Bu yüzden bir kara deliğin arkasına hiçbir şey saklayamazsınız. | TED | و بذالك لا يمكن إخفاء أي شيء وراء ثقب أسود. |
Sizden çok etkilendi efendim. İsteyin, sizi hemen sahne arkasına götüreyim. | Open Subtitles | لقد أخذت بك يا سيدي قل الكلمة و سآخذك وراء الكواليس |
Dedikodunun tüm anlamı birinin arkasından konuşmaktır, yüzüne karşı değil! | Open Subtitles | ان الهدف من النميمة هو الكلام وراء الشخص وليس امامه |
Bakıyorum da arkamdan ne çok iş dönüyor. İn şuradan. | Open Subtitles | الان لقد اكتملت رؤيتي لكل ما يحصل من وراء ظهري,انزل |
Yani, eğer sana hayallerinin peşinden gitme hakkı verilmişse ve Tanrı da seni mutlu etmek isterse o zaman alabilirim. | Open Subtitles | اعني اذا كان لديك الحق في السعي وراء احلامك ومشيئة الله التي تجعلك سعيدا معنى هذا انا استطيع ان اشتريها |
Al, şu kamyonun arkasına geç. Ben söyleyinceye kadar oradan çıkma. | Open Subtitles | خذى هذا واذهبى وراء تلك الشاحنة ولاتخرجى إلا إذا قلت لك |
Ama sonra ahırın arkasındaki diğer bahçeyi buldum çalıların arkasına saklanmış olanı. | Open Subtitles | لكني وجدت الحديقة الأخرى وراء تلك الحظيرة. تلك الحديقة ذات السوار السلكي. |
Özel gruptan altı asker ayarlayın ve onu kimya hangarının arkasına götürüp vurun. | Open Subtitles | جهزوا ستة رجال و خذوها إلى وراء القسم الكيميائي و أطلقوا عليها النار |
Önce kalkanın içine girip, sonra tankların arkasına geçmemiz gerek. | Open Subtitles | أولاً علينا التحرك إلى الدرع وبعدها يمكننا السير وراء الدبابات |
Böyle dans ederken bacaklarını kafanın arkasına koymak gibi çılgın şeyler yapabiliyor musun? | Open Subtitles | مع كل ذلك الرقص، أيمكنك القيام بحركات خرافية مثل وضع ساقيك وراء رأسك؟ |
Benim en gizemli hikayem kör adam tarafından anlatılmalı bir duvarın arkasından, yeraltından. | Open Subtitles | قصتى يجب ان تقال بواسطة رجل اعمى من وراء الجدار من تحت الارض |
Öğrenmemiz için uzman çağırmaya gerek yok, kafa oradan geldiyse sahnenin arkasından bırakılmıştır. | Open Subtitles | تَعْرفُ، هو لا يَأْخذُ خبير سَيَعْرفُ، إذا خَرجَ الرئيسَ العودةَ، دَخلَ وراء الطريقَ. |
Bu iki salak kesinlikle arkamdan bir şeyler çeviriyordu ve bundan hoşlanmamıştım. | Open Subtitles | هؤلاء الأغبياء كانو يتطلعون لفعل شيء من وراء ظهري ولم يعجبني الأمر. |
Kadın kontrol manyağı, ve adam hayallerinin peşinden gitmeye korkuyor, ama birbirlerini seviyorlar. | Open Subtitles | انها تهوى السيطرة وهو خائف من السعي وراء تحقيق احلامه لكنهم يحبون بعضهم |
Gerçeği gizlemek için, daha ne kadar o rozetin ardına saklanacaksın ? | Open Subtitles | إلى متى سوف تختفى وراء هذه الشارة قبل أن تظهر الحقيقة ؟ |
En azından biz bu işin arkasında kim iyi bak var. | Open Subtitles | حسناً ، على الأقل ألقينا نظرة جيدة على من وراء هذا |
Floresan tetkikleri yaptınız mı, çizimlerin altında başka bir resim var mı diye? | Open Subtitles | ماذا عن فحص الفلورسنت، معرفة ما إذا كان هناك إطار اللوحة وراء التوضيح؟ |
Ama şu anda yaptıgım sahne arkası işi daha iyi bence. | Open Subtitles | لكن صور ما وراء الكواليس التي أفعلها حالياً أفضل، أكثر واقعية |
Parmaklıkların ardından bile diğer kayıp çocukların ailelerine yalan söylemeye devam ediyordu. | Open Subtitles | حتى من وراء القضبان تابع الكذب على العائلات بشأن أطفال آخرين مفقودين |
Bernard, ondan habersiz böyle bir şey yaptığın için kızacaktır. | Open Subtitles | لقد فعلتي ذلك من وراء ظهر بيرنارد سوف يكون غاضباً |
Birinin, ailendeki aptal birinin peşine takılması hoşuna gider mi? | Open Subtitles | كيف تحب ان يسعى شخصاً وراء شخص غبي من عائلتك؟ |
Ama bu ulusal otoyolun arkasındaki mantık benim anlayışım dışında. | Open Subtitles | ولكن المنطق وراء الطريق السريع القومي هو نفسه وراء فهمي |
Sadece sabun satmakla ilgili değil, daha ulu bir amacı var. | TED | ليس الأمر مجرد بيع للصابون، هناك غاية كبرى من وراء ذلك. |
Fakat inanıyorum ki, erkekler olarak ayrıcalığımızı geride bırakmanın ve sorunun yalnızca bir kısmı olmadığımızı görmenin vakti geldi. | TED | ولكني أعتقد أننا كرجال، حان الوقت لنبدأ في رؤية ما وراء امتيازنا والاعتراف أننا لسنا فقط جزءًا من المشكلة. |
Demir Perde'nin gerisinde ilk defa çaldığımız zamanı resmen kuşatılmıştık. | Open Subtitles | عندما لعبنا وراء ایرون الستار للمرة الأولى ونحن كانت محاصرة. |