Siyah bıyıklı balina olduğun için daha saldırganca şeylere hazırlıklıydım. | Open Subtitles | لقد كُنت مُستعد لواحدة أكثر عنف بما أنكِ حوت أسود |
Plajdan 20 adım ötede çürüyen yarım bir katil balina var. | Open Subtitles | يوجد نصف حوت مفترس يتعفن لا يبعد 20 قدم عن الكوخ |
Plajdan 20 adım ötede çürüyen yarım bir katil balina var. | Open Subtitles | يوجد نصف حوت مفترس يتعفن لا يبعد 20 قدم عن الكوخ |
balina seksi hakkında öğrendiğim diğer bir şeyde onlar da ayak parmaklarını kıvırıyor. | TED | والشئ الشيّق الآخر الذي تعلمتُه عن جنس الحيتان: أنهم يعقصون أصابع أرجلهم أيضاً. |
balina geçen ay içinde Stagg'in beş tane deposunu yağmalamış. | Open Subtitles | قام (ويل) بنهب 5 مستودعات تابعة لـ(ستاغ) في الشهر الماضي. |
Oysa, planktonla beslenen ve büyük bir köpekbalığı türü olan balina köpekbalığına baktığınızda, çeşitliliğinin daha fazla olduğunu görürsünüz. | TED | وايضاً اذا نظرت الى اسماك قرش الحوت وهي نوع اَخر من أسماك القرش الكبيرة اَكلات العوالق تجدها اكثر تنوعاً |
Kısa bir süre öncesine kadar, okyanuslarda 300.000 mavi balina yaşıyordu. | Open Subtitles | عندما ومنذ مدة ليست بعيدة ثلاثمائة ألف حوت أزرق جابتْ المحيطاتُ |
Dilerim bir balina onu yemiş, sıçmış, sonra tekrar yemiştir. | Open Subtitles | آمل أن يكون قد أكله حوت وتغوّطه ثم أكله مجدّداً |
Zaten kışkırtıcı çikolatalı pastamız var, şeftalili tartımız, "balina şeklinde pastamız,"mantı dolmam... | Open Subtitles | نحن بالفعل لدينا طعام الشرير شراب الخوخ حلوى على شكل حوت وفطر |
Sonra bir balina gelip beni yedi. Nasıl olduğunu sorma. | Open Subtitles | ثم أنا أكلت بواسطة حوت لا تسأل كيف حدث ذلك |
Bu tıpkı bir keki kesmek gibi, fakat bu kek bir balina derinliğinde. | TED | تبدو وكأنها كقطع الكعك إلا ان هذه الكعكة تبدو تقريبا بعمق حوت |
Evcil hayvan olarak mavi bir balina alan fakat bu yüzden başına türlü şeyler gelip, hayatı alt üst olan bir çocuğu anlatıyor. | TED | إنها عن طفل حصل على حوت ازرق أليف لكنها عقوبة وأفسدت حياته. |
Kendinden adresli ve pullu zarfı gönderiyorsunuz, biz de size bir balina gönderiyoruz. | TED | ويمكنك إرسال رسالة ذاتية مختومة ومغلفة وسنرسل لك حوت. |
Ve ruhum, sessiz bir mutluluk denizinde kayarak giden büyük bir balina gibi, özgürce süzülüyordu. | TED | وتحررت روحي مثل حوت ضخم ينساب في بحر البهجة الصامتة |
Yazarın balina avına ilk elden aşinalığı, Ishmael'in canlı açıklamalarında defalarca belirtilmiştir. | TED | ألفة الكاتب المباشرة مع الحيتان واضحة مراراً وتكراراً في وصف اسماعيل الحيّ. |
Bizim işimiz balina avlamak ve yeryüzünün lambaları için yağ elde etmek. | Open Subtitles | إن مهمتنا بالحياة اصطياد الحيتان ونأخذ من دهونها لتستمد به مصابيح العالم |
Bu fenomen sadece balina ve yunuslarda gözlenir. Şimdiye kadar. | Open Subtitles | تلك هي الظاهره الوحيده التي لوحظت في الحيتان و الدلافين |
balina büyük olasılıkla çalıntı silahları buradaki bir depoda saklıyor. | Open Subtitles | (ويل) محتمل أنه يُخزن الأسلحة المسروقة في أحد هذه المخازن. |
Yardım et, arkadaşım! Süper balina gibi beni de öldürecekler! | Open Subtitles | ساعديني , يا صديقة انه سيقمون بقتلي مثل الحوت الضخم |
Ama kitap kılıfının içinde bir zarf var. Kitap kapağıın altında bir reklam var. Mavi bir balina için 30 günlük risksiz deneme teklifi sunuyor. | TED | ولكن القضية تحت السترة، وهذا الغطاء أسفل الكتاب، السترة، وهذه الدعاية والتي توفر تجربة 30 يوم مجانية للحوت الازرق. |
Tek başına bir teknede, büyük, beyaz bir balina avlayan adamın hikâyesi gibi. | Open Subtitles | مثل شاب وحيد في مركب ويصطاد حوتاً أبيض كبيراً |
balina şarkıları süre içinde oldukça değişkendir ve balinalar onları tekrar tekrarlayabilir. | TED | أغاني الحيتان متباينة للغاية في المدة، ويمكن للحيتان إعادتها مرارًا وتكرارًا. |
Bu fikir kadifeden "çiftleşen balina ve yunus" tabloları kadar değersiz. | Open Subtitles | تلك الفكرة لا تساوي صورة مخملية لحوت و دلفين لتكسب بهما |
Havuzdan çıkmak için kendini yukarı çekerken balina yaklaştı, onu botundan yakaladı ve suyun içine çekti. | Open Subtitles | وبعد ذلك كانت تحاول أن تدفع نفسها للخارج للخروج من المسبح.. والحوت خرج للخارج فجأة، أمسك بجزمتها.. وسحبها للداخل. |
balina köpekbalıkları beslenme alanları arasında düzenli olarak belli rotaları takip ederler. | Open Subtitles | تَنطلقُ أسماكُ قرش الحوتِ على الطرقِ المألوفةِ المنتظمةِ بين أفضل إطعام حدائقِ. |
Kesinlikle. balina gibi görünürsen seni podyuma çıkartmayız. | Open Subtitles | بالضبط، إن كنت كالحوت لن نرسلك أمام الناس |
Ağırlığı 30 ton, uzunluğu 12 metre olan balina köpekbalığı. | Open Subtitles | ثلاثون طن في الوزنِ، بِطولِ إثنا عشرَ متراً a قرش حوتِ. |
balina avcısı olsa "Beni tutukla, ben balina öldürürüm. " derdi. | Open Subtitles | إذا هم كَانوا سفن صيد الحيتانَ، هم يَقُولونَ، "يَعتقلُني، أَقْتلُ الحيتانَ." |
- Tamam. Gemi yani balina avcıları da takımı, tamam mı? | Open Subtitles | القارب، أعني الصيادون هم الفريق، أليس كذلك ؟ |