ويكيبيديا

    "لها" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bir
        
    • Ne
        
    • onunla
        
    • vardır
        
    • de
        
    • da
        
    • ama
        
    • o
        
    • - Ona
        
    • ondan
        
    • vardı
        
    • ve
        
    • çok
        
    • kıza
        
    • var
        
    ama kostarika alanıyla ilgili ilginç olan buranın kalıcı bir yer olmadığı. TED ولكن ما ليس مألوفاً بالنسبة للكوستاريكا هو أنها ليست مكاناً دائماً لها
    Irak'ı kültürel ve psikolojik gerçeklerden bihaber bir şekilde ele geçirdik. TED قمنا بغزو العراق بقوات عسكرية لا دراية لها بالحقائق الثقافية والنفسية.
    İzlenimlerin, Ne yaptığımız ve Ne düşündüğümüz üzerinde delice bir etkisi var. TED اعتقد ان الانطباعات لها تأثير جنوني عن الذي نعتقده و الذي نفعله
    Fakat Ne yazık ki sağlığı bugün buraya gelmesine izin vermedi. TED ولكن للأسف، لم يُسمح لها أن تأتي اليوم نظراً لحالتها الصحية.
    onunla konuşmaya çalışırken Londra Kulesi'nde doğduğumu söylemiştim ve o bana inanmıştı. Open Subtitles استطيع ان اقول لها اننى وُلدت فى برج لندن وهى سوف تصدقنى
    çok basit bir fikir, ama çok daha uzaklara erişebilir. TED فكرة بسيطة، لكن يمكن أن يكون لها آثار بعيدة المدى
    Nollywood ayrıca Afrika'da daha önce hiç görülmemiş bir tür moderniteyi örneklemektedir. TED تجسد نوليوود أيضا نوعًا من الحداثة لم يسبق لها مثيل في أفريقيا
    Tabii bu bireyin, genini sonraki nesle aktarma başarısından başka bir şeye bağlı. TED هذا يحدث للبشر دفاعا عن قضية وليس لمصلحة لها علاقة بالصحة الوراثية، طبعا.
    ama bu üç nesnenin herbiri sizin için ifade ettiklerinin üzerinde ve ötesinde, onların geçmişteki kullanımlarına (tarihlerine) göre bir TED ولكن كل واحدة من تلك الامور الثلاث لها قيمة ثمينة فوق قيمتها الحقيقية بسبب انها تملك تاريخاً ومكوناً خاصاً بها
    Elbette kullandığımız bir çok teknolojinin de bununla ilgisi var. TED بالتأكيد، الكثير من التقنيات التي نستخدمها لها دور في ذلك.
    aslında Ne kadar muhteşem bir armağan olabileceğini, hayatlarımızı nasıl yaşadığımıza dair nasıl çarpıcı bir içgörü olabileceğini fark ettim. TED ثم أدركت أن هذه التجربة هي هبة رائعة يمكن أن تحدث، يا لها من سكتة للبصيرة عن كيفية عيشتنا لحياتنا.
    Sonucunda kanınızın Ne kadar köpüklendiğine bağlı olarak acı, felç veya ölüm vardır. TED ما يؤدي للألم الشلل أو الموت حسب نسبة الرغوة التي يتحول لها الدم
    Ona Ne söyleyeceğim hakkında çok düşündüm, daha büyük olduğunda. TED لقد فكرت كثيرا في الكلام الذي يقولون لها عندما تكبر.
    Siz onunla özel olarak görüştüğünüzden beri size nasıl ödeme yapacağını bilemedi. Open Subtitles مُنذ استقبالِك لها فى عيادتِك الخاصة, وهى لا تعرِف كيف ستُسدِّد أتعابِك.
    Ona şunu söylemek istedim ki size de bunu söylemek istiyorum, hastalıkların bizi hayallerimizden uzaklaştırmasına izin vermekten vaz geçmeliyiz. TED وارغب بأن اقول لها .. وأرغب بأن اقول لكم علينا أن لا نسمح للأمراض .. بأن تقوضنا عن تحقيق أحلامنا
    ama o plajdaki, Mai Khao plajındaki, insanları değil, çünkü o küçük kız, bir ay önceki coğrafya sınıfından bir bilgi hatırladı. TED ولكن ليس على هذا الشاطئ، ليس على شاطئ ماي خاو، لأن هذه الطفلة تذكرت حقيقة واحدة من مدرس الجغرافيا لها قبل شهر.
    - Ona Ne olduğunu bilmiyorum ki. - Sana inanmamayı dilerdim. Open Subtitles ـ لا أعلم ماذا حدث لها ـ أتمنى بأن لا أصدقك
    Her neyse, arabası ofisinin önünde ama ondan bir iz yok. Open Subtitles على العموم .. سيارتها امام مكتبها .. ولكن لا أثر لها
    Bunda mutlaka onun parmağı vardır ama ondan başka biri daha vardı. Open Subtitles انا متأكد أنها كانت لها صلة بالموضوع ولكن كان هناك شخص أخر
    İnsanların işe yarar şekilde kullanmadıkları, atıl ve önemli diğer veriler nelerdir? TED هناك كم كبير من المعلومات توضع في التقارير القديمة لا لزوم لها
    kıza acele etmesini söyle. Güney tarafında bir şey yok. Open Subtitles قل لها ان تستعجل، ليس هناك شئ في الجانب الجنوبي.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد