ويكيبيديا

    "موعد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • randevum
        
    • randevu
        
    • randevun
        
    • zaman
        
    • randevumuz
        
    • randevuya
        
    • buluşma
        
    • Randevunuz
        
    • zamanı
        
    • tarihi
        
    • tarih
        
    • randevuda
        
    • çıkma
        
    • günü
        
    • gün
        
    "Ne de olsa, onunla bir randevum vardı ve gitmedim." dedim. Open Subtitles على العموم ، كان لى معها موعد يوما ولم أحافظ عليه
    Hayır, ben Bay Theo van Gogh'u görmeye gelmiştim. randevum vardı da. Open Subtitles لا , انا اتيت لرؤية السيد ثيو فان كوخ لدي موعد معه
    Demin bize inanilmaz derecede hos iki hemsireyle randevu ayarladim. Open Subtitles لقد حصلت لنا على موعد مع عضوي تمريض رائعي الجمال
    Düşünüyorum da, belki bir araya gelebiliriz, çifte randevu şeysinden yapabiliriz. Open Subtitles كنت افكر ربما نجتمع سويا نعمل موعد مشترك معك انا وكارين
    6'da terzi randevun ve önünde trafikle vereceğin bir savaş var. Open Subtitles لدينا موعد في الـ 6 بمحل الخياط، وعلينا قتال التكدس المروريّ.
    CA: Tahminlerine göre ilk başarılı organ nakli ne zaman olacak? TED ك.أ: حسب تقديرك، متى تتأملين موعد حدوث أول عملية زرع ناجحة؟
    Hayalet Atlılar bu gece gelmezse bu bizim ilk iyi randevumuz olacak. Open Subtitles إن لم يظهر الفرسان الأشباح الليلة فسيكون هذا أول موعد جيد لنا.
    Şimdi randevuya gitmem gerekiyor! Hem de gerçek bir insanla! Open Subtitles والآن يجب أن أذهب في موعد غرامي مع شخص حقيقي
    Ekselansları ile gelecek Salı bir randevum var. Elim boş gidemem. Open Subtitles لدي موعد مع سعادته الثلاثاء القادم ولا يمكنني الذهاب فارغ اليدين
    Hayır ama bir randevum var, bovling salonunda bir oğlanla. Open Subtitles لا و لكن لدي موعد في صالة البولنغ مع شاب
    Biliyorum ama yeni dairemiz için, bir dekoratörle randevum var. Open Subtitles أعلم هذا, لكن لدي موعد مع مصمم الديكور لشقتنا الجديدة
    Bu hafta doktorumla randevum vardı ve ben çok emindim. Open Subtitles كان لديّ موعد هذا الأسبوع مع طبيبي، وكنتُ متأكدة جداً
    Ve ona da bir randevu ayarlabilirsen belki seni dudaklarından öpebilir. Open Subtitles ..و إن استطعتي الحصول على موعد لها قد يقبلك على الشفاه
    İlk randevular tarihindeki en sıkıcı randevu bu olabilir mi? Open Subtitles هل هذا أكثر موعد أول مللاً على الإطلاق أم ماذا؟
    Umrumda değil. Ben asla randevu ayarlamadım. Bunun benimle bir ilgisi yok. Open Subtitles أنا لا أهتم ، لم أتخذ موعد معها وهذا لا علاقة بي
    randevu almak için Shawn'ın ismini vermek zorunda kaldım, ama beni kabul ettiler. Open Subtitles كان لا بُدَّ أنْ أُذكر إسمَ شون للحُصُول على موعد ، لَكنَّهم أَخذوني
    Suç işlenmeyen bir yerde biriyle randevun olduğunu düşün. Open Subtitles تخيل نفسك في موعد مع أحد حيث لم يكن مجرماً
    Bilirim. Ne zaman birisiyle çıksam, daima insanların bunu konuşacağını hissederim. Open Subtitles أعلم، متى ما أكون في موعد أشعر وكأن الناس يعلمون ذلك.
    Bebek randevumuz yarına alındı ve bebeğin vücudu üzerinde çalışmalıyız. Open Subtitles تغير موعد طفلنا للغد و علينا العمل على جسد الطفل
    Son zamanlarda düşünüyordum ve artık seni gerçek bir randevuya çıkarmamın vakti geldi. Open Subtitles لقد كنتُ أفكر ملياً ، وأعتقد أنه حان الوقت لأخذك في موعد حقيقي
    Toplantı sonrası bir buluşma falan ayarla onlar için. Yapabilirsin değil mi? Open Subtitles .حَـاوِل أن تقوم بعمل موعد مُدبّر لهما تستطيعُ فِـعل هذا، أليس كذلك؟
    Veya Randevunuz çok tatlı olduğundan dikkatiniz çabuk dağılıyordur. TED أو تكون مشتت الانتباه خلال موعد العشاء، لأن موعدك يسير بشكل لطيف.
    Ve siz geride kalanlar için ufak bir itaat zamanı. Open Subtitles أما بالنسبة للثلة المتبقية منكم فقد حان موعد انضباطكم الصغير
    Ve bunlar gerçek bir teslim tarihi olan gerçek bir not verilen gerçek ödevler olur. TED وهذه واجبات وفروض حقيقية للحصول على درجة حقيقية، في موعد نهائي محدد.
    Tamam, bilin diye söylüyorum. Biz mayısta bir tarih düşünüyoruz. Open Subtitles حسنًا، كي تعلمين، فإننا نبحث عن موعد في شهر مايو.
    O da randevuda. Gelirken onu da getirecek bence. - Bert! Open Subtitles لدينا احتفال هنا وهي في موعد غرامي أظن أنها ستقوم بجلبه
    Belki biraz ama benim önümde ona çıkma teklif etti. Open Subtitles ربما قليلاً ولكن هو طلب منها الخروج في موعد أمامي
    Sonra, benim laboratuvarı ziyaretim için bir tarih belirledik ve ikizlerin beşinci doğum günü, 23 Mart 2015'i seçtik. TED بعد ذلك، رتبنا موعد لي لزيارة المختبر وكان23 مارس2015 وهو عيد ميلاد التوأم الخامس
    Şüpheli şahsın ertesi gün saat 1 5..30'da dişçi randevusu vardı. Open Subtitles السـيدة التي نراقبهــا لديهــا موعد أسنان الساعة الثالثة والنصف مساء الغد

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد