Hayır, o kadar emin değilim. O bizi uyarmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | لا ، أنا لست متأكدة لقد كان يحاول أن يحذّرنا |
Barney hâlâ iyi olan şeylerin gece saat 2'den sonra olacağını kanıtlamaya çalışıyordu. | Open Subtitles | بارني مازال يحاول اثبات ان الاشياء الجيدة يمكن ان تحدث بعد الثانية صباحاً |
Bu Komiserin ne söylemeğe çalıştığını nihai olarak bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد المعرفة على الفور ما يحاول هذا الملازم أن يقول |
Bu şapşal kaba bir şekilde pantolunundan içeri girmeye çalıştı. | Open Subtitles | هذا المعتوة كان يحاول مضاجعتك بشئ من اساليب الابتزال واللباقة |
Yani yapılması gerekeni okulda değil çalışırken ya da bir hastanın kendisiyle hangi şekilde ilgilenmesi gerektiğini anlatması sonucu öğreniyor. | TED | وهذا يعني أنهم اجتازوها ومضوا قدمًا، أو انتهى المريض من تضييع وقته وهو يحاول أن يعلم الطبيب كيف يعتني بهم. |
Karanlık, umutsuzca seni yutmak istiyor ama her zaman ışığa doğru yürümelisin. | Open Subtitles | الظلام يحاول بيأس ان يبتلعك لَكنَّك يَجِب دائماً أَن تتحرك نحو الضوء |
Fırtınadan kaçmaya çalışıyormuş ve elektrik direğine çarpmış sonra da arabası alev almış. | Open Subtitles | يحاول تلافي الإعصار ولقد سقط عليه عمود كهرباء ولقد أشتعل النار في سيارته |
En azından, cinsel içerikli rüya olduğunu sanıyorum. Beni boğmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | أعتقد على الأقل، أنه كان حلم إقامة علاقة كان يحاول خنقي |
Sonuç olarak, yüzeye doğru sadece orta parmağını kullanarak... çıkmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | نحن نستنتج أنه كان يحاول السباحة للنجاة مستخدما فقط الإصبع الوسطى |
- Hala Keith bana bir şey söylemeye çalışıyordu diye düşünüyorum. | Open Subtitles | ؟ ؟ انا اشعر باستمرار كأن كيث يحاول ان يخبرني بشيء |
Bu büyük problemi ortadan kaldırmaya çalışıyordu ama ona yardım eden kimse yoktu. | Open Subtitles | يحاول أن يصحح تلك المشكلة الهائلة ولكنه لا يستطيع أن يجد أحداً لمساعدته |
Hayır. Bir yere ulaşmaya çalışıyordum ve biri beni durdurmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | كلاّ، كنت أحاول الذهاب لمكان ما وكان ثمة من يحاول منعي، |
Sen, kardeşinin hastalarını ayartmaya çalıştığını düşünüyorsun sen de kardeşinin seni küçümsediğini düşünüyorsun. | Open Subtitles | أنت تظنه يحاول سرقة مرضاك وأنت تقول أنه يحاول إضعاف مكانتك كطبيب نفسي |
Biliyor musun Sydney, burada yaptığımız iş Rambaldi'nin kim olduğunu, ne üzerinde çalıştığını anlamak benim için bir saplantı oldu. | Open Subtitles | أنتى تعرفين ياسيدنى أن العمل الذى نفعله هنا لمعرفة من كان رمبالدى,ماذا كان يحاول أن يفعل لقد أصبح هوس لى |
Coco onunla buluştu, ve katilde kız aracılığıyla onu bulmaya çalıştı. | Open Subtitles | لقد قامت كوكو بمقابلته والقاتل كان يحاول العثور عليه من خلالها |
Timsahı korusun diye tutulmuş bir adam, onu korumaya çalışırken canından oldu. | Open Subtitles | رجل استأجر للدفاع عن التمساح خسر الحياة ل مخلوق كان يحاول حمايتها. |
Bunu yapmak onların oyunlarını oynamak olacak. O senin paranoid görünmeni istiyor. | Open Subtitles | و يحاول أن يلعب هذه اللعبة هو يريد أن يزج بكِ للجنون |
Bana açgözlü ihtiyar madenini geri almaya çalışıyormuş gibi geliyor. | Open Subtitles | يبدو لي كأنك رجل طماع وكبير السن يحاول استرجاع مناجمه |
Ateş eden ya kör ya da seni öldürmeye çalışmıyor. | Open Subtitles | إما أن هذا القناص اعمى أو أنه لا يحاول قتلك |
Nakliye şirketinden olduğunu iddia eden iki adam heykeli almaya çalışmış. | Open Subtitles | رجلان من شركة النقل يدّعيان أنّه كان هناك من يحاول إعتراضهما. |
Belki de para toplayıp, ordusunu kurup buradan kurtulmaya çalışıyordur. | Open Subtitles | ربما يحاول الحصول على مال بناء جيش، والخروج من هنا؟ |
Kontrol edilemeyen bir yangın otlak boyunca ilerlediği için üç aslan ve üç antilop canlarını kurtarmak için kaçarlar. | TED | مع تصاعد وتيرة حرائق الغابات من خلال المراعي يحاول ثلاثة من الأسود وثلاثة من الحيوانات البرية الفرار للنجاة بحياتهم |
Anlaşılan otopsiyi reddettiği için sigorta da alacağı reddetmeyi deniyor. | Open Subtitles | من الواضح منذ رفضت تشريح الجثة التأمين يحاول انكار الادعاء |
Adam kendine geldiğinde masum insanlarla dolu bir hastaneyi yakarak kaçmaya çalışacak. | Open Subtitles | حينما يستعيد هذا الرجل وعيه.. فسوف يحاول الفرار بحرق مستشفى مزدحمة بالأبرياء |
Bunların hiç birini yapmadı. Bunları yapmaya çalışmadı bile. | TED | هو لم يفعل ذلك البتة و حتى أنه لم يحاول فعل ذلك |
Benden kurtulmak isteyen o kalabalığın bir parçası olduğunuzu düşünüyorum. | Open Subtitles | أظن انك جزء من هذا الحشد الذى يحاول التخلص منى |
Üremeye çalışıyorsa neden kendi çocuklarını arka bahçesine gömüyor? | Open Subtitles | إذا هو يحاول للتفقيس ثمّ الذي يكون إختطاف له الأطفال الرضّع الخاصون ويدفنونهم في فنائه الخلفي؟ |