Benim en son istediğim şey, Hastings, senin duygularını incitmek. | Open Subtitles | هيستنجز, ان آخر شئ قد افعله هو ان اجرح مشاعرك |
duygularını bir süre bastırabilirsin; ama bir şekilde tekrar yüzeye çıkacaklar. | Open Subtitles | يمكنك أن تخفي مشاعرك لبعض الوقت ولكن ستخرج فى أى وقت |
Bu sadece duygularını göz ardı etmenle alakalı, farketmedin mi? | Open Subtitles | أنت تدرك أن كل هذا هو محاولة فقط لتتجنب مشاعرك. |
Dünyaya ve çevrendeki insanlara sanki duyguların varmış gibi yapıyorsun. | Open Subtitles | تظاهر بأنّ مشاعرك موجودة لأجل العالم ولأجل الناس من حولك |
hislerin konusunda dürüst olman gerek, evlat hiç değilse kendine karşı. | Open Subtitles | يجب أن تكوني صادقة مع مشاعرك يا صغيرتي أقلّها مع نفسك |
Gerçek Hislerini bulmak için babanla son satranç maçını tamamlamalısın. | Open Subtitles | لتجد مشاعرك ألحقيقية عليك أن تنهي لعبتك الاخيرة مع والدك |
Yalan söylemedim. Sadece seni korumaya çalışıyordum. duygularını incitmek istemedim. | Open Subtitles | لم أكذب فقد كنت أحميك ولم أرد أن أجرح مشاعرك |
Ama başkalarının duygularını kendi duyguların gibi hissetmeye çalışmak ...seni çok fazla yorabilir. | Open Subtitles | لكنّه يمكن أن يكون مستنزِفاً أن تحاولي الإحساس بمشاعر الكل بالإضافة إلى مشاعرك |
duygularını daha dürüst bir şekilde ifade edebildiğini kanıtlaman gerekecek. | Open Subtitles | عليك أن تُثبت أن بإستطاعتك التعبير عن مشاعرك بشكلٍ أصدق |
Bir gün gerçek duygularını anlayacağını biliyordum ama bu kadar çabuk olacağını düşünmemiştim. | Open Subtitles | كنت أعرف أنك ستدرك مشاعرك الحقيقة يوما ما لكنه أقرب كثيرا مما توقعت |
Ama işe yararlılığının, duygularını odaklama yeteneğinden öte geldiğinden eminim. | Open Subtitles | لكنّي متأكّدٌ أنّ فاعليّتها تعتمد على قدرتكِ في تركيز مشاعرك. |
Pekala, sana daha önce söylemediğim için üzgünüm, ama duygularını korumaya çalışıyordum. | Open Subtitles | حسنا ,آسفة أني لم أخبرٌك من قبل ولكن كٌنت أحاول حماية مشاعرك |
Ama bazen yememek daha kötü, çünkü duyguların aşırıya kaçmaya başIıyor. | Open Subtitles | حسناً، لكن أحياناً عندما لاتأكلين فالأمر أسوء لأنك تبدأين باسترجاع مشاعرك |
Senin için gerçek hislerin çok hantal ve iğrençti. | Open Subtitles | مشاعرك الحقيقية كانت مجموع إجمالي أيضا ايكي لك للمواجهة. |
Şaka yapıyorum, dostum! Hislerini incitmek istemiştim! | Open Subtitles | فقط أمزح معك يا صديقى, لم أقصد أن أجرح مشاعرك |
duygularının yoluna çıkmasına izin verme! Şu aracı takip et! | Open Subtitles | لا تدع مشاعرك الشخصية تعيق مهمتك ، الحق بتلك الدراجة |
Nasıl hissettiğini biliyorum ama Tang Lung'u düşünmeliyiz. | Open Subtitles | أعرف ما هي مشاعرك ولكن يجب أن تدركي أنهم أيضاَ يريدون تانغ لونغ |
Baba, seni incittiğim için özür dilerim, ama bana başka seçenek bırakmadın. | Open Subtitles | اعتذر لأن مشاعرك تأذت يا أبي ولكنك لم تترك لي أي خيار |
Benim bu börekten kaçamayacağım gibi sen de duygularından kaçamazsın! | Open Subtitles | لا يمكنك تفادي مشاعرك كما لا يمكنني تجاهل السبرنغ رول |
Alınma ama, bu duygularına göre hareket etmemek için güzel bir bahaneymiş. | Open Subtitles | لا أقصد الإساءة، ولكن ربما هذا عذر صغير حتى لا تبيني مشاعرك |
seni kışkırtmaya çalışıyor. hislerinin yargı gücünü etkilemesine izin verme. | Open Subtitles | هوّني عليكِ، إنّها تؤثّر بكِ لا تدعي مشاعرك تضلّل حكمتك |
Irene'e karşı hissettiklerin, anneme karşı hissettiklerinden tamamen ayrı. Eğer burada olsaydı sana hayatına devam etmeni söylerdi. | Open Subtitles | مشاعرك تجاه ايرين منفصلة كليا عن التي كننتها لامي |
Kalbini etkileyemedi ama gururunu etkiledi. | Open Subtitles | أنه لا يستطيع أن يجرح مشاعرك حتى يحافظ على كبريائك |
Onu çok istediğini biliyoruz ama şu anda durumumuz senin hislerinden daha önemli. | Open Subtitles | نعرف بأنّك ممرت بالكثير لكن هناك أكثر مهدّد بالضياع هنا ليس فقط مشاعرك |
Ya da duygularınız incindiği için aşırı yemek gibi, ya da herneyse. | TED | أو عندما تنفعل بشدة لأن مشاعرك مجروحة، أو مهما يكن. |
Sen yemek pişirirken hislerine güvenirsin, tad alma hücrelerine değil. | Open Subtitles | أنت تعتمدّ على مشاعرك عندما تطبُخ، لا براعم تذوقك |