Bir kamyonetin olduğunu bilmek harika; ama herkesin ne düşündüğünü bilmemiz gerek, işte o zaman oldukça karışık bir problem hâline geliyor. | TED | معرفة أن هذه شاحنة نقل، رائع، لكن ما يجب حقا أن نعرفه هو ما يفكر به كل شخص، لذا أصبحت مشكلة معقدة. |
Kate, hepimiz ona inandık. Ama bu adamın gerçekten ne düşündüğünü bilmek imkansız. | Open Subtitles | كيت , كلنا صدقناه و لكن لا يوجد طريقة لمعرفة بما يفكر به |
Bu okulda ölüm hakkında düşünen tek ben varım. İnanılmaz! | Open Subtitles | أنا الشخص الوحيد في المدرسة الذي يفكر بالموت، هذا رائع |
Vist'ten başka bir şey düşünmüyor, sabah, öğlen ve akşam. | Open Subtitles | لا يفكر فى شىء عدا الصمت, الصباح, الظهر, و المساء |
Piste her çıktığında tek düşündüğü şey bitiş çizgisini geçmek oluyor. | Open Subtitles | كل الوقت عندما يخرج لا يفكر الا كيف يتعدى الخط الاول |
Yani, ben baştayken tamamen aynı şeyleri yaptığım aklına gelmiyor mu? | Open Subtitles | ألم يفكر بأني كنت أعمل بالضبط هذه الاشياء عندما كنت المسؤولة؟ |
Çok, çok zor bir şey ama herkesin aklından geçen bir düşünce. | Open Subtitles | إنه شيئ غاية في الصعوبة لكن الجميع يفكر بهذا في عقله الباطني |
Senin gibi birine sahip olup, senden vazgeçmesi açıkçası ne düşündüğünü bilmiyorum. | Open Subtitles | أعني, أن يحظى بفتاة مثلك ويتخلى عنها بصراحة لا أعرف فيما يفكر |
En iyi şeklide senin tarafında olmak için, karşı tarafın nasıl düşündüğünü anlamalıyım. | Open Subtitles | لكن افضل طريقة لأكون فى جانبك هى ان ارى كيف يفكر الجانب الاخر |
O insanların ne düşündüğünü umursamıyor ama korkarım ki ben umursuyorum. | Open Subtitles | إنها لا تهتم أبدًا بما يفكر به الناس، ولكن أنا أهتم |
Demek sen benim gibi drippling yapabileceğini düşünen çocuksun ha? | Open Subtitles | انت الطفل الذي كان يفكر كيف يدحرج الكرة مثلي ؟ |
O, diğer erkekler gibi sadece tek bir şey düşünen erkeklerden değil. | Open Subtitles | انه ليس مثل كل الرجال يفكر فقط في شيء واحد اتجاه الفتاة |
Kimse benim çocuklarıma ne kadar çok sevdiğimi düşünmüyor. Cosima'ya bak.. | Open Subtitles | .لا أحد يفكر كيف أحببتُ أطفالي .الجميع ينظر إلى الغيبوبة فقط |
Evrendeki en mankafa yaratık Onu bir kadın olarak bile düşünmüyor. | Open Subtitles | اغبى رجل في العالم .هو لم يفكر بها على أنها انثى |
Ama gerçekten milletin düşündüğü gibi biri misin merak ediyordum? | Open Subtitles | ولكن كنت أتساءل هل أنت حقا ما يفكر الناس أنت؟ |
Ana fikir şu: Oyuncu bu editörde aklına gelen her şeyi tasarlayabilir ve biz de onu hayata geçiririz. | TED | الفكرة فالأساس هي أن اللاعب يستطيع أن يصمم إي شيء يفكر فيه من خلال هذا المحرر، وسوف يجلبه إلى الحياة. |
Bu bebeğin düşünüyor olabileceği şey aklından geçiyor olabilecek şey başka bir bebeğin aklından ne geçtiğini anlamaya çalışmak. | TED | أحد الأشياء التي ربما يفكر بها هذا الطفل، والتي ربما تشغل ذهنه، هو محاولة تخمين مالذي يجري في عقل ذلك الطفل الآخر. |
Melvin'e benim hakkımda düşünmesini söyle. Sadece bana konsantre olsun. | Open Subtitles | أخبري ميلفن أن يفكر بي فقط يركز على وضعي فقط |
Mesajlaşırken hiç kimse büyük harfler veya noktalamayı düşünmez ama konuşurken bunları düşünüyor musunuz ki? | TED | لا أحد يفكر في الإملاء أو علامات الترقيم عند ارسالها و مع ذلك ، هل تفكر في هذه الأمور عندما تتكلم ؟ |
Yatakları ve kırmızı yanakları düşünmeye devam ettim ve tabii ki ona bakınca seksi düşünmeye de devam ettim, sonra düşündüm, onun da düşündüğü şey bu mu? | TED | استمريت بالتفكير بالأسرة والخدود الحمراء وبالطبع استمريت بالتفكير بالجنسخلال نظري إليه وفكرت، هل هذا ما يفكر فيه؟ |
Bir kalıp asidin hamam böceği gibi göründüğünü düşünmek için deli olmalısın. | Open Subtitles | لا بد أنه مجنون كلياً من يفكر أن المخدر يشبه صرصوراً لعيناً |
Hey, haydi, dostum. Bak, kimse doğru dürüst düşünemiyor. Biz bir aileyiz. | Open Subtitles | بربك يا رجل، انظر لا أحد يفكر بشكل مستقيم نحن عائلة، صحيح؟ |
İçinizden bir kişi bile, yerinde oturup iki elini kullanarak alkışlamanın dışında azıcık farklı bir şekilde alkışlamayı düşünmedi. | TED | لم يفكر ولا واحد منكم حول التصفيق بطريقة مختلفة قليلاً فضلاً عن الجلوس في مقاعدكم هناك وإستخدام يديكم. |
Hayır. Hayır, iddiaya girerim doğa hakkında düşünüyordur, ya da-ya da şiir, ya da doğanın şairaneliği. | Open Subtitles | لا، لا أنا أراهن على أنه يفكر في الطبيعه أو الشعر، أو شاعرية الطبيعه |
düşünmesi gereken şey basketbol, futbol veya son filmler olmalı. | TED | كان عليه أن يفكر في كرة السلة أو كرة القدم أو آخر الأفلام. |
Ve belki de en zoru diğer insanların düşünüp hissettikerlerinin bizim düşünme ve hissetme şeklimizle aynı olmadığıdır. | TED | ولعل أصعب الأمور على الإطلاق هو أن ندرك أن ما يفكر أو يشعر به الآخرون في الحقيقة ليس تماما كما نفكر أو نشعر به. |