ويكيبيديا

    "مسدس" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • silahı
        
    • tabanca
        
    • silahın
        
    • silahım
        
    • tabancası
        
    • silahla
        
    • silahını
        
    • silahlı
        
    • silaha
        
    • tabancasını
        
    • bir silah
        
    • silahından
        
    • silahtan
        
    • tabancam
        
    • silahına
        
    Hatta kafalarına silahı dayayınca daha orada şansın yaver gidebilir. Open Subtitles إن وضعت مسدس على رأس أحدهم ، قد تواجه الحظ
    Birinin silahı vardı ve kötü bir şeyler olacağını biliyordum. Open Subtitles هذا الرجل كان لديه مسدس و عرفت أن الأمر سيسوء
    Diyelim ki, Ed Bailey'nin çizmesinde... ufak bir tabanca sakladığını sana söyledim. Open Subtitles ماذا لو أخبرتك أن إد بايلى معه مسدس صغير مخبأ فى حذائه
    - Evet. Birileri tetiği çekerken o silahın önünde duruyordu. Open Subtitles نعم، وقف أمام مسدس بينما شخص أخر قام بسحب الزناد
    Bir atış müsabakasından çıktım. Bu yüzden bir silahım vardı. Open Subtitles لقد أنهيت للتو بطولة رمي السلاح ولذلك عندي الآن مسدس
    Ama şuna bak.Harvey Amcamın koltuğunun altında bir tabancası varmış. Open Subtitles ولكن ننظر في هذا. أبقى عمه هارفي مسدس تحت المقعد.
    Küçük kalibreli, otomatik bir silahla masada vurulmuş. Öne doğru düşmüş. Open Subtitles لقد تم قتلها على الطاولة بواسطة مسدس بيستول ذو قطر صغير
    Bu sabah Scully'nin silahını, buzdolabında donmuş yoğurdun içinde buldum. Open Subtitles هذا الصباح وجدتُ مسدس سكالي في الثلاجة، في الزبادي المجمد
    Eğer silahı ateşlediyseniz sağ ön kolunuzda yanık izleri olması gerek. Open Subtitles إن أطلقت من مسدس سيكون لديك جروح في ساعد ذراعك اليُمنى.
    Onun eski baş cerrahının ağzına silahı dayayıp tetiği çektiği yer. Open Subtitles حيث رئيس قسم الجراحة السابق وضع مسدس بفمه و اطلق النار
    Elime ilk silahı alıp... kendi hayatımın herkesinkinden mühim olduğuna karar verdiğim an. Open Subtitles أول مرة أخذت مسدس وقررت أن حياتي أكثر أهمية من حياة شخص آخر
    Dışarıdaysa, silahı da varsa, birimizin kurşunu yemesi işten bile değil. Open Subtitles ان كان موجوداً هناك ولديه مسدس على الارجح سيتلقى احدنا رصاصة
    Hapishane altı mahkûmun kayıp olduğunu söyledi gardiyanlardan birinin de silahı eksikmiş. Open Subtitles ،حددت الإصلاحية وجود ستة سجناء في عداد المفقودين و مسدس الحارس مفقود
    Yaşlı ve mutsuz olmakla başına bir tabanca dayamak arasında büyük fark var. Open Subtitles فرق كبير بين أن تكون عجوز وحزين وبين أن تضع مسدس على رأسك
    Bir korsan bir adaya bırakılınca ona tek kurşunlu bir tabanca verilir. Open Subtitles عندما يترك قرصاناً علي جزيرة وحيداً فإنه يتم إعطاءه مسدس برصاصة واحدة
    Eğer bir iş adamıysan neden pantolonunun arkasında lanet bir silahın var? Open Subtitles تعرف، إذا أنت رجل أعمال، لماذا لديك مسدس في ظهر سروالك اللعين؟
    Suarez, bir silahım var ve kullanmakta tereddüt etmem. Open Subtitles اذا لم اخبرك فانت لن تعلمي بذلك لدي مسدس و لن اتردد باستخدامه
    Gizli kamera görüntülerine göre... adamın bir 38'lik tabancası vardı. Open Subtitles كاميرة المراقبة اظهرت ان لديه مسدس عيار 38 خاص بالشرطة
    Sydney'nin yerini öğrenebilmek için onu silahla tehdit ettiğini söyledi. Open Subtitles أنت صوبت مسدس الى وجهه ليخبرك على مكان احتجاز سيدنى
    Kankasıyla birlikte babasının silahını çalmak eğlenceli olur diye düşünmüş. Open Subtitles اعتقد هو وأحد أصدقائه أن سرقة مسدس والده ستكون ممتعة
    Bak Holliday, burada yetki bende olduğu sürece... hiçbir çoban sınırı silahlı geçemez. Open Subtitles طالما أنا أمثل القانون هنا فلا أحد من رعاة البقر سيعبر الحدود ومعه مسدس
    Tabii, elinde gerçek bir silah yoktu, tarif edilen silaha benzer şekilde siyah bir nesne tutuyordu. TED الآن، نحن لم نستخدم مسدس حقيقي في يده لذلك كان معه شيء اسود في يديه كان مشابه للمسدس الذي تم وصفه
    Ayrıca çivi tabancasını, yapıştırıcı tabancasını kısaca içinde tabanca olan her şeyi. Open Subtitles وايضا مسدس المسامير والغراء ويكون احسن اذا اي شيء يبدء بكلمة مسدس
    Aptallık yapmak zorundaydın. Sana bir silah doğrultulduğunda bile akıllıca davranamadın. Open Subtitles أنت غبى , لا تتصرف بذكاء حتى عندما يصوب عليك مسدس
    Bu kurşunu nişan tahtasından aldım. Davis'in silahından çıkan bir kurşun. Open Subtitles إنها رصاصة أخذتها من ميدان الرماية إنها من مسدس ديفيس
    Hayır, bunlar bir silahtan çıkmış. Adamımız son derece emin. Open Subtitles كلا , تلك الطلقات كانت ناتجة عن مسدس رجلنا متأكد
    İstersen cüzdanımı kontrol et. Rozetim yok, tabancam yok. Open Subtitles انظر يمكنك تفقد محفظتي ليس لدي شارة أو مسدس
    Albay Colt'un silahına pek alışkın olmadığını biliyorum, bu senin ilk dersin olacak. Open Subtitles أنت غير متألف مع مسدس العقيد كولت.. لذلك سيكون هذا الدرس الأول لك لا تقلق..

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد