعله كمواطن من اورليانز |