"مشغول" - ترجمة من عربي إلى تركي

• meşgul
• yoğun
• meşgulsün
• meşguldüm
• dolu
• işim var
• meşguldü
• yoğunum
• işin
• meşguldür
• meşguldün
• meşgulum
• meşgulsünüz
• müsait
• meşgulüm

Çok meşgul olan bir insanı nasıl bir filmde başrolde oynatabilirsiniz?
كيف تستطيع الوصول إلى شخص مشغول للغاية ليصبح نجماً في فلم

Kusura bakma Sam, meşgul olduğunu biliyorum... ama öğle olmak üzere.
لو سمحت سام انا اعرف انك مشغول انها تقريبا وقت الظهر

- Elbette hayır. meşgul bir adamsın. Herkes hata yapabilir.
انك رجل مشغول أي شخص ممكن أن يرتكب هذا الخطأ

Hem, hayır, aslında bu uydu görüntülerini inceleyeceğimiz yoğun bir gün olacak.
و لا في الواقع , انه يوم مشغول بتحليل صور الأقمار الصناعيه

Yoksa kızın olduğun gerçeğine tepki vermek için onun savunmakla fazla mı meşgulsün?
أم أنك مشغول بالدفاع عنها بدلاً من التعامل مع حقيقة أن لديك ابنة؟

O kadar meşgul ki kamışının nasıl bir şey olduğunu bile unuttum.
انه مشغول حتى لا أستطيع حتى تذكر ما يبدو وكأنه صاحب الديك.

Kimse görmek istemiyor, çünkü Schist, kasabaya para dağıtmakla meşgul.
لا احد يرى لان شيست مشغول بضخ الاموال الى البلده

Artık bana hiç vakit ayırmıyor. Hep ona yardım etmekle meşgul.
لم يعد لديه وقت لي بعد الأن انه مشغول جدا بمساعدتها

Çok meşgul birisin, Dewey Cox, biraz durup gülleri koklayacak vakit bulabiliyor musun?
انت مشغول جدا , ديوي كوكس هل لديك الوقت للوقوف و شم ورده؟

Seneye de ben meşgul olurum, ben unuturum, tamam mı?
العام القادم ، سوف أكون مشغول ، وسوف أنسى حسن؟

Peki, babamla birlikte yazmayı denedim, ancak sergisiyle çok meşgul.
حسناً, لقد حاولت مع والدي, لكن لكنه مشغول للغاية بمعرضه

Tedavi edilmemiş bir yanığı olan meşgul bir şeker hastasıyla birlikteyseniz.
اذا كنت طبيبا بصحبة مريض سكري مشغول ولديه جرح لم يعالج

Bir buluşması vardı yani muhtemelen seks ile falan meşgul oluyordur.
. عنده موعد لذا ،هو من المحتمل سيكون . مشغول اللّيلة

Yakında mücadelenle o kadar meşgul olacaksın ki; biriyle çıkmayı bile düşünemeyeceksin.
على كل حال ستكون قريباً مشغول بأمرك الخاص حتى تفكر في المواعدة

Bu devirde kimsenin telefonu meşgul çalmıyor artık. Demek ki bir sorun var.
لا أحد يضع هاتفه مشغول بعد الآن ذلك يعني بأنّ هنالك خطبٌ ما

Genel Başkanımız epey meşgul, sizinle görüşeceğine dair bir garanti veremiyorum.
الرئيس مشغول جدا لا استطيع ان اضمن ان يجد الوقت لرؤيتكم

Her neyse görünüşe göre Meg Ryan işi olmayacak çünkü programı çok yoğun...
يبدو ميغ رايان هو فقط لن ينجح ، بسبب جدول أعمالها مشغول جدا

Biliyorum, gerçekten çok meşgulsün ama bir ara tekrar antrenmanıma gelebilir misin?
أعلم بأنك مشغول , ولكن هل يمكنك القدوم للتمرين مرة أخرى ؟

Daha da söylemiş olabilir ama o sırada bacaklarına bakmakla meşguldüm.
ربما قالت أكثر من ذلك لكنني كنت مشغول بالنظر إلى ساقيها.

Otel tamamen dolu. Tıka basa dolu.
اسف, الفندق بأكمله ممتلئ مشغول حتى السماء

Gelmeden önce aramış olmanızı isterdim. Şu an biraz işim var.
كنت أتمنى منك أن تتصل أولا أنا مشغول قليلا هذه اللحظة

Asansör hep meşguldü, ben de merdivenden çıkmak zorunda kaldım.
المصعد كان مشغول دائما لذا كان لا بد أن أصعد الدرجات مساء الخير

Affedersiniz, çok yoğunum da. Bir sürü işim var, o yüzden kısa konuşacağım.
اعذروني لأنني مشغول جداً و لدي الكثير للقيام به لذلك سيكون هذا مختصراً

- Yarın işin var mı, Jimmy? - Pek yok.
هل أنتَ مشغول غداً يا جيمي ليس كثيراً لا شيْ

Green ayda iki üç kez buraya gelir. Emlak işiyle, başka şeylerle meşguldür.
جرين يأتي إلى هنا مرتين شهرياً,إنه مشغول بأعمال أخرى

Biliyorum daha önce meşguldün ve ben de bazı hastalara bakmak zorundaydım
أعرف اتك كنت مشغول من قبل وانا جئت لأطمئن على بعض المرضى

İsterdim ama bu akşam çok meşgulum.
أتمنى لو كان يمكنني فعل ذلك و لكني مشغول جدًا الليلة

Bakın işinizi yarım kesmek istemem. Biliyorum ki çok meşgulsünüz.
اسمع , لا أريد مقاطعة عملك , أعلم أنك مشغول

Sen müsait değilim dedin yine de onu içeri gönderdim.
قلت أنك كنت مشغول جدًا ولكن أدخليه على أية حال

Hem seni pek görmek istemiyorum, istesem de olmaz. meşgulüm.
لا اريد ان اراك ، وان اردت فانا مشغول للغاية