| Bu işi bedava yapmaya başladığın anda kanatların çıkmaya başlar. | Open Subtitles | حينما تبدأ بفعل تلك الأمور بدون مقابل تنمو أجنحتك وقتها |
| Şimdi bize ailen hakkında bir şeyler anlatmaya başlar mısın? | Open Subtitles | الان لماذا لا تبدأ بإخبارنا بعض الاشياء عن عائلتك ؟ |
| Ama Bay Farnoux eve her geldiğinde, köpekler havlamaya başlar. | Open Subtitles | لكن كل مره يأتي فيها السيد فارنو الكلاب تبدأ بالنباح. |
| Birden büyük paralar dönmeye başlar. Tebrikleri kabul etmeye başlarlar. | Open Subtitles | و بدأ الرجال يحدثون أنفسهم و الدماء يجري في العروق |
| Bu ekonomik güçle başlar, bu her daim böyle başlar. | TED | الآن هذا يبدأ بسلطة اقتصادية، لكن هكذا يبدأ الأمر دائما. |
| Bu plana bağlı kalırsak, aşılama işlemi 3 ay içinde başlar. | Open Subtitles | إن إلتزمنا بهذه الخِطة، فالتطعيم سيبدأ خلال 3 أشهر. أية أسئلة؟ |
| "Belki bugün gelir hayatım da gerçek anlamda başlar" dedim kendime. | Open Subtitles | لكنى قد قلت لنفسى ربما ستأتى اليوم و ستبدأ حياتى حقاً |
| Evet, ama şu üç ya da dört ay, şeyleri seviyeye başlar. | Open Subtitles | أجل ، ولكن بعد ثلاثة أو أربعة أشهر تبدأ الأشياء تصبح أسهل |
| İkinci vardiya 03:00'de başlar, ilk vardiya 03:30'a kadar devriye gezer. | Open Subtitles | دائما ما يكونوا مشغولين فى العمل المناوبة التالية تبدأ فى 3: |
| Hepsinden daha büyük bir kaya, diğerlerini kendine çekmeye başlar. | Open Subtitles | صخرة واحدة كبيرة أكثر ثقلاً تبدأ بجذب الصخور الأخرى نحوها |
| Çünkü bazı şeyler böyle başlar. Küçük hatalar toplu katliama neden olabilir. | Open Subtitles | ،لأن هنا حيث تبدأ تلك الأشياء قرارات غير مسؤولة تؤول لمذبحة جماعيّة |
| Genellikle kas ağrısı şeklinde başlar hastalar ağrıyı egzersiz ağrısına benzetir. | Open Subtitles | تبدأ غالباً بألمٍ عضليّ ويعزوه المرضى عادةً لألم ما بعدَ التّمرين |
| Burada, her yaz Kuzey Kutbu'nda, güneş kış buzullarını eritmeye başlar. | Open Subtitles | ،هنا في القطب الشمالي كلّ عام تبدأ الشمس بإذابة ثلج الشتاء |
| Senden borç para alabilir miyim? Okul başlar başlamaz sana geri öderim. | Open Subtitles | كريس هل استطيع اقتراض بعض المال , سأعيدهم لك عندما تبدأ المدرسة |
| Demir füzyona girdiğinde enerji üretemez bu yüzden, ateş dışarı çıkmaya başlar. | Open Subtitles | الحديد لا ينتج طاقة عندما يندمج . لذا .. تبدأ النيران بالخمود |
| Bir gün biriyle tanışırsın, buluşmalar başlar ve bir bakmışsın. | Open Subtitles | يوما ما ستقابل شخصا ما و تبدأ بالمواعدة ومن يعلم؟ |
| Bu bir subatan. Kaya kaymaları genellikle toprak seviyesindeki sismik kaymalarla başlar. | Open Subtitles | إنّها بالوعة، فعادة تبدأ إنزلاقات الصخور بتغيّرات زلزاليّة صغيرة عند مُستوى الأرض. |
| Dünyadaki insanlar Kira'dan korkarken bazıları da onun tarafını tutmaya başlar. | Open Subtitles | بدأ الناس حول العالم يخافون من كيرا بينما هناك آخرون يشجعونه |
| Pek bir şey bulamaz. Hayvan kontrolü ile yeniden başlar. | TED | لا يأتي بأي جديد. فقط يبدأ مع التحكم في الحيوانات. |
| Oradan, elinde gitardan başka bir şeyle dönersen tabancalarım şakımaya başlar. | Open Subtitles | أحضري أي شيء آخر غير الغيتار و مسدسي سيبدأ بإصدار موسيقى |
| Kampanyama başlar başlamaz beni komisyonun önüne atarsan bundan memnun olacağına eminim. | Open Subtitles | أنت تسحبينني أمام اللجنة فور بدء حملتي. وإني واثقة أنه سيكون مسرورًا |
| başlar yukarı... sola... | Open Subtitles | الذراع اليمنى تنخفض الرؤوس لاعلى إلى اليسار |
| Kahraman arayışı, her kahraman için gerekli olan bir şeyle başlar... | Open Subtitles | أن قصة أي بطل لابد أن تبدا بشيء يحتاجه كل بطل |
| başlar aşağı. Sessiz olun. Bana bakma. | Open Subtitles | رؤوسكم للأسفل أسمطوا ، لا تنظروا إلي |
| Bu seni ne zaman rahatsız etmeye başlar? | Open Subtitles | أخبريني عندما يَبْدأُ الأمر بمُضَايَقَتك |
| Hayır, teknik olarak ebediyet hemen başlar, özellikle de buzdan heykellerin olduğu yerde. | Open Subtitles | لا ، اعتقد ان الخلود يجب ان يبدء على الفور خصوصاً عندما يتضمن مثل هذا الجو السىء |
| Öyle başlar ve sonra bir bakmışsın küçük Wendy evinin her tarafında koşuşturuyordur. | Open Subtitles | هكذا يبدا الامر وبعدها عندما تدرك الامر ويندي صغار يركضون في ارجاء المنزل |
| Baharda her gün biraz daha yükselen güneşle deniz yosunları da büyümeye başlar. | Open Subtitles | في الربيع، الشمس تَرتفعُ الى الأعلى يومياً في السماءِ الطحالب تَبْدأُ في النَمُو. |
| Ama stres sürekli olduğunda, yani çoğumuzun her gün yüz yüze kaldığı türden olanı, beyninizi değiştirmeye başlar. | TED | لكن عندما يستمر، وهو النوع الذي يعاني منه معظمنا يوماً بعد يوم، فسيبدأ بتغيير دماغك. |
| Ve bu çalışma, başarı ve fırsatlar hakkında neyi bilmediğimizle başlar. | TED | ويبدأ هذا العمل مع عدم معرفة ما نعلمه حول النجاح والفرصة. |