Bugün burada, okyanusun ortasında teknede duruyorum ve çalışmamın gerçekten önemli etkisini konuşmak için buradan daha iyi bir yer olamaz. | TED | أقف هنا اليوم على هذا القارب في عرض المحيط، وما من مكان أفضل من هذا للحديث عن تأثير عملي بالغ الأهمية. |
Ve böyle konuları konuşmak için burası uygun bir yer değil. | Open Subtitles | إضافة إلى أن المكان ليس ملائما ً للحديث عن هذه الأمور |
Birbirimizi dinlemeden konuşmaya çok zaman ayırıyoruz ve uzlaşamadığımız noktaları yeteri kadar konuşmuyoruz. | TED | قضينا وقتاً كبيراً في الحديث مع بعضنا ووقتاً غير كافي للحديث عن اختلافاتنا، |
Ve seni papazla konuşmaya zorlamam Tanrı ile aranı bozduysa... | Open Subtitles | ولو أن إجبارك للحديث مع كاهن دفعك بعيدا عن الإله |
Gerçekten konuşacak birine ihtiyacım var ve umarım beni ararsın. | Open Subtitles | كنت بحاجة حقاً للحديث مع شخص وتمنيت أن تكون متواجد |
Çok güzel. Oh, pardon, Onunla bir dakikalığına konuşmam lazım, Siz | Open Subtitles | لطيف جدا.عفوا ، لا بد لي ان اذهب للحديث معها لثانية. |
Ben konuşmamız gereken daha ne kadar çok şey olduğunu düşünüyordum da. | Open Subtitles | حسنا، كنت مجرد التفكير كيف أكثر من ذلك بكثير لدينا للحديث عنها. |
Ve daha önce hiç konuşma fırsatı bulamadığım pek çok insanla arkadaş oldum. | TED | وأصبحت صديقاً للكثير من الناس لم تكن لدي فرصة للحديث معهم من قبل. |
Seninle bir daha konuşmak için şans bulabilir miyim; bilmiyorum | Open Subtitles | لا أعرف إن كانت ستتسنى لي الفرصة للحديث معك ثانيةً |
Televizyon bir çiftin konuşmak zorunda olmadan birbirlerine katlanmalarını sağlayan evlilik yardımıydı. | Open Subtitles | هذا الجهاز الذي يساعد أي زوجين على تحمل بعضهما دونما الحاجة للحديث |
Sekizde bitti ama daha sonra konuşmak için orada kaldım. | Open Subtitles | فقد انتهت في الساعة 8: 00، ولكن بقيت بعد للحديث. |
İki gün önce buraya geldi ve konuşmak istediğini söyledi. Hangi yüzle geldin? | Open Subtitles | وقال انه جاء الى هنا قبل يومين و قال انه في حاجة للحديث. |
konuşmak mı istemiyorsun, konuşmaya hazır olanaa kadar sessiz oturacaksın. | Open Subtitles | لاتريدُ بأن تتحدث، سوفَ تجلسُ بصمت حتّى تكونَ مستعدًا للحديث. |
Benimle konuşmaya gelen diğer elemana söylediğim gibi, size söyleyecek hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | كما قلت الى الرجل الآخر الذي جاء للحديث معي لن اقول شيء لقومك |
Ama şimdi, konuşmaya hazırlanırken, ne kadar az şey bildiğimizi anlıyoruz. | TED | لكن الان ونحن نتجهز للحديث, نفهم مدى قلة ما نعرفه |
Yetersiz temsil edilenleri konuşmaya davet edin. | TED | وجهوا الدعوة للأشخاص ناقصي التمثيل للحديث. |
- Bunun hakkında konuşmalıyız. - konuşacak bir şey yok. | Open Subtitles | ،نحن بحاجة للحديث عن هذا لا يوجد شيء للحديث عنها |
Darce, seninle konuşmam gereken birşey var. | Open Subtitles | دارسي، أنا فعلا بحاجة للحديث معك عن شيء ما |
Fakat bu gece burada yaşananlarla ilgili konuşmamız gerekecek Bay ve Bayan Rance. | Open Subtitles | ولكننا سنحتاج حقا للحديث حول ما حدث هنا هذه الليلة، السيد والسيدة رانس |
Ray, bir daha seninle konuşma fırsatım olur mu, bilemiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف إن كانت ستتسنى لي الفرصة للحديث معك ثانيةً |
Christian Siriano ile toplantıdadır ama onunla mutlaka konuşmalıyım. | Open Subtitles | أعلم بأنه من المفترض أن يكون في ذلك الاجتماع مع كريسشن سيريانو ولكنني حقا بحاجة للحديث معه |
Beni hiçbir şey seninle sohbet etmekten daha çok mutlu edemez ama... beni çok kötü bir zamanda aradın. | Open Subtitles | كلاريس , هذا ليس شيئا في العالم من اكثر من حبي للحديث معك لسوء الحظ امسكتني في لحظه صعبه |
Kızımla birlikte gidip onunla konuşacağım. Hoşuna gidecek. | Open Subtitles | سأصحب ابنتى ونذهب للحديث معه, سوف تحبينه |
konuşmayı çok seversin. Bu kadar sıkı ağızlı olmanın ne gereği var? | Open Subtitles | أنت عادةً على أستعداد للحديث, سام لماذا تصبح جد خجول؟ |
Pekâlâ, Derrick'le beraber onunla konuşalım diyorum. Birkaç kısa soru. | Open Subtitles | حسنا لماذا لا أذهب أنا وديريك للحديث معها |
Dekan Caudwell, bu benim için konuşması zor bir konu. | Open Subtitles | عميد كودويل هذا شي صعب جدا بالنسبة لي للحديث بشأنه |
Anladım ki modellerle konuşmanın en iyi yolu nesneleri gösterip, onları tanımlamakmış. | Open Subtitles | اعتقد افضل طريقة للحديث مع العارضات فقط هو التوجه نحو الاشياء ووصفها |
Lojistik konusunu kilise muhasebecisiyle konuşman gerekecek. | Open Subtitles | ولكن ستكون لدينا للحديث إلى أمين صندوق الكنيسة حول الخدمات اللوجستية. |