Söylediğin gibi projeyi terk etmek yerine daha küçük, fark edilemez laboratuvarlara aktardın. | Open Subtitles | بدلاً من هجر المشروع كما أدعيت حولت الأبحاث إلى مختبرات أصغر وغير ملحوظة |
5 sene önce evimi terk edip geri dönmeyen ben değilim. | Open Subtitles | لست أنا من هجر المنزل قبل 5 سنوات ولم تعد أبداً |
Ethan öldü mü yoksa ailesini mi terk etti bunu öğreneceğim. | Open Subtitles | إما أنه ميت، أو انه هجر عائلته سأكتشف أيهما هو الصحيح |
Annemi yüzüstü bıraktı, o kızlara işkence edip taciz etti. | Open Subtitles | لقد هجر والدتي، وعذبها واعتدى عليها، هذا في منزل الدعارة |
Evet. İki hafta sonra, başka bir kadın için annemi terketti. | Open Subtitles | أجل، بعد ذلك بأسبوعين هجر أمي من أجل امرأة أخرى |
Çatışmanın bir aracı olarak şiddet, aynen okların ve yayların terk edildiği gibi terk edilebilir. Çünkü biz onları daha etkili olan silahlarla yer değiştirmiştik. | TED | حينها يمكن أن يتم هجر العنف كوسيلة للصراع، كما تم هجر الأقواس والأسهم، لأننا استبدلنا بهم أسلحة أكثر فاعلية. |
Sinemayı terk ettiğim için beni affetmeyen milyonlar için dönüyorum. | Open Subtitles | عودة إلى الملايين الذين لم يغفروا لي هجر الشاشة. |
Demek sadece o genç adam onu terk ettiği için evden kaçmamış? | Open Subtitles | اذن لم يكن فقط هجر حبيبها لها هو سبب هروبها لا |
Öyle bir şey kastetmedim. Benim babam da annemi terk etti Annem ondan sonra öksürük şurubuna bağlandı. | Open Subtitles | على الاطلاق، أبي هجر أمّي بعدما أدمنت أقراص السعال. |
Ne gündü. Cadı olduğumu anladılar, ailemi terk etmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | يا له من يوم، لقد اكتشفوا بأنّي ساحرة لذا تحتم على هجر عائلتي |
Bir kere bile güzel bir hatunu terk ettiğime pişman olmadım. | Open Subtitles | لم أندم و لامرة واحدة على هجر سيدة جميلة |
Ne de olsa babası, annesini benimle evlenmek için terk etti. | Open Subtitles | كما أن والدها هجر أمها ليتزوجني وأنت تعلم أن أمها توفيت فيما بعد |
Bu erkek arkadaşının dört ay önce tek kelime etmeden onu terk ettiğini iddia eden bir kadının sözlerine benzemiyor pek. | Open Subtitles | إنَّ هذه لا تبدو لي كلمات امرأةٍ تشتكي من هجر حبيبها لها بدون سبب لأربعة أشهر مضت |
Ve karısı o dilsiz çocuğa hamileyken onu terk etti. | Open Subtitles | هجر زوجته عندما كانت حامل بذلك الصامت الصغير |
Çok değişkeni var, mesela annen seni terk etmişse ne olacak aile ağacının kesik bir dalı mı bu? | Open Subtitles | ثمة متغيرات كثيرة مثل هجر أمك لك أأعتبرها من شجرة العائلة |
30 April 1945'te, Führer intihar etti ve bunu yaparak, ona güvenen herkesi terk etti. | Open Subtitles | في 30 أبريل 1945 الفوهرر يقدم على الانتحار وتبعا لذلك، فقد هجر كلّ شخص كان مواليا له |
O kadar kıskandı ki kendi oyununu bıraktı ve yeni oyunu ele geçirmeye çalıştı. | Open Subtitles | غيور جدًا حتى أنه هجر لعبته، وحاول الإستيلاء على اللعبة الجديدة |
Girişimci genç Micha, kariyerini deneyimsiz bir işçi olarak terketti. Ve kendi reklam ajansını kurdu. | Open Subtitles | ميشا الشاب الموهوب هجر مهنته القديمة بصفته عاملاً غير ماهر |
Peki ya sen ve o Knives denen kız? Kim kimden ayrıldı? | Open Subtitles | و ماذا عنك أنت و "نايفز" من الذي هجر الآخر؟ |
O kadar ünlü oldu ki.... sonra Emniyet Müdürlüğünu bırakıp... milletvekili olmaya girişti. | Open Subtitles | كان ناجحاً جدًّا حتى أنه هجر الأمانة العامة للأمن وأمسى فيدرالي عضو الكونغرس |
Buraya Joy'u mihrapta bırakan adamla buluşmaya geldik. | Open Subtitles | أنا هنا لأقابل الرجل الذي هجر جوي فى زفافها |
İşimi kaybettiğimde sevgilim beni terkettiği için yalnız yaşıyorum. | Open Subtitles | و ذلك بسبب هجر زوجتي لي بعد فقداني لوظيفتي |
İkiniz Ashley'in şutlama işiyle ilgilenin, hemen. | Open Subtitles | أنتما الاثنتان اذهبا وتوليا مسؤولية هجر رجل (آشلي). |
Ya hala beni ve annemi terkeden çöp torbasıysa? | Open Subtitles | ماذا لو أصبح كما هو ذلك الحقير الذي هجر أمي و هجرنا |
Orospuyu başka bir kadın için terketmiş. | Open Subtitles | وكل ما فعله أنه هجر الساقطة من أجل إمرأة أخرى |