ويكيبيديا

    "هنالك شيء" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • şey var
        
    • bir şeyler
        
    • birşey var
        
    • Bir şey
        
    • şeyler var
        
    • şey vardı
        
    • hiçbir şey
        
    • bir şeyi
        
    Benim Phoebe. dinle, burada yemek istediğim bir şey var. Open Subtitles هذه انا ، اسمع هنالك شيء اود أن أكله هنا
    Yapmamı istediği bir şey var. Ne olduğunu bilmiyorum ama. Open Subtitles هنالك شيء يحتاجني أن أفعله لكنني لا أعلم ما هو
    Burada garip bir şeyler olduğu konusunda iyi bir ihbar aldım. Open Subtitles حصلت على هذه المعلومة الساخنة بأن هنالك شيء غريب يحدث هنا
    Sanki şey gibi-- sanki o zamandan beri bir şeyler yanlış gidiyor gibi. Open Subtitles كنت بانتظار ذلك ذلك الشعور ان هنالك شيء ما خاطىء منذ تلك الليلة
    Gelmemizin sebebi şu ki, Peter'ın Kyle'a söylemek istediği birşey var. Open Subtitles لقد قدمنا لأن هنالك شيء يود بيتر قوله لــ كايل
    Albay, Bay Janders için yapabileceğiniz başka Bir şey yoktu. Open Subtitles بخصوص السيد جاندرز لم يكن هنالك شيء آخرر تستطيع فعله
    Madem öyle o zaman üzerinde çalışman gereken şeyler var. Open Subtitles حسناً، في هذه الحاله هنالك شيء يمكنكِ أن تعملي عليه
    - Biliyorum, orada gerçekten söylemem gereken Bir şey vardı ama söylemedim. Open Subtitles هنالك شيء كان يجدر بي أن أقولها هناك و لم أقل و
    Normalde genç adamların sevebileceği şeylerin hiçbiri orada yoktu: arabalar, kızlar, televizyon... Çatışma dışında hiçbir şey. TED لم يكن هنالك شيء كان أولائك الشبان: بلا سيارات ولا فتيات ولا تلفزيون ولا شيء ما عدا القتال.
    Emin olduğumuz bir şey var, artık o köyde değiller. Open Subtitles ، هنالك شيء واحد مؤكد أنهم ليسوا في القرية الأن
    NSS genel merkezinin saldırıya uğramasıyla ilgili sizden sakladığım bir şey var. Open Subtitles عندما تعرض مقر منظمة الأمن القومي للهجوم هنالك شيء لم أخبركم به
    Lakin daha ileri gitmeden önce, bilmen gereken bir şey var. Open Subtitles ولكن قبل أن تتكلمي بالمزيد أعتقد أن هنالك شيء عليكِ معرفته
    Bütün gün bir tuhaftın. Seninle konuşmam gereken bir şey var. Open Subtitles كنت تتصرف بغرابة طوال اليوم هنالك شيء علي التحدث به معك
    Merhaba, seksi bayan. Sana çok, ama çok söylemek istediğim bir şey var. Open Subtitles للإدمان الكحوليّ مرحباً أيتها السيدة المثيرة هنالك شيء أريد حقاً حقاً قوله لكِ
    Nedense bir şeyler vurmak erkeği tamamen yaşıyormuş gibi hissettiriyor. Open Subtitles هنالك شيء ما عن الرماية تشعر الرجل بأنه ينبض بالحياة
    Bakın, işte Huck, okuma yazması olmayan bir çocuk, hiç okul görmemiş, ama içinde bir şeyler var. TED ترون, هاهنا هاك, صبي امي, لم يتحصل على اية تعليم لكن هنالك شيء فيه.
    Rughal: Yapabileceğimiz bir şeyler olmalı. TED الدكتور رازيم : لا بد أن هنالك شيء يمكننا القيام به ؟
    İkinizin görmesi gereken birşey var. Open Subtitles هنالك شيء يجب عليكما رؤيته أنتما الإثنان
    Gitmeden önce sana vermem gereken birşey var Peter. Open Subtitles حسناً, قبلأن أرحليابيتر, هنالك شيء ما أود أعطاؤه لك
    Demek plandaki yerim için bana söyleyebileceğiniz hiç Bir şey yok. Open Subtitles إذن، ليس هنالك شيء لتخبرني به عن دوري في الخطة ؟
    Profesör... - Sormak istediğim Bir şey vardı. Open Subtitles أتعلم يا بروفيسور , هنالك شيء أرغب بسؤالك عنه
    Mutlu değilseniz çok kötü. Yapabileceğiniz hiçbir şey yok. TED و إذا لم تكن فهذا سيء ، ليس هنالك شيء يمكنك فعله
    Örneğin, bir şeyi özlediğimi hissediyorum ama ne olduğunu bilmiyorum veya hiç endişem olmamasına rağmen, bir şeylerden korkuyorum. Open Subtitles فمثلا أشعر بأني فاقدة لشيء ما ولكني لا أعرف ما هو هذا الشيء أو أني خائفة، حتى لو لم يكن هنالك شيء يخيفني

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد