Onunla oyun oynuyorum. Bu senin için, Güzel Çocuk. O parlak sarı burnuna! | Open Subtitles | أنا ألعب معه فحسب، هذا لك أيها الفتى الجميل ذو الأنف الصفراء اللامعة. |
Bu senin için. Kolejde yeniden bir araya gelmek istiyoruz. | Open Subtitles | هذا لك نقيم حفلةإعادة لم الشمل في كليتنا |
Eğer Bu sana bir şey ifade etmişse, ıspatla bunu bana. | Open Subtitles | لو كان يعني هذا لك أي شىء فلتثبتذلكالآن. |
Ama bunu sana bizzat kendim vermek istedim. Biraz geç kaldığımı biliyorum. | Open Subtitles | لكني أردت أن أحضر هذا لك ، شخصياً أفهم أنه صبيٌ متأخر |
Sen, Tanrı'nın, şefkatsiz olduğunu düşünürsün çünkü o, Sana bunu yaptı? | Open Subtitles | انت تعتقد أن الله قاس لانه فعل هذا لك ؟ ؟ |
Senin için bir anlam ifade etmeyebilir ama bilmeni istiyorum seni gerçekten seviyorum. | Open Subtitles | ربما لا يعني هذا لك شيئا ولكنني أريدك أن تعرف أنني أحبك حقا |
Bu sizin yararınıza olur. Ama fazla sıkıntıya giriyorsunuz. | Open Subtitles | أخبرك هذا لك المنفعة الخاصة، لكنك عندك متطلبات ثقب بارز. |
bunu size şahsen teslim etmemin sorun olup olmayacağını Harold'a sordum. | Open Subtitles | هيتشين: سألت هارولد إذا كان يود إذا سلمت هذا لك شخصيا. |
Bu senin için. Bayım, lütfen buzu yutmayın. | Open Subtitles | هذا لك ولكن سيدي رجاء لا تبلتع الثلج، هذا كل ما أستطيع أن أتحمله لإعطائك |
L emin benim değil, çünkü Bu senin umuyoruz. | Open Subtitles | أتمنى أن يكون هذا لك لأنه بالتأكيد ليس لي |
Bu senin için Najma, kaybetmek üzere olduğum bir şeyi kazandırdın bana. | Open Subtitles | هذا لك يا نجمه لقد ساعدتني في كسب شئ كدت ان افقده انت اغلي هديه عندي |
Bu senin için sağdıcım, Tokyo'ya gidiyoruz. | Open Subtitles | هذا لك يا رجلي المفضل .. سنذهب إلى طوكيو |
Bu senin için, Eileen. California Burgundy-türü şarap. | Open Subtitles | هذا لك يا "إيلين" إنه نبيذ من صنف "كاليفورنيا برغندي" |
Hapishane ispiyoncusu öldürülür! Bu sana da yapabilirler. Çünkü Hapishane ispiyoncusu sensin! | Open Subtitles | يقتل الواشي، وقد يحدث هذا لك لأنك واشي السجن |
Bu sana bir şey ifade ediyor mu masal çocuğu? | Open Subtitles | أيعني هذا لك شيئاً يا فتى القصص الخرافية؟ |
Bu sana olabilir. Ve sana da, ve... | Open Subtitles | قد يحصل هذا لك أنت، وَ أنت، و.. |
Bu helikopterle, 20 G kuvvetiyle kaza yapsak da kurtuluruz... ama bunu sana kanıtlayacak değilim. | Open Subtitles | قد تصطدم بهذه المركبة بقوة 20 رطلاً وتنجو لكنني لن أثبت هذا لك |
Eğer bunu sana onlar yaptıysa, bu ihanetin başarılı olmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | سوف لن أسمح لهذه الخيانة بالإزدهار. ليس إذا فعلوا هذا لك. |
Ama Sana bunu bırakabilirim. Bu gece için saklamıştım. | Open Subtitles | لكن يمكنني ان اترك هذا لك كنت احتفظ به لليله |
Sana bunu yaptığım için üzgünüm, ama tek yolu bu. | Open Subtitles | أنا آسف إنه كان علي أن أفعل هذا لك تعرف، ولكنه كان الطريق الوحيد أمامي |
Bu sizin için, General. Değerlendirmemi bulacaksınız. Bugüne kadar geliyor. | Open Subtitles | هذا لك جنرال ، بداخله تقريرى سأعلمك بما يجد |
bunu size söylemekten esef duyuyorum... ama bence onun şu durumunun sorumlusu büyük oranda sizsiniz. | Open Subtitles | آسفة أن أقول هذا لك لكني أعتقد أنك مسئول بشكل كبير عن حالتها العقلية الحالية |
Adım Violet Sanford. Şarkı yazarıyım. Size bunu vermek istiyorum. | Open Subtitles | انا مؤلفة أغانى أنا فقط أردت أن أعطي هذا لك. |
Ayin için hazırsan bunu Senin için yapabilirim. | Open Subtitles | إذا كنت مستعداً، أخذ قرباناً. يمكنني فعل هذا لك. |