| Şimdi beni dinle pislik. Silahının barın arkasında olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | الان استمع إلي أيها المتسكع أعرف أن بندقيتك وراء الحانة |
| Bo, senin şu 22'lik hâlâ barın arkasında mı duruyor? | Open Subtitles | بو أما زِلتَ تَحتفظ بالمسدس ذات 22 عيار وراء الحانة |
| Eğer senin üzerinde işe yaradıysa... barın sonundaki sarışın piliçte de işe yarayacaktır. | Open Subtitles | إذا أنت صدقتها فـ بالتأكيد سوف تصدقها تلك الفتاة الشقراء في آخر الحانة |
| Şu anda Euston İstasyonu'ndaki barın diğer ucunda bekliyorum. | Open Subtitles | اٍننى فى بوفيه محطة يوستن فى نهاية البار |
| Teşekkür ederim.Haydi barın sonuna gidelim. | Open Subtitles | شكرا لك , هلمى بنا الى البار احضرى صديقك |
| Bebek Diego, Buenos Aires'te bir barın önünde bıçaklandı... imza vermeyi reddettiği için. | Open Subtitles | طعن دييغو الصغير خارج حانة في بوينوس أيرس بعد رفضه إعطاء توقيعه لأحدهم |
| Ve barın arkasındaki hergele, bir kâse dolusu fıstık koyuyor önüme. | Open Subtitles | والأحمق الذي خلف المشرب يقدم إليّ صحناً من المكسّرات |
| Resmi karşılayıcınız olarakdan, müsadenizle size barın ve hafif mezelerin yerlerini göstereyim. | Open Subtitles | كمُسْتَقْبِلكَ الرسمي، رجاءً إسمحْ لي للإشارة التي الحانة والضوء المشهّيات ذلك الطريقِ. |
| barın arkasını, arkadaki odanın her bir köşesini araştırmanızı istiyorum. | Open Subtitles | اريد ان تبحث وراء الحانة في الغرفة الخلفية، كل إنش |
| Bir pislik seni barın dışına çıkarmıştı ve ben takip ettim. | Open Subtitles | قام رجلان بأخذك إلى المنزل من خارج الحانة و قد تتبعتهما |
| Bu sırada barın diğer tarafında başka bir öğrencinin telefonunu tuttuğunu fark ettim, ama bu sefer gruba doğru. | TED | في الجانب الآخر من الحانة لاحظت طالبا آخر يحمل هاتفه. هذه المرة كان مع مجموعة. |
| Birkaç hafta önce dinleme cihazı yerleştirmeyi düşündüğümüz barın sahibi mi? | Open Subtitles | أليست هي نفس الحانة التي تحدثنا عن التنصت عليها منذ عدة أسابيع ؟ |
| -Prince William adındaki barın barmeni ile görüştük. | Open Subtitles | تحدثنا إلى نادل من مكان يسمى الأمير وليام الحانة. |
| Cüzdanını alıp, barın arkasına koyarsın. | Open Subtitles | حينما تخرجين ما في جيبك تضعينه خلف البار |
| Neden barın üstünden yalamıyorsun, köftehor? | Open Subtitles | حسناً , لماذا لا تلعقه من على البار . يا كرة اللحم المفروم ؟ |
| Bu adam, yani Danny, barın sonunda oturuyordu ve kızın geldiğini gördü. | Open Subtitles | جلست بالقرب من الطاولة ,خلفنا ,تتكلم مع صديقتها هذا الشاب داني كان يجلس في نهاية البار,و شاهدها تدخل الى الداخل |
| Bebek Diego, Buenos Aires'te bir barın önünde imza vermeyi reddettiği için bıçaklandı. | Open Subtitles | طعن دييغو الصغير خارج حانة في بوينوس أيرس بعد رفضه إعطاء توقيعه لأحدهم |
| Şey, barın bir lezbiyen barı olduğunu nasıl bilebilirdim ki? | Open Subtitles | حسناً، كيف كان من المفترض أن أعرف بأنها حانة سحاقيات |
| Biliyorum, biliyorum. Üyelere özel bar olması zaten kötü olurdu ama hiç barın olmaması acımasızlıktı. | Open Subtitles | عدم وجود ساقٍ في المشرب عقاب كافٍ، أما انتفاء المشرب فقسوة |
| Fakat barın sahibiyle konuştum, teklifinize teşekkür ediyor ama barı satmakla ilgilenmiyor. | Open Subtitles | ولكنى تحدثت مع المالك هو يقدر العرض ولكنه ليس مهتم ببيع الحانه |
| Mike, barın sendeki yüzde onluk kısmını satın almak istiyoruz. | Open Subtitles | مايك ، نريد ان نشتري حصة العشرة بالمائة في حانتك |
| barın sonunda ceketini bulacaksın. | Open Subtitles | أنت ستجد صدريّة في النهاية الأخرى للحانة |
| barın birinde, seksi barmenle birlikte içki içiyor olabilir ona sürtünüyor olabilir. | Open Subtitles | ربما هو فى بار يقوم بحركات مثيرة مع الساقية أو يمارس معها الجنس |
| barın içinde kamera yok. | Open Subtitles | ليس هناك مراقبة داخل الحانةِ. لكن 20 دقيقةَ لاحقاً، أوراق لانجستون. |
| Biraz sonra içeri barın garsonu girdi. | Open Subtitles | و بعدها اتى رجل من النوع الذي اقابله في الحانات |
| barın öteki ucundan çok güzel görünüyordunuz. | Open Subtitles | لقد كنت جميلة جدا من الجهة الأخرى للبار |
| Devamlı uyarı alan bir barın nasıl açık kaldığını mı? | Open Subtitles | هل ستشرح كيف تبقي حانه تكررت مخالفاتها مفتوحة؟ |
| Kızın, diğer iki kurbanın sık sık gittiği bir barın müdavimi olduğunu düşünürsek epey kısalmış oluyor. | Open Subtitles | قلّصتها أكثر عندما تأخذين بعين الإعتبار أنّها كانت زبونة منتظمة لحانة إرتادها ضحيتان آخرتين. |
| barın için para biriktirmenin daha başka bir sürü yöntemi var. | Open Subtitles | هٌناك طٌرق مٌتعددة تَجمع بها المال لحانتك |
| Kilisenin yanından geçtiğin hızla barın da yanından geçsen, çok daha iyi olur, küçük şaşı. | Open Subtitles | لو مررت بالحانة مسرعاً كما مررت على الكنيسة كان ذلك من الأفضل لك وحتى تغض بصرك |