En son geldiğinden beri iki hafta geçti, iyi olup olmadığını merak ediyorum. | Open Subtitles | لقد مرّ أسبوعين على تواجدك هنا آخر مرّة، وأنا أتساءل، هل أنت بخير؟ |
Stanley orta yaşlarını çoktan geçti özellikle de boy kilo oranına dikkat edersen. | Open Subtitles | لقد مرّ بمنتصف العمر منذ زمن بعيد، خصوصا باعتبار طوله بالنسبة إلى وزنه. |
Son günah çıkarmamdan bu yana çok zaman geçti. Aklında ne var, evlat? | Open Subtitles | لقد مرّ وقت طويل على آخر اعتراف لك، ماذا يدور بخلدك يا بنيّ؟ |
Yani 300 yılı aşkın bir süre boyunca insanlar merdivenlerden pizza çıkarmıştır. | Open Subtitles | هذا يعني أنه على مرّ 300 سنة الناس حملوا البيتزا للأدوار العلية |
Ya sana gelmiş geçmiş En büyük aşk hikayesini anlatırsam? | Open Subtitles | ماذا لو قََصصتُ عليكِ أعظم قصص الحُبْ على مرّ العصور؟ |
Eğer bunu görüyorsanız ve bir bakteri iseniz bu sizin En kötü kabusunuzdur. | TED | إذا رأيت ذلك ، و كنت بكتريا، فإن هذا أسوأ كابوس مرّ عليك. |
Ev sahibi geldi. 1 aylık kira bir süre daha idare edermiş. | Open Subtitles | مالك العقار مرّ علينا، لقد قال إيجار شهر واحد سيكون لابأس به. |
Sadece bir gün geçti ve çoktan kardeş sinir etme kotanı fazlasıyla doldurdun. | Open Subtitles | مرّ يوم فقط وإذا بك متحمّس لإنجاز دورك في تطويع السلوك الغاضب لأخيك. |
Kalbimdeki bu intikamla zaman göz açıp kapayıncaya kadar geçti. | Open Subtitles | مع رغبة الثأر التي في قلبي مرّ العقد كطرفة عين |
Çünkü Dünya'nın çok yakınından geçti ve geçip gidene kadar bunu fark etmedik. | TED | لأنه في النهاية، مرّ مقتربًا من الأرض، ولم نعرف بأمره إلا مؤخرًا. |
Son 200 yılda, dünyanın başından iki büyük yenilik dalgası geçti. | TED | خلال العشرين سنة الماضية، مرّ العالم بتجربة موجتين من الإبداع |
Füzyonu tanımamızın üzerinden bayağı bir zaman geçti. | TED | لقد مرّ وقت طويل منذ أن عرفنا عن الإنصهار. |
Birkaç hafta böyle geçti ve sonra kafama dank etti; belki de kendi tavsiyeme uymalıydım. | TED | مرّ أسبوعان، وأدركت فجأة أنه ربما يجدر بي أن أقوم أنا بنصح نفسي. |
Yani 300 yılı aşkın bir süre boyunca insanlar merdivenlerden pizza çıkarmıştır. | Open Subtitles | هذا يعني أنه على مرّ 300 سنة الناس حملوا البيتزا للأدوار العلية |
Neden iş ilişkilere gelince, insanlar o safhalardan daha önce geçmiş insanların tavsiyelerini dinlemezler? | Open Subtitles | لم لا يقبل الناس النصائح التي تتعلق بالعلاقات من أحد مرّ بذلك؟ |
Senin yaşadığını tahmin ettiklerimi o da yaşadı. İnkar, öfke, vesaire. | Open Subtitles | لقد مرّ بما أتصوّر أنكِ ، تمرين به الإنكار, الغضب,إلى آخره. |
Fakat gitmeden hemen önce yanıma uğradı. Benden Hasat'ı durdurmamı istedi. | Open Subtitles | لكنّه مرّ عليّ في طريقه للرحيل وطلب منّي أن أوقف الحصاد |
Bu sürenin bir sebep için harcandığını ve ailem ve arkadaşlarım için geçtiğini düşünüyordum. | TED | تخيلت أن الزمن قد توقف و مرّ على عائلتي وأصدقائي فقط |
Yanlarından geçen bir yabancının onları gördüğünü ve sevgili olduklarını sandığını. | Open Subtitles | لو مرّ أحدهم و شاهدهم وهم يمشون لاعتقد أنهم زوجان يمّشون. |
Yıllar boyunca arkanda hep acı ve yıkım bıraktın. | Open Subtitles | شكرًا لك. على مرّ السنين، خلّفت في أعقابك بؤسًا ودمارًا. |
On beş yıl geçmişti ama Amerika'nın hala genel sağlık sistemi yoktu. | Open Subtitles | عقد ونصف مرّ وما زالت أمريكا ليس لديها خطة صحة عالمية |
Her şey yolunda gitti. Şimdi uyanma odasına götürüyorlar. | Open Subtitles | كل شئ مرّ علي مايرام سيتقلونها هنا إلي غرفة الانعاش |
Daha önce bunları yaşamış birini tanımıyordum, En azından bildiğim kadarıyla. | TED | لم أكن أعرف أي أحدٍ مرّ بهذا الشيء من قبل؛ على الأقل لم أكن أظن أني كذلك. |
Sonra bir kaç gün daha geçtikçe, nedense, onu daha az düşünmeye başladım. | Open Subtitles | وبعدها مرّ بعض الوقت ولم أعد أفكّر فيها إلا قليلاً |