Buradaki ilk yemeğini istedim ve süper boy olsun mu diye sordular. | Open Subtitles | ها هي أول وجبة في هذه المدينة وسألتني أيضاً عن الحجم السوبر |
Ve kadınlar korosu.. Hepsi doyurucu bir yemeğe muhtaç görünüyordu. | Open Subtitles | و الجوقة النسائية كانت و كأنها قد أكلت وجبة دسمة |
Üstünde adın yazılı bir masam var, yemek yiyecek parası olmayanlara. | Open Subtitles | لقد أعددت طاولة تحمل اسمك للذين ليس معهم نقود تكفي وجبة |
Çabuk dön. Döner dönmez ararım. Gece yarısı bir şeyler atıştırmak hoş olur. | Open Subtitles | أنا هرن الجرس حالما يمكنني وجبة خفيفة لمنتصف الليل قَدْ تَكُونُ الشيء المطلوب. |
Çok güzel bir yemekti Bayan Rose. Ama izninizle bazı işlerim var. | Open Subtitles | كانت هذه وجبة حسنة ,سيدة روز لكن إعذريني لدي عمل أقوم به |
Yaşamak için, her yemekten önce kendine iğne vurmak zorundasın. | Open Subtitles | للبقاء، يجب أن تحقن نفسك بإبرة قبل كل وجبة طعام. |
Babam ölmek üzereyken, bir öğünü atladığın oldu mu hiç ? | Open Subtitles | عندما توفى والدى ألم تفتقدى أى وجبة أو طعام أو طبق |
Aynı zamanda sana protein bar aldım, atıştırmalık bir şeyler istersin belki. | Open Subtitles | لقد أحضرت لك أيضا أعواد البروتين فقط في حال أردتي وجبة خفيفة |
Pazartesi öğle yemeğinde dairenin ne zaman boş olduğunu öğreneceğim. | Open Subtitles | عند وجبة الغداء يوم الأحد سأعلم متى ستكون الشقة فارغة |
Baget ekmeğin ve salatan varsa kolay bir yemeğin var demektir. | Open Subtitles | لذا ، إذا كان لديك الرغيف الفرنسي والسلطة لديكِ وجبة سهلة |
Bundan sonra her kavgada tartışmada ya da yemekte böyle olacak. | Open Subtitles | سيحدث من كل جدال .أو مناقشة أو وجبة من الآن فصاعداً |
Çoktan bir protein yemeği yapmış durumdayız, o zaman soya fasulyesi yemeğine hatta iri mısır veya da buğday ununa benzer bir şey hayal edebiliriz. | TED | لقد أنتجنا بالفعل وجبة من البروتين، لذا يمكنك أن تتخيل شيء شبيه بوجبة فول الصويا، أو وجبة الذرة أو طحين القمح. |
Öğlen arasında, çoğu öğretmen zamanlarının tamamını pişirilen öğlen yemeğini ve çocuklara servisini kontrol ediyorlar. | TED | في وقت الغداء، كان معظم المعلمين ينفقون كل وقتهم يهتمون بطبخ وجبة منتصف النهار، من إشراف وتقديم للطلاب. |
Çoğu çocuk yakın bir kafede pahalı bir öğle yemeğini karşılayamaz. | TED | ولا يستطيع غالبية الأطفال تحمل نفقات وجبة غداء مكلفة في مقهًى قريب. |
Günün birinde bu evi kiraya verirken yemeğe geldiğini söyleyerek övünürler mi acaba? | Open Subtitles | أتسائل إذا أجروا هذه الشقة بالحديث عن حقيقة أنك قد تناولت فيها وجبة |
Tabii ki ne kadar araştırmacı olursanız olun yiyecek bulmanız garanti değildir. | Open Subtitles | ولكن وببساطة , فإن كونك فضوليا لا يضمن انك ستجد وجبة مثالية |
Evet. Vaay, bu cidden güzel yemekti. Umarım direkt kalçalarıma gitmez. | Open Subtitles | واو ، كانت وجبة جيدة آمل أن لا تؤثر على مؤخرتي |
Bu evde yaşadığın sürece, her yemekten sonra bunu yapacaksın. | Open Subtitles | وستفعل ذلك بعد كل وجبة طوال معيشتك في هذا المنزل |
Kahvaltı zamanı baylar ve bayanlar, günün en önemli öğünü. | Open Subtitles | وقت الفطور ,يا اولاد ويا بنات اهم وجبة في اليوم |
yiyecek bölümünden atıştırmalık bir şeyler alman gerek sonra da babalar kanepesine oturursun. | Open Subtitles | تحتاج الى جلب وجبة من قاعة الطعام وبعدها تقوم بالجلوس هناك على الكرسي |
Akşam yemeğinde buluşalım, şu eşyaları da topla, tamam mı? | Open Subtitles | قابلني الليلة على وجبة العشاء، اتفقنا؟ وقم بتوضيب هذه الأغراض. |
Çok soğuk olduğundan, kulübenin içinde bıraktıkları herşey hâlâ dokunulmamış gibi, son pişirdikleri yemeğin artıkları dahil. | TED | لأنه بارد جدا، محتويات هذا الكوخ لا تزال كما تركوها، مع بقايا آخر وجبة طبخوها هناك |
Gereksinimlerim cam tarafında bir koltuk, uçuşta bir Çocuk menüsü ve turşusuz! | Open Subtitles | سوف احتاج الى مقعد بجانب الشباك و وجبة اطفال بدون مخلل |
Karışık ızgara et. Bu bir yemektir, gece atıştırması değil. | Open Subtitles | خلطة من اللحم هذه وجبة كاملة، وليست وجبة خفيفة |
Etkilendim. Bir kızın gerçek yemekler istemesi çok hoş. | Open Subtitles | أنا مندهش، إنه لرائع أن أرى فتاة تطلب وجبة حقيقية |