"çoktan" - ترجمة من تركي إلى عربي

• سبق
• سلفاً
• فعلاً
• مسبقا
• سلفًا
• لكنت
• سلفا
• بالفعل
• أصلاً
• منذ زمن
• بحلول الآن
• لكنا
• فعليًّا
• مُسبقاً
• أساساً

Çocukluktan çoktan çıkmış olmanıza rağmen hiç sümüğünüzü yediniz mi?
هل سبق وأن أكلت مخاطاً في السابق أثناء طفولتك ؟

Ablası çoktan FGM geçirdi ve evlendi bile ama Faith çok kararlıydı.
أختها الكبرى قد سبق وخضعت للختان وتزوجت. لكن فايث كانت عازمة جدًا.

Ve bunu yaptığımda, bebeğinin çoktan kaskatı kesildiğini gördüm.
وعندما فعلت ذلك، اكتشفت أن طفلتها متيبسة الأعضاء سلفاً.

Haydi şununla yüzleşelim: Diyetler işe yarasaydı; hepimiz çoktan incecik olmuştuk.
دعونا نواجه الأمر: إذا الحميات فعلاً كانت تعمل، فلكنا جميعاً نحفاء.

Bak, biz çoktan bu Noel ki hayır işimizi yaptık.
أنظري .. نحن قمنا مسبقا بعملنا الخيري الخاص بعيد الميلاد

Benim kimseyi kaçırdığım yok. Bu konuyu ağabeylerinle çoktan konuştuk bile.
حسبك، لم آخذ أحدًا، لقد بيّنت هذا الأمر سلفًا مع أخويك.

Sen şanslı birisin. Eğer o olmasa, şimdiye çoktan ölmüştün.
انت محظوظ, لو لم يكن من اجلها , لكنت ميتاً

Çıkışı çoktan engellemiştir, ve yavaşça yanan ateşin dumanı da etrafı kaplamıştır.
حيث قام سلفا بسد المخرج و حيث تراكم الدخان من الحريق الأبطأ

Hemen. O uçak çoktan Amerikan hava sahasından çıktı bayan.
سبق وخرجت تلك الطائرة من فضاء الولايات المتحدة يا سيدتي

Bundan kaçmayı denedi, ne yazık ki striptiz ayakkabılarını çoktan giymişti.
ولذلك قررت الهرب ولسوء الحظ سبق وأن ارتدت حذاء الرقص الثقيل

Onu çoktan yanıma çektim. O da bize ayak uyduracak.
سبق أن غسلت دماغه لذا سيجارينا في كل ما نفعله

"Gazetedeki ilanınızı okudum. Mirasımı çoktan aldım, ...bir hata olduysa eğer.
لقد قرأت إعلانك في الصحيفة وقد استلمت سلفاً ميراثي ..

Bir "uzman"a göründüm çoktan, Harley Sokak'ta.
لقد قمت سلفاً بإستشارة اختصاصي في شارع هارلي

- Ben onu kastetmemistim aslinda. çoktan geriye gittim zamanda.
في الواقع، لم أكن أقصد هذا لقد سافرت بالزمن فعلاً

- Çok ayıp bir çiğneme sesi duydun. Kendini kaybediyorsun, Laurie. - çoktan kaybettim.
ـ الآن تسمعين مكالمات بذيئة، لقد فقدتِ عقلكِ ـ أنتِ فقدتيه فعلاً

Polislerin çoktan bizim emrimize geçmemiş olanları da meşgul olacak.
و جميع رجال الشرطة الذين ليسوا تحت سيطرتنا مسبقا سينشغلون

Arkadaşları gülmeye başladı bile, çoktan katıla katıla gülüyorlar.
و أصدقاؤه يضحكون سلفا. هم يضحكون مسبقا و بشدة.

Özellikle çoktan hapse atılmış ve hayatı için korkuları olan biriyle...
لا سيما مع شخص مُعتقل سلفًا ويخشى على حياته

Bunu bir an bile düşünseydim çoktan ölmüş olurdum.
لو فكرت بهذه الطريقة ولو مرة واحد لكنت ميتة

Ayrıca eminim testlerin de negatif çıkmıştır yoksa çoktan beni susturmuştun.
وأنا واثق أن فحوصك قد كانت سلبية وإلا كنت أخرستني سلفا

Bilim insanları, çoktan beynin kendi modelini nasıl oluşturduğunu anlamaya başladılar.
بدأ العلماء بالفعل في محاولة اكتشاف كيفيّة صنع الدماغ لنموذجه الذاتيّ.

çoktan yaptığın bir şey için beni ikna etmeye mi çalışıyorsun?
هل تـحاول أن تقنعني بفعـل شيئاً فعلته أنت أصلاً مسبقاً ؟

Eğer bir kadın olsaydım, Bu evreyi çoktan geçmiş olurdum, çok önce.
إذا كنت امرأة ، فإني أقول أنني قد تخطيته منذ زمن طويل.

Arkadaşlarımızın bize ihtiyacı var. çoktan arabaya binmiş olmamız lazımdı.
أصدقاؤنا يحتاجون عوننا، يتعيّن أن نكون في السيّارة بحلول الآن.

O para senin elinde olsaydı çoktan Avrupanın yolunu tutmuştuk.
إن كنت وضعت يديك على ذلك المال لكنا بطريقنا إلى أوروبا الآن

Sen çoktan parçalanmışsın sevgili oğlum. Ancak tamir edilemez değilsin.
إنّك منكسر فعليًّا با بنيّ العزيز، لكن ليس لحد يستعصي على الإصلاح.

Ne yazık ki çoktan İngiliz hükümeti adına burada kazı uygulamasına başladım.
لِسوء الحظ فقد قررتُ مُسبقاً أنني سأقوم بالتنقيب نيابةً عن المتحف البريطاني

Görünüşe göre birine laf çoktan gitmiş.
ونترك الجاسوس بلا علم يبدو إن هنالك شخص ما علم بالأمر أساساً