ويكيبيديا

    "يخبر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • söylüyor
        
    • söylemedi
        
    • söylemez
        
    • söylemek
        
    • a
        
    • haber
        
    • söyleyecek
        
    • söyler
        
    • söyleyen
        
    • anlatıyor
        
    • söylemesi
        
    • söylemeyecek
        
    • söylememiş
        
    • söylemiyor
        
    • anlatan
        
    Tanrı altı gün çalışıyor, sonra insanlara bir gün dinleneceğini söylüyor. Open Subtitles الرب يعمل ست أيام، ثم يخبر الولايات المتحدة أنه يحتاج للراحة
    Bu sırada New York'ta kimse Carl Norden'e icat ettiği bombalama vizörünün Hiroşima'da kullanıldığını söylemedi. TED في تلك الاثناء في نيويورك لم يخبر احد كارل نوردن ان موجه القنابل خاصته تم استخدامه لقصف هوريشيما
    Piggie kimseye söylemez! Open Subtitles لا تقلقي لن يخبر بيجي آي شخص أنه كان الـ بايزون
    Bu elemanları gerçekten kovmak istiyorsan Diane'e kendin söylemek zorundasın. Open Subtitles اذا كنت حقا تريدين فصلهم فيجب انت من يخبر دايان
    Söylemem lazım. burada olmak biraz korkutucu. Yaşlı bir Amerikalı, Afrikalılar'a kendi kıtaları hakkında yeni bir şeyler anlatmaya çalışıyor. TED عليَ إخباركم، وجودي هنا شيء مثير أكثر مما تتخيلون، رجل أمريكي مسن يحاول أن يخبر الأفارقة شيئاً جديداً عن قارتهم.
    Ona de ki eğer 51 numaraya haber vermezse, bundan sorumlu tutulacak. Open Subtitles قل له انه اذا لم يخبر الرقم 51 ، فانه سيتحمل المسؤولية
    George karar verip yapacağı herşeyi ilk önce Leach söyleyecek. Open Subtitles مهما كان ما سيقرره جورج سوف يخبر ليش اولا
    Nasıl bir gerizekalı dördüncü sınıftaki kızına şeytani bir dünyanın onu beklediğini söyler? Open Subtitles أي نوع من المغفلين يخبر طفلة في الصف الرابع بأنها سترث عالماً شريراً؟
    Çünkü bakın, DNA yaşayan şeylere ne yapması gerektiğini söyleyen ayrıntılı bir plan gibidir. TED لأنه ، كما ترون ، فإن الحمض النووي مثل المخطط الذي يخبر الكائنات الحية ماذا تصنع.
    Sharmeen Obaid Chinoy: Daha sonra çocuklara aylarca askeri eğitim verildiğini anlatıyor. TED شارمين عبيد تشينوي: إنه يخبر ذلك الطفل يعطى شهور من التدريب العسكري.
    Trump'ın sevilmesinin bir diğer nedeni, ne düşünüyorsa onu söylemesi. TED سبب آخر لشعبية ترامب: أنه يخبر بما يفكر به.
    Çünkü sakatlandı ve kimseye söylemeyecek ve oyundan çıkmayacak. Open Subtitles لأنه يتألم ، و لن يخبر أحدا بذلك و هو لا يريد الخروج
    İlk karım Iona'dan olan oğlum Bob Jr. herkese öldüğümü söylüyor. Open Subtitles ابني، بوب جونيور، من زوجتي الأولى لونا يخبر الجميع بأنني ميت
    Kim ailelerinize gerçekleri, kötü düşünceleri değil de, bilmelerini istediğiniz şeyleri söylüyor. Open Subtitles من يخبر عائلاتكم بما تريدونهم أن يعرفوه؟ ليست الأمور الحقيقية والأفكار السيئة
    Dün gece bir hatun götürdüğümü herkese söylüyor mu yoksa? Open Subtitles هل كان يخبر الجميع أنني خرجت مع فتاة ليلة أمس؟
    Eğer geri gelmeyecekse kocası niye ev sahibine söylemedi? Open Subtitles إذا لم تكن ستعود لماذا لم يخبر صاحب الملك ؟
    Eğer geri gelmeyecekse kocası niye ev sahibine söylemedi? Open Subtitles إذا لم تكن ستعود لماذا لم يخبر صاحب الملك ؟
    Eğitim Bakanı söylemesi gerekmeden kimseye bir şey söylemez. Open Subtitles وزير التعليم لا يخبر أحداً أي شيء إلا إذا كان مضطرا لذلك
    Aynı zamanda, kullanıcının misyonu programlayabilmesi için bir yazılım da gerektirir, insansız hava aracına nereye gideceğini söylemek için. TED ويتطلب ذلك أيضا برنامج يسمح للمستخدم لعمل مهمة، لكي يخبر الطائرة إلى أين تذهب.
    Harika. Hey, belki de o Joon'a grup evinden bahsedebilir, ne dersin? Open Subtitles عظيم , ربما بامكانه هو أن يخبر جوون عن الدار صحيح ؟
    Hep gitmekten söz ediyorduk ama sadece birimiz, bir sabah kimseye haber vermeden gerçekten ayrıldı buradan. Open Subtitles كلنا تحدثنا عن الرحيل لكن واحد فقط منّا ، في صباح يوم ما وبدون أن يخبر أي أحد
    Sonra etraftaki insanlara basit bir Türkçeyle bebeğin ağlayarak ne anlatmaya çalıştığını söyleyecek. Open Subtitles ثم يخبر الحضور بإنكليزية واضحة، بما يحاول الطفل أن يقوله بالحرف الواحد.
    Beyniniz omuriliğinize, o da kaslarınıza bir şey yapmanızı söyler ve yaşasın, eylem gerçekleşir. TED عقلك يخبر عمودك الفقري، يخبر عضلاتك أن تقوم بشيء ما أو آخر، وها أنت ذا، تتصرف.
    sanatçıya her ölçü çizgisinde kaç tempo olduğunu söyleyen zaman işareti vardır. TED يوجد ما نسميه بالمقياس الزمني والذي يخبر العازف بعدد العدّات في كل مازورة.
    Bilgin olsun, Anthony etrafta dolaşıp aldatmakta özgür olduğunu anlatıyor. Open Subtitles لمعلوماتك, أنطوني يخبر الناس في الخارج بأنه مسموح له بالخيانة
    Beni babası gibi sevmeye başlayınca... burada bulunduğunu kimseye söylemeyecek. Open Subtitles عندما يحبني مثل أب لن يخبر أي واحد بأنه كان هنا
    Vücudu yağ kaybıyla şoka girmiş. Polise hiçbir şey söylememiş. Open Subtitles دخل جسمة في حالة من فقدان الدهون لم يخبر الشرطة بشئ
    Turnelerini, yeni kasetini, "New Horizon"a katılıyor, ve sonraki gün... ..nerde olduğunu bile söylemiyor. Open Subtitles جولة كبيرة، سجل جديد، يفحص نفسه الى آفاق جديدة في اليوم التالي لم يخبر الروح
    Şimdi senin hikayeni anlatan tek şeyin elin olduğunu farzet. Open Subtitles تخيلي أن يدك هي الشيء الوحيد الذي يخبر قصة عنك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد