"يتركون" - ترجمة من عربي إلى تركي

• bırakıyorlar
• bırakırlar
• izin
• bırakır
• terk
• bırakıyor
• bırakmazlar
• bırakmıyorlar
• bırakmışlar
• bıraktılar
• bırakan
• bırakıp
• bırakmaz
• bırakırlardı

Aracı, öldürdüklerinde, cesedin üstüne ölü bir kanarya bırakıyorlar. -Sembolik bir şey.
اذا ما اغتالو ضحية، يتركون طائر الكنارى على الجسد، انة شىء رمزى.

Farkında olsalar da olmasalar da herkes gittikleri her yerde bir iz bırakırlar.
الكل يتركون أثر في كل مكان يذهبون إليه إذا عرفوا ذلك أم لا

O zamanlar arkadaşlar birbirlerinin sarhoş araba kullanmasına izin veriyormuş.
اظن ان الاصدقاء كانوا يتركون اصدقائهم يقودون وهم سكارى حينها

Bilirsiniz, bazı insanlar köpeğini bırakır, bir daha da dönmez.
أتعلم؟ بعض الناس يتركون كلابهم هنا ثم لا يعودون أبداً

Tembel hayvanlar görünmez ninja ve kanopinin emniyetini nadiren terk ediyorlar -- dışlamak için hariç, onu da bir ağacın kökünde haftada bir yapıyorlar.
وحيوانات الكسلان هى نينجا متخفية ونادرًا ما يتركون الأشجار الآمنة إلا للتغوط ويتغوطون مرة فى الأسبوع أسفل شجرة ما

Hindistan'da kız çocuklarının yüzde yirmibeşi, yetersiz sağlık koruma hizmetleri yüzünden okulu bırakıyor.
خمسة وعشرون بالمائة من فتيات الهند يتركون المدرسة لأنه ليس لديهم مرافق صرف صحي مناسبة.

Apaçiler nedensiz iz bırakmazlar.
هنود الأباتشى لا يتركون وراءهم آثاراً ما لم يكن لديهم دوافعهم الخاصة. لا يروقنى ذلك.

Maymunlar çok zeki ve hassaslar, ayrıca yedikleri muzda derilerini bırakıyorlar.
القرود ماهرون للغاية، وأيضاً حساسون لهذا يتركون قشرة الموز الذي يأكلونه

Genelde 7 ya da 8 yaşlarında okulu bırakıyorlar.
عادة يتركون المدرسة عندما كانوا في الصف 7 أو 8.

Okullarını veya bazen hayatlarını bırakıyorlar.
فهم يتركون المدارس، أو ينسحبون من الحياة ككل.

Bir iz bırakırlar. Belki tırabzanda bir çizik, herhangi bir şey.
... يتركون بعض العلامات خربشات في الدرابزين ، أو أي شيء

Sen kullanacaksın ben gizleneceğim. Bu garajda anahtarları hep arabada bırakırlar.
، فلتقودي أنتِ إنهم يتركون المفاتيح في السيارة هنا

Dikkatli ol, onlar yaklaşırken, ...garip şifreli işaretler bırakırlar göz önünde yerlere, örneğin telefon direklerine kayıp köpek ve ev hayvanları ile ilgili poster ve duyurular asarlar.
لذا انتبه، عندما يحاصروا شيء يتركون آثار غريبة ورموز في اماكن مكشوفة كقوائم التليفونات

- Norteguaylılar köpeklerinin çevrede özgürce dolaşmasına izin veriyor olmalı.
حسناً، لابدّ أنّ النورتغوايين يتركون الكلاب تتجوّل بحريّة حول المُحيط.

Onlar, kendi ölümlerine izin verdiler.
كانوا يتركون أنفسهم يموتون ببطء فى المقبرة المتعفنة

Değilim. Birçok koca, eve geldiğinde, ardında bir şeyler bırakır.
حسنا، كثير من الأزواج يتركون أغراضهم عندما يأتون إلى المنزل

Hadi ama, kaç çocuk partnerini hastaneye bırakır ve kaçar?
هيا , كم من الشباب يتركون رفيقاتهم في المستشفى ويهربون؟

Güvertede bir yerde gizlice doğururlar... ve sonra da onu gemide terk ederler beslenecek başka bir boğaz!
لابد أن إمراة انجتبه سراً وتركته فى مكاناً ما على الباخرة وها هم يتركون على الباخرة فماً جديداً يريد طعاماً

Okullarda öğrenciler yerlere dışkılıyor sonra binanın dışında bir iz bırakıyor ve binanın etrafında dışkılamaya başlıyor, ve bu çukurların temizlenmesi ve elle boşaltılması gerekiyor.
في المدارس، الأطفال يتبرزون على الارض ثم يتركون وراءهم أثرًا خارج المبنى ويبدأون في التبرز حول المبنى، ويجب أن يتم تنظيف هذه المراحيض وتُفرغ يدويا.

Denizciler kendilerinden birini asla arkada bırakmazlar. Sizinle kalıyorum.
قوات البحرية لا يتركون أصدقئهم ويرحلوا سأنتظر معك

Ancak şimdilik geriye toz ve kumdan başka bir şey bırakmıyorlar.
لكن الآن، بأخذ آخر عشب ثمين فلا يتركون في موضعه غير التراب والرمل

Silah kaçakçılığı olduğu belli de, silahları niye bırakmışlar?
هذه تعمل علامات كثيرة لعملية تهريب الأسلحة لكن لماذا يتركون كل الأسلحة خلفهم ؟

Bunlar gün yüzüne çıktıkça, insanlar arkalarında hep ayak izleri bıraktılar, bu ayak izleri de insanların kendilerini ifade etme anlarıyla ilgili hikayeler anlatıyor.
ولأن هذا حدث، ظل الناس يتركون بصمات خلفهم، بصمات تروي قصصاً للحظات التعبير عن ذواتهم.

Kurbanlarını bu şekilde bırakan binlerce hata var.
هناك العشرات من المخلوقات من يتركون خلفهم ضحاياهم بهذه الحالة

İnsanların yaptıkları şeyleri bırakıp yeni yollara gittiklerini görüyoruz.
ونحن نرى الناس يتركون وظائفهم ويمضون في اتجاه جديد.

Silahlı soygun. Bu herif asla bırakmaz.
مسلحا بمسدس هؤلاء الرجال لا يتركون السرقة ابدا

Gösteri yaptıkları her yerde sadece keder ve zarar bırakırlardı.
كانوا يتركون آثاراً من الدمار والحزن أينما كانوا يؤدون عروضهم