ويكيبيديا

    "محاولة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • denemeydi
        
    • deneme
        
    • girişimi
        
    • çalışıyorum
        
    • teşebbüs
        
    • çalışmaktan
        
    • dene
        
    • çalış
        
    • çalışmayı
        
    • teşebbüsü
        
    • çalışıyordum
        
    • çalışıyorsun
        
    • çalışma
        
    • çalıştım
        
    • çalışan
        
    Şuna bak. Wells deneyi zaman yolculuğu için erken bir denemeydi. Open Subtitles الق نظرة على هذا التجربة كانت مجرد محاولة للسفر عبر الزمن
    İyi denemeydi ama kardeşlerimi saymazsak annem salak bir çocuk yetiştirmedi benim. Open Subtitles محاولة جيدة، لكن أمّي لم تربي حمقى إلا إن قمت بحساب إخوتي.
    Bobby ona eski aşkını unutturmayı deneme görevini büyük bir zevkle üstlendi. Open Subtitles أخذها على عاتقه بكل سرور في محاولة لمساعدتها على نسيان حبيبها السابق.
    Sonuçsuz bir kaçma girişimi olabileceğini tahmin ediyordum ama senden değil. Open Subtitles لقد اعتقدت إننا سنواجه محاولة هروب طائشة لكن ليس أنت سببها
    Hey, hey. Burda kelleni, omuzlarını, dizlerini, ayak parmaklarını kurtarmaya çalışıyorum. Open Subtitles مهلا، مهلا، أنا في محاولة لانقاذ رأسك، الكتفين والركبتين وأصابع القدمين.
    Eğer hayatına ikinci bir teşebbüs olacak olursa, onu hastanede koruyamayız. Open Subtitles لو كان هناك محاولة أخرى لقتله لن يمكننا حمايته في المشفي,
    İnan bana hiçbir şey insanları güldürmeye çalışmaktan daha korkunç olamaz. Open Subtitles صدقيني، لا شيء أكثر رعباً من فشلك في محاولة لإضحاك الناس.
    Kandırdım! İyi denemeydi şapşik. Beş tane şat içtim sadece. Open Subtitles مجنونة، محاولة جيدة ، ايتها الغبية لقد شربت خمس كؤس
    Bob Simon 10 yıldan beri ölü ama iyi denemeydi. Open Subtitles توفي بوب سايمون قبل عشر سنوات، ولكنها محاولة لطيفة منك.
    İyi denemeydi. Open Subtitles لقد كانت محاولة جيدة سوف تحدثها المرة القادمة
    İyi denemeydi, dostum, ama beni kandırmak için biraz daha uğraşman gerekiyor. Open Subtitles محاولة طيبة يا صاحبي، ولكن عليك الإستيقاظ مبكراً
    Cesur bir deneme, ama doğru olmadığını ikimiz de biliyoruz. Open Subtitles محاولة شجاعة لكن أنا و أنتي نعرف أنها غير صحيحة
    İyi deneme. Ama her doktor bunun imkansız olduğunu söyleyecektir. Open Subtitles محاولة جيدة ، ولكن كل دكتور سيقول لك انه مستحيل
    Hani görünmezliğini düzeltmek için yaptığımız her deneme başarısız oldu ya? Open Subtitles ليس بعد. تَعْرفُ كَمْ كُلّ محاولة جَعلنَا لعَكْس خفائِكَ هَلْ فَشلَ؟
    Pekâlâ, acil durum prosedürü uyguluyoruz. Durma. Bu bir kaçma girişimi olabilir. Open Subtitles حسناً، نحن في حالة طوارئ لا تتوقّق قد تكون هذه محاولة للهرب
    Burada oturmuş hayatımın en önemli anlarından birine ruhen hazırlanmaya çalışıyorum. Open Subtitles أنا اجلس هنا محاولة التحضر نفسياً لواحدة من أهم لحظات حياتي
    Eğer hayatına ikinci bir teşebbüs olacak olursa, onu hastanede koruyamayız. Open Subtitles لو كان هناك محاولة أخرى لقتله ,لن يمكننا حمايته في المشفي
    Her şeyi kontrol etmeye çalışmaktan vazgeç ve bırak. Bırak! Open Subtitles توقف عن محاولة التحكم في كل شئ وأتركها تمضي فحسب
    Eğer öyleyse, Polonyalılar'ı ikna etmek için nüfuzunu kullanmayı dene, Fransızlar'ı sat. Open Subtitles إذا كان الأمر كذلك، في محاولة لاستخدام نفوذها لإقناع البولنديين لشراء الفرنسية.
    Sadece, sana zarar verecek bir şeyi asla yapmayacağımı unutmamaya çalış. Open Subtitles فقط الرجاء في محاولة لتذكر أنني لن تفعل أي شيء ليؤذيك.
    Ah, senin gibi kızları etkilemeye çalışmayı uzun zaman önce bıraktım. Open Subtitles أوه، لقد توقفت عن محاولة إبهار الفتيات مثلكِ منذ فترة طويلة.
    Bu çocukları zamanda daha geriye göndermek bununla savaşma teşebbüsü idi. Open Subtitles إرسال هؤلاء الأطفال للوراء عبر الزمن كانت محاولة لقتل ذلك الشر
    Sadece bu beş çatalı ne için kullandıklarını anlamaya çalışıyordum. Open Subtitles كنت أقتل الوقت في محاولة فهم فائدة هذه الشوكات الخمس
    Sana ait olmayanları almaya çalışıyorsun. Vaktini harcıyorsun. Open Subtitles توقف عن محاولة أخذ ما ليس لك أنت تضيع وقتك
    Pekâlâ tamam. Duygusallık yapmaya çalışma. Sen her şeyi Tina'ya bırak. Open Subtitles حسنا حسنا توقفى عن محاولة كسب عطفى اتركى كل شئ لتينا
    Fakat insanları dinleyebildim, onların sorunlarını duydum, kuma çizdim ve anlamaya çalıştım. Ne yaptığımı anlamaya çalışmak ise bir anlamda zordu. TED لكن كنت استمع إلى الناس، استمع لقضاياهم، وأرسم على الرمال، في محاولة لمعرفة الأشياء، وكان من الصعب معرفة ما كنت أفعله.
    Yani bir anlamda, kendini korumaya çalışan canlı sistemler gibi davranıyor. TED إنها تتصرف إذن كخلية حية، نوعاً ما، محاولة الحفاظ على نفسها.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد