Yolun sonundaki ışığı görmek Dee için her zaman zor oldu. | Open Subtitles | كان من الصعب عليه دائماً أن يرى النور فى نهاية الطريق. |
Gözlükleri bir kenara attığı için kendini artık bambaşka bir ışıkta görüyor. | Open Subtitles | فجأة يرى نفسه في ضوء هاديء مختلف والآن هو غارق في المواصفات |
Kim parlak karnımda kendi aksini gören ilk kişi olmak istiyor? | Open Subtitles | من يريد أن يكون أول من يرى التفكير في بطني لامعة؟ |
Ah sevgi, gözleri bağlıyken bile, Nasıl da görür, yolunu seçer dilediğince. | Open Subtitles | من المؤسف أن يرى الحب الذي يتحسس الطيق سبيلا لتحققه دون أعين |
Vida Surat birini öldürdüğü zaman herkesin görmesini ister. Ya da, başkasına öldürtür. | Open Subtitles | عندما سكروفيس يقتل هو يريد كُلّ شخص ان يرى بأنّه فعلها أَو طلبها |
Zack ana evi hiç görmemiş çünkü tenis kortu ve gölet görüşü kapatıyormuş. | Open Subtitles | لم يرى زاك الشقة الرئيسية أبداً, لأن ملعب التنس و البركة تحجبان الرؤيا |
Rupert Pumpkin adında bir adam geldi. Bay Langford'u görmek istiyor. | Open Subtitles | هناك رجل هنا إسمه روبرت بامبكين يريد أن يرى السيد لانجفورد |
Anlaşmaya gidip gitmeyeceğimi görmek istiyor. Bu bir sınav, değil mi? | Open Subtitles | يريد أن يرى إذا اعترفت بتهمة أقل إنه اختبار أليس كذلك؟ |
Hiçbir adam eski kız arkadaşının arkadaşıyla çıktığını görmek istemez. | Open Subtitles | لا يريد أن يرى الرجل السابق له الخروج مع صديق. |
Eşyaların ve insanların bir anda kaybolduğu bir dünyada yaşadığını görüyor... | Open Subtitles | وهو يرى أنه يعيش في عالم حيث تختفي الأشياء والناس فعلاً |
Ama sadece bebek sahibi olmanın güzel yanını görüyor zor olanı değil. | Open Subtitles | ولكني أعتقد أنه يرى الجانب اللطيف من الأطفال وليس الجانب السيئ منها |
Kötü şeylerden fazlasını görüyor ve birbirine ihtiyaç duyan insanları bir araya getiriyor. | Open Subtitles | انّه يرى من خلال الكره و لديه موهبه بتجميع الناس الذين يحتاجون لبعضهم |
Belki de her şeyde komplo gören... o insanlardan biriydi. | Open Subtitles | كان مجرد شخص من أولائك يرى مؤامره في كل مكان |
Belki de her şeyde komplo gören... o insanlardan biriydi. | Open Subtitles | كان مجرد شخص من أولائك يرى مؤامره في كل مكان |
Bir yırtıcı yalnızca av görür, Savannah da aynen o şekilde görünecektir. | Open Subtitles | المفترس لا يرى إلا الفريسه وهذا بالضبط ما ستكون سفانا بالنسبة لها |
Lex'in pembe filler görmesini sağlayacak bir sürü ilaç var. | Open Subtitles | هناك الكثير من المخدرات التي تجعل ليكس يرى فيل وردي |
Orada yüzlerce insan olmalı. Kimse bir şey görmemiş mi? | Open Subtitles | كان ثمة مئات الأشخاص هناك حتماً ألم يرى أحدهم شيئاً؟ |
Baba kızın eteğindeki kanı görünce ona tecavüz edildiğini düşündü. | Open Subtitles | يرى الأب الدم على تنورتها و يعتقد أنها تعرضت للاغتصاب. |
Ve bence önemli olan şu ki; biz binayı ilk yayınladığımızda, kamu bunu tamamen bizim kaprisimiz ve egomuz olarak gördü. | TED | وانا اعتقد ان المهم هو , عندما نكشف النقاب لاول مرة عن المبنى الفكر العام يرى انه يسير نحو غرورنا و نزواتنا |
Bazen insan, koca orman yüzünden görmesi gereken ağacı göremezmiş. | Open Subtitles | أحيانا لا يرى الرجل الشجرة المناسبة بسبب وجود الغابة أمامه |
Gant bu karmaşayı gördüğü zaman senin yerinde olmak istemem. | Open Subtitles | لم ارد أن يكون انت عندما يرى جانت هذه الفوضى |
Kör bir adam bile elmasların onun cebinde bulunduğunu görebilir. | TED | يمكن للرجل الأعمى أن يرى أن الماس ينتهي في جيبه. |
Ben onun için sadece arada sırada durumunu görmeye gelen bir adamım. | Open Subtitles | أنا فقط شخص ما الذى يحضر كل فتره كى يرى كيف حاله |
Gözleri iyi görmüyor da, Bn. Lee'ye yakından bakmak istiyor. İzin verildi. | Open Subtitles | السيد برتشارد لا يرى جيدا و يود رؤية السيدة لي عن قرب |
Dothrakiler savaşta yenildiklerinde tüm dünya utançlarını görsün diye saç örmeklerini keserler. | Open Subtitles | عندما يهزم الدوسراكي في معركة يقوموا بقطع ضفائرهم حتى يرى العالم عارهم |
Bu kış yaşlı ayı ormanda kimin iş gördüğünü öğrenecek. | Open Subtitles | فسوف اجعل هذا الدب يرى من يدير الغابة هذا الشتاء |