ويكيبيديا

    "ısrar" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أصرّ
        
    • اصر
        
    • مصرة
        
    • تصر
        
    • مصر
        
    • الإصرار
        
    • يصر
        
    • تصرين
        
    • أصررت
        
    • أُصر
        
    • تصرّ
        
    • اصرت
        
    • مُصر
        
    • مصراً
        
    • نصر
        
    Sör George onun gevşek bir toprak yığınının tepesine yerleştirilmesinde ısrar ediyordu. Open Subtitles لقد أصرّ السير جورج على بنائها فى هذه البقعة الضعيفة من الأرض
    Ben-- - Israr ediyorum. Ne de olsa Fransızlar harika garsondurlar. Open Subtitles لا,لا,لا انا انا اصر.الفرنسيون رغم ذلك,الفرنسيون من افضل الجرسونات
    Çok ısrar ederseniz, Bir kayıp dosyası oluştururuz ve büyükelçiliğe başvurursunuz. Open Subtitles اذا كنت مصرة يمكنك تقديم تقرير بفقدان شخص و تتصلي بسفارتك
    Önceden yapılmış hiçbir şeye benzemeyen, binalar inşa etmekte ısrar ediyorsun. Open Subtitles تصر على أن تصمم مبانى تبدو كما لم تبنى من قبل
    İkinci olarak, her birinizin verimliliğinin artması konusunda ısrar ediyorum. Open Subtitles ثانياً, أنا مصر على زيادة المساءلة من كل واحد منكم
    Acısız, hızlı ve kolay olmayabilir ama hikayenizi farklı bir şekilde sonlandırmak için ısrar edebilirsiniz. TED قد لا يبدو رحيما أو سريعا أو سهلا و لكن بإمكانك الإصرار على نهاية مختلفة لقصتك.
    Colby diğer rütbelilerin en iyi subaylara karşı oynaması için ısrar etti. Open Subtitles كولبى يصر على ان يلعب بمجموعة اخرى من الجنود ضد افضل الضباط
    Ama babam, onun yerine akıl hastanesine gitmende ısrar etti. Open Subtitles لكن أبي أصرّ أن تذهب لتلك المصحه بدلا من ذلك.
    Trenler insanları kırsal bölgelere götürmeye başladığında çoğu kişi trenlerin asla atların yerini alamayacaklarında ısrar etti. TED عندما بدأت القطارات بنقل الناس عبر البلدان المختلفة أصرّ كثيرون على عدم استخدامها وفضّلوا ركوب أحصنتهم.
    Ama, sizin ihtiyar birkaç "asker" göndermekte ısrar etti Open Subtitles لكنّ الرّجل العجوز أصرّ كي أرسلك إلى الجانب الآخر
    Bir saat sonra gel tatlım. Israr ediyorum. Hoşça kal. Open Subtitles تعالي بعد ساعه واحده عزيزتي انني اصر حسنا، حسنا، الى اللقاء
    Paranoyanin baskisiyla, görüsmelerinde Zabit Katiplerinin hazir tutulmasinda Israr ediyordu. Open Subtitles بعد ان تغلب عليه جنون العظمه اصر على وجود كتاب الاختزال
    O adamın yolun ortasından gittiğine ısrar ediyorum. Open Subtitles مازلت مصرة أنه كان يتحرك فى منتصف الطريق
    Ama ısrar edersen, kafana bir delik açmak zorunda kalacağım. Open Subtitles ولكن اذا كنت تصر انا سوف أضع ثقب في رأسك
    İkinci olarak, her birinizin verimliliğinin artması konusunda ısrar ediyorum. Open Subtitles ثانياً, أنا مصر على زيادة المساءلة من كل واحد منكم
    Nelere sebep olacağından emin olmadan önce çocuklarımızın kulak enfeksiyonu için yazılmış bir reçete için ısrar etmeyi bırakabiliriz. TED يمكن أن نتوقف عن الإصرار على وصفة طبية لعدوى أذن لأطفالنا قبل أن نتأكد من سبب العدوى.
    Şampanya olamazsa en azından bu bardakta servis edilmesi gereken bir şey olmasında ısrar eden daha önce hiç görmediğim bir çocuktan ikram. Open Subtitles مجاملة من رجلٍ لم اقابلهُ من قبل الذي يصر على انها إذا لم تكن شمبانيا فعلى الأقل يجب أن تقدمَ في هذا الكأس
    Onu sevdim ve o senin asla olamayacağın bir kişiydi ama sen hala bunda ısrar ediyorsun. Open Subtitles أحببتها، وكانت على هيئةٍ لا يمكن لك أن تكوني عليها ولكنك تصرين على المحاولة لتكوني مثلها
    Bir pazarlık araştırmacısı olarak karşı bir teklif yapmasında ısrar ettim ve en iyisini hazırlamasına yardım ettim. TED ولكنني أصررت عليه كباحث في المفاوضات أن يجري عرضاً مضاداً، وساعدته في صُنع واحدة مثالية.
    Israr etmemin sebebi bir daha buraya asla gelmeyeceğini söz vermendir. Open Subtitles لهذا أُصر على أن تعدني بأن لا تعود تعود مجدّدا إلى هنا
    Kader benim önüme hiçbir şey koymamakta ısrar ediyorsa ben de havamı alırım. Open Subtitles الصدفة تصرّ على أن تضع في طريقي لاشيء, لذا أنا لم أحظَ بشيء.
    -Bay Potts'un sizinle görüşmesi için ısrar ediyor. Open Subtitles واين ابنتى ؟ لقد اصرت على رؤيتك لمستر بوتس
    Israr ediyorum. Birşey içer misin? Open Subtitles انا مُصر تشربين شيئاً؟
    Kapil Dev çay içmem için ısrar etti. Ama senin hep acelen var. Open Subtitles قابيل ديف كان مصراً أن أتناول معه فنجاناً من القهوة
    Bu yüzden haklı olduğumuz konusunda ısrar ederiz, çünkü bu bizim sorumluluk sahibi, zeki erdemli ve güvende hisetmemizi sağlar. TED لذا نحن نصر دوماً على اننا مصيبون دوماً لان هذا الاصرار يجعلنا نشعر اننا اذكياء وذوي مسؤولية وحيوين وآمنين

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد