Filmlerin 100 yıllık tarihine hücum edebilsek Belki bir anlatı inşa edebilir, gençlerin parçalanmış ve huzursuz dünyasına anlamlı bir şey iletebilirdik. | TED | لو استطعنا استكشاف تاريخ السينما لمئة عام مضت, قد نتمكن من بناء قصة يمكن أن توصل معنى لعالم الشباب القلق و المفكك. |
Şimdi ben bunu eğer yapmamış olsaydım, burası bir cehennem yuvası olurdu. | TED | الآن إذا لم افعل ذلك ، كان يمكن أن يكون مكانًا بائسًا. |
Kör bir adam bile elmasların onun cebinde bulunduğunu görebilir. | TED | يمكن للرجل الأعمى أن يرى أن الماس ينتهي في جيبه. |
Sınavlar için hazırım ama o, beni tahmin edilemez buluyor. | Open Subtitles | أنا مستعد للمحن لكنه يشعر أنه لا يمكن التكهن بتصرفاتي |
Cinayet hakkında bana bir şey söyleyecek misin, söylemeyecek misin? | Open Subtitles | هل يمكن أن تخبرني شيئا عن جريمة قتل أم لا؟ |
"Keyif" aldım derken, ki orası için tuhaf bir kelime, çünkü hiç kimse başkasının acısı veya sıkıntısından keyif almayı düşünmez. | TED | وحين أقول أني استمعت إنها كلمة غريبة يمكن استخدامها لأنه لا أحد يريد التفكير في أي شخص وهو في ألم شديد |
Her ne kadar çok ufak ve gösterişsiz bir canlı olsada bu yaratık inanılmaz, çünkü bu devasa resif yapıların içinde toplanabilir | TED | بذلك ، وإن كان مخلوق صغير جدا ومتواضع جدا، هذا المخلوق لا يصدق، لأنه يمكن أن يكتل في هذه الهياكل الضخمة المرجانية، |
Bıraktığımız yerlere geri dönüp, onu asla aynı şekilde bulamayız. | TED | لا يمكن أن نعود لمكان ما ونجده تماما كما تركناه. |
Hani "Nerede o güzelim 60'lı yıllar, gidebilir miyim o yıllara?" | TED | أعني، إلى أين ذهبت الستينيات، وهل يمكن أن أذهب هناك أيضًا؟ |
Ama en sonunda düşünerek mantığıma oturttum. Belki bu benim kendimi sunuş şeklimle alakalı, Belki de sadece start-up'ıma özgü bir şeydir. | TED | لكن في النهاية بررتها ظناً أنه يمكن أن يكون لهذا علاقة بطريقتي في تقديم نفسي أو أنه فقط شيء مميز لشركتي الناشئة. |
Askerler bize, bunun sadece silahlı kuvvetlerle kazanılamayacak bir savaş olduğunu söylüyorlar, Belki de onlara bir kulak vermeliyiz. | TED | الان عندما يحدثنا العساكر عن ان هذه حرب لا يمكن الفوز فيها بالقوة العسكرية فقط، ربما يجب أن نُصغي. |
Ben de “Ama birileri bunlar için para ödemez mi?” diye sordum. Babam “Belki” dedi. Unutmayın, 10 yaşında – yani 34 yıl önce | TED | وقلت له .. هل يمكن ان نبيعها لاحد ما .. فقال .. ربما كنت في 10 من عمري فحسب .. واليوم وبعد 34 عاما |
Ve ben bunu çok konforlu bir ışıklandırma olarak görüyorum, rahatlamamızda ve düşünmemizde bize yardımcı oluyor. Aynı zamanda şöyle birşey de olabilir: | TED | وأرى أن هذا هو النوع من الضوء مريح جدا فهو يساعدنا على الاسترخاء والتفكير. كما يمكن أن يكون شيئا من هذا القبيل : |
Tekrar belirteyim, bunu dışarıda yapabilir ve açık havada kurumaya bırakabilirsiniz. | TED | ومرة أخرى، يمكن القيام بهذا خارجا وتتركها تنشف فقط في الهواء. |
Çünkü bu hikaye yetişkinler için çok tehlikeli bir şey ifade edebilir. | Open Subtitles | لأنه يمكن أن يعني أن شيء ما قد كبر شيء خطير جدا |
Konsantre olmayandaki gibi, hatta saf olanda bile, bildiginiz gibi, eger saf alkolu koklarsaniz, curuk yumurta kokusu yoktur. | TED | حتى عندما يكون نقيا،بدون تركيز، تعلمون انه، لو شممتم ايثانولا صافيا، فلا يمكن ان يكون له رائحة البيض الفاسد. |
Nüfuz edilemez ne demek biliyor musun? Hiçbir şey içerisinden geçemez demek. | Open Subtitles | تعنى أنه لا يمكن لأحد أن يؤذينى لا الثيران ولا أى شىء. |
Yarın biraz geç kalabilirim. Ben gelene kadar sınıfı sen idare eder misin? | Open Subtitles | أنا قد أكون راحله غداً , هل يمكن أن تغطي صفي حتي أراكِ؟ |
bu girişimcilik ve inanıyorum ki girişimcilik, bekleyiş karşısında en güçlü araç olabilir. | TED | إنّها ريادة الأعمال، التي في اعتقادي يمكن أن تكون أقوى سلاح ضدّ التّرقّب. |
İzin verin, sizleri, özellikle de siz gençleri, seçtiğiniz bu yolda, gidebildiğiniz kadar ileri gitmeniz konusunda teşvik ederek başlayayım. | TED | لذا دعوني أبدا بحثكم و خصوصا على الجانب الشاب منكم على هذا الطريق الذي اخترتم لتذهبوا إلى أبعد ما يمكن |
Kalplerini yeniden kazanıp onu, iyileştiren insani değerler ile doldurarak iyileştirebilirler. | TED | يمكن أن يستعيدوا قلوبهم وأن يصلحوها بأن يملؤوها بالقيم الإنسانية الشافية. |
bir telefon açacağım, bakalım seni koruma programına aldırabilir miyim? | Open Subtitles | أنا سأرى إذا أنا يمكن أن أضعك في الحبس الوقائي |
Pazardan öğrendiklerimiz, çok seslilik ve oy savaşları bu boğucu gelişmeyi durdurabilir. | TED | يمكن للنتائج الاقتصادية والأفكار الديمقراطية والنزاعات من أجل الأصوات أن تعيق التقدم. |
Ve böyle çok hızlı bir şekilde hangi hastaların pozitif hangilerinin negatif olduğuyla ilgili ikinci bir fikrimiz oluyor. | TED | وبذلك، هذا سريع جدا، فإننا يمكن أن نحصل على استشارة ثانية لمعرفة أي من المرضى مصاب، وايهم غير مصاب. |
Ayrıca yasadışı avcılığın sayısı da çok fazla. Muhtemelen aynı miktarda vardır. | TED | ناهيكم عن القتل الغير شرعي والذي يمكن انه قتل نفس العدد تقريباً |
aslında ne kadar muhteşem bir armağan olabileceğini, hayatlarımızı nasıl yaşadığımıza dair nasıl çarpıcı bir içgörü olabileceğini fark ettim. | TED | ثم أدركت أن هذه التجربة هي هبة رائعة يمكن أن تحدث، يا لها من سكتة للبصيرة عن كيفية عيشتنا لحياتنا. |